Perdemden sızan güneş ışığının verdiği tatlı rahatsızlıkla uyandım. Gülümseyerek yatağımdan kalktım ve perdemi sonuna kadar açıp odamın aydınlanmasına izin verdim. Bugün okulun son günüydü. 3 ay rahattım artık. Gezip, eğlenecektim. Gençliğimin baharında beni hapsettikleri yerden 3 ay uzak duracaktım.
Tuvalete girip sabah rutinimi yaptım. Tuvaletimi yaptım. Elimi, yüzümü yıkadım. Dişlerimi fırçaladım. Kısa sarı saçlarımı taradım. Elime nemlendirici, dudağıma dudak kremimi sürdüm.
Üstümü değiştirmek için odama giriyordum ki annem "Yemek hazır Eylül sofraya gel!" diye seslendi alt kattan. Yemeğimi dondurmalı pijamalarım ve tatlış terliklerimle yemek zorunda kaldım. Anneme "Günaydıın!" deyip yanağından öptüm. O da beni öpünce sofraya oturup hamur kızartmalarını ve portakal suyumu mideme indirdim. İyi ki kıyafetlerimi giymemişim çünkü üzerime portakal suyu döktüm (yine).
Merdivenleri hızla atlatarak odama ulaştım. Dolabımın kapağını açtım ve kıyafet seçmeye başladım. Öncelikle siyah kısa çorabımı giydim. Sıcağa aldırmayıp yine siyah renkte üstünde 'summer' yazan fotoğraflı, salaşımsı bir tişörtü elime aldım, altıma ise beyaz dar bir kapri beğendim. Bunları seçerken modası geçmiş olan 'Endless Summer' şarkısını mırıldanıyordum. Seçtiklerimi giyindikten sonra Harry Potter kolyemi takıp çok hafif kokulu bir parfümü 3 kere üzerime sıktım. Rimelimi sürdükten sonra cebime 10 TL, bir tane selpak ve telefonumu koydum. Bu huzurlu günde çanta takmadım. Kuş gibi hissediyordum. Çok mutluydum.
Kapımın arkasındaki boy aynasında kendime bakıp aşağı indim. Ayakkabılarımdan koyu kırmızı olan converselerimi seçip ayağıma geçirdim. Deniz'in yanına gitmek için kapıyı açacakken kapı çaldı. Gelen benden erken davranan Deniz'di...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EYLÜL'DE DENİZ.
ChickLitKomşu olan liseli iki genç (Eylül ve Deniz) uzun zamandan beri arkadaşlar. Baş karakterimiz Eylül senelerdir Deniz'i seviyor ama arkadaşlıklarının bozulacağını zannettiği için söylemiyor. Deniz ve Eylül'ün hikayesini bilmek istiyorsan bu kitabı kütü...