KANATLARINDAN DÜŞEN YAĞMUR
"Açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez."
Andre Gide
Ne Jupiter, Kayıp Evren AtlasıHer evrene ait canlılar vardı. Bu evrenler benim açımdan biraz farklı da olsa düşündüğüm zaman doğrusunun bu olduğuna inanıyordum. Balıkların evi denizlerdi, vahşi hayvanların evi ormanlar, kuşların gökyüzü, çiçeklerin toprak, insanların evi ise şehirlerdi. Ama ben bu evrenlerin arasında kendime yer edinemiyordum. Nereye gidersem gideyim ucundan tuttuğum bu boşluğun sonunu getiremeyeceğimi düşünüyorudum. Kendimi şehir sokağında yaşayan bir kedi ya da gökyüzünden inmiş bir kuş gibi hissettiğim oluyordu. Aitlik kavramını kendi hayatıma oturtamadığımı biliyordum. Bazen koparılan bir çiçek gibi hissettiğim de oluyordu. Yine de benim evrenim neresiydi bilmiyordum ama herkese uyum sağlamaya çalışan insanlar gibi olmakta istemiyordum.
Arabanın camından yanısyan yüzüme baktım. Hoşnutsuzluk vardı. Ne beni bu hâle getirmişti? İnsanın kendini hiçbir yere ait görememesi bu kadar mutsuz edebilir miydi?
Elimde çiçek tohumları varmış ve ben onları gökyüzüne ekmeye çalışıyormuşum gibi hissediyordum. Onun yetişebilmesi için doğru ortama ihtiyacı vardı ama bu ortamı bulmak, kuşu toprakla büyütmek kadar zordu.
Kafamın içinde oluşan evrenler birbirini sürüklerken kendimi kulaklığımdan gelen şarkıya teslim ettim. "İçi boş vücutların arasında artık ayrıldım."
Gözlerimi kapatıp kendimi olmak istediğim evrende hayal etmeye çalıştım.
"Kayıp evren atlasında sana yakın dünyalar aradım."
Kulaklığımın tekinin çekilmesiyle oluşturduğum ufak huzurlu ortamın bozulmasının verdiği üzüntüyle gözlerimi açtım.
Duru kocaman gülümsemesiyle bana bakıyordu.
"Tatile gidiyoruz insan biraz neşeli olur ya." Gülümsemesini yüzünden düşürmeden konuşmaya devam etti. "Müslüm Gürses dinleyip olmayan aşk acısını mı çekiyorsun doğruyu söyle."
Duru çocukluğumun en iyi dostuydu.
"Geçen gün koltukta kulaklıkla uyuya kalmış. Ne dinliyor diye bir bakayım dedim belki mükemmel listesinden şarkı çalarım umuduyla." Duru dehşet içinde arabayı kullanan Atay'a döndü. "İbrahim Tatlıses çalıyordu." Atay kocaman bir kahkayı patlattığında Azra'da ona eşlik etmişti. Sanırım şu an bunu komik bulmayan tek kişiydim.
"Bir kere onu ben kesinlikle açmadım." Diyerek Duru'nun lafını kestim. "Kendi kendine ona geçmiş yoksa bilirsiniz mükemmel şarkı zevkim vardır." Atay dikiz aynasından bakıp biliyorum dermişcesine kafasını salladı. Azra' ya döndüm. "Sevgilini durduğumuz ilk durakta döveceğim."
Duru kafasını omzuma yasladı ve az önce kulağımdan çıkardığı kulaklığı taktı. Benimle birlikte şarkıyı dinlemeye başladı. Bu haline gülümseyip kafamı cama yasladım.
Uzun zamandır planını kurduğumuz tatile gidiyorduk. Yol çok uzundu ama Duru uçaktan korktuğu için buna katlanmak zorunda kalmıştık. Duru'nun yükseklik korkusu vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanatlarından Düşen Yağmur
Fantasy"Vigonaya doğduğum andan beri güneş açmadı. Güzel ve parlak olduğunu biliyorum sadece. Şimdi sana baktığım zaman güneşi görmüş kadar oluyorum."