Uyandığımda ıssız bir adadaydım. Beni uyandıran ses Barbossaydı. Ufuktaki Güneş parlaklığı içindeki siyah nokta siyah incim olmalıydı. Arkamı döndüğümde çığlıklar içinde Gibbs'in sesini duydum. Yavaş ve alaycı adımlarla tam ilerliyordum ki Davy Jones ve mürettebatının Gibbs'i esir aldığını gördüm. Tam arkamı dönüp kaçıcaktım ki adanın içinde yankılanan Jack Sparrow sesini duydum. Bu benim ismimdi ve bu sesin sahibini çok iyi tanıyordum. Bu ses Davy Jones'un- Uçan hollandalının kaptanının- sesiydi. Bir anda arkamda Davy Jones'un ahtapot şeklindeki sakallarının sırtıma değdiğini hissettim. Bu iğrençti. Yavaşça arkamı döndüm ve onun lanet olası suratını gördüm. Sonra alaycı bir ses tonuyla:
"Ooo, eski dostum Davy Jones seni görmeyeli baya olmuş." dedim. O da kızgın bir ifadeyle bana:
"Kısa kes Jack lanetli sandığın haritasının nerede olduğunu söyle." dedi ve kılıcını boynuma doğru tuttu. Bende gaza gelerek:
"O zaman beni çiğnemen gerekiyor." dedim. O da pis pis sırıtarak:
"Sen bilirsin." dedi. Ben de korku içinde:
"Dur, dur, dur. Joker hakkımı kullanmak istiyorum." dedim. Kabul ediyorum korktuğumda, heyecanlandığımda veya başka duygulara kapıldığımda kesinlikle saçmalıyordum. Davy Jones da bunu anlamış olacak ki bana garip bir yüz ifadesiyle baktı. Gerçi o ahtapot yüzüne ne kadar yüz diyebilirsek. Ve yine ben saçmalamaya başlayıp emir verir gibi:" Gibbs'i getirin." dedim. Ne yapabilirdim emir vermeye alışmıştım ve saçmaladığımı da biliyordum. Davy Jones mürettebatına:
"Gibbs'i getirin!" dedi. Bu dediğine şaşırmıştım. Genelde ben ne dersem tam tersini yapardı. Biraz zaman geçtikten sonra mürettebattan biri Gibbs'i getirdi. Bende:"Harita Gibbs'te ." dedim. Gibbs anlamayan bir tavırla:
"Neee!" diye bağırdı. Davy Jones sinirlenmiş olacak ki:
"Yeter artık kesin sesinizi sizi lanet olasıcalar." diye bağırdı ve bizi gemisine bindirdi. Aslında gemisine binmek istememiştim yani o uçan hollandalı dedikleri hurda güvertesi ıslanmaktan yosun tutmuş gemiye. Ben benim olanı Siyah İncimi istiyordum. Ama o huysuz ihtiyar Barbossa gemimi benden alıp gitmişti. Ne yapayım bu ıssız adada kalmaktansa o hurda gemiye binmeliydim ve bindimde zaten. Şimdi nereye gittiğimizi bilmiyorum ama şundan eminim ki lanetli sandığın haritasını Barbossa benden almıştı. Ve benim Barbossayı bir an önce bulmam gerekiyor...Arkadaşlar bu benim ilk hikayem. Yanlışlarım varsa kusura bakmayın. Bu hikayeyi yazmamda bana yardımcı olan arkadaşıma çok teşekkür ediyorum. Yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum.
Sizi seviyorum:):):)