Türkiye'ye taşımanın verdiği mutluluğu yaşıyordum daha önce hiç böyle umut dolu hissetmemiştim. Resmen yepyeni bir hayat, annemle ikimiz, hem de İstanbul'da...
Babamla annem şükürler olsun ki 18 sene sonunda boșanmıșlardı.
Annem hafif bir trafik kazası geçirdikten sonra aniden Londra'dan, İstanbul'a taşınma kararı vermiştik.
Babam da annem de Türklerdi. Aileleri onları mesleklerinde daha başarılı olmaları için İngiltere'ye yollamışlardı. Annemin bu sayede gayet işinde başarılı biriydi ama babam için aynısını söyleyemezdim o sadece bencil bir alkolikidi.
Türkiye'ye küçüklüğümden bu yana 3 defa gelmiş onda da çok fazla gezememiștim. Memleketimden bu kadar uzak kalmama rağmen Türkiye'yi büyük azimle bir çok ayrıntısına kadar kültüründen, diline, dilinden tarihine kadar az çok benim yaşlarımda olan birinden daha fazla bildiğimi düşünüyordum.
Annem ile şuan yeni evimize yerleşiyorduk. Annem kırılabilir olan eşyaları kolilerden çıkarıyor, ben ise yeni odamı kuruyordum.
"Anne önceden buralar hep dutluktu dimi?"
"Seni böyle gördüğüme çok seviniyorum Aiden" dedi gülümseyerek haklıydı yıllar sonra ilk defa böyle enerjik ve mutluydum
"Anne bundan sonra sana ane dicem"
Dedim gülümsememi zorla saklayarak annemi sinir etmek çok hoşuma gidiyordu"Türkçe'ni düzgün kullan lütfen Aiden"
Annemin tabakları dizme sesi mutfaktan odama kadar geliyordu
"Okuluna kaydını yaptırmamız lazım bir an önce"
Şuan okul falan istemiyordum.Yeni taşındığımız İstanbul'da az da olsa kafa dinlemek istiyordum.
"sen ağlıyon ane"
"Aden!"
"Aden deme bana lütfen benim ismim Aiden" babam çoğunlukla bu ismi kullandığından sevmezdim yoksa anlam olarak cennet bahçesi demekti.
"Üzgünüm hayatım ama ne kadar sevmesen de burada bu ismi kullanmak zorundasın." dedi annem odama kadar gelerek
"Aiden ismimi burada kullanamıyor muyum ya?" dedim oflayarak elimdeki eşyaları masaya bırakıp kollarımı göğsümde birleştirdim
"Kullanırsın ama burada Aden ismini kullanman daha iyi olur. Kimliğinde öyle yazıyor sonuçta" deyip tekrar mutfağa yöneldi annem
"Hay sıçayım"
"Ne dedin sen?"
"Ben onu sesli mi söyledim ya? "
"Ben duyduğuma göre??"
"Anne ben bir dışarı çıkayım geliyorum şimdi" deyip kapıya yöneldim
"Aden buraya gel"
"Nasıl olurda böyle pis bir şekilde konuşursun?"Ayakkabımı hızla giydim annem tam kapıya yetişiyordu ki o sırada kapıyı kapattım
"ADEEN"
"Yuh be kadın" diye mırıldandım. Resmen kapının önünden bile ses gelmişti.
Annem küfür ve hakaretlerden gram hoşlanmazdı. Kendisi kibar konuşan nasik bir kadındı. Evde kalsaydım bir ton azar ișitirdim.
Aslında iyi olmuştu ya hem oturduğumuz yeri falan keşfederdim ceplerimi karıştırdım, ama telefonum yoktu
"hay ebesinin ya, ben şimdi nasıl müziksiz gezeyim "
Sokak boyunca kendi kendime azıcık sesli de olsa konuşa konuşa yürüdüm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cennet Bahçesinde Ki Çiçek - GxG
Teen FictionToplum baskısı ve yaşadığı etkenler yüzünden bir araya gelmekte aşırı zorlanan iki gencin hikayesi "Beni tam şuan da öperek;korktuğun şeylerin açığa çıkma riskini göze almıyorsun ama beni öpmeyerek pişman olma riskini göze alıyorsun. Hani sen risk...