Büyük tıkırtı seslerine uyandım.Saate baktım.Saat daha 10.30'tu. Kalkıp yüzümü yıkadım,mutfağa doğru ilerledim.Annem bu saatte kalkıp kahvaltı hazırlamıştı.
"Anne?"
"Günaydın anneciğim,ne çok uyudun öyle?Hadi kahvaltını yap. Yapacak işlerimiz var bugün." tam ağzımı açıp konuşacakken ekledi; "Soru kabul etmiyorum,hadi ye de çıkalım"
"Peki,savcı hanım sakin olun"böylece soru sormama bile izin vermeden,kabul etmek zorunda kaldım.
Mutfağı toparladıktan sonra annem ile birlikte evden çıktık.Kadıköy'deki sokakları gezip gezip durduk.
"Anne yeter artık çok yoruldum,nereye gidiyoruz?"
"Türkiye'deki bir çok iyi okulun lgs puanı ile öğrenci aldıklarını biliyor muydun?"
"O ne ki? Hem ne alaka ki şimdi?"duraksadım ve aklıma gelen ilk şeyi sordum.
"Anne beni okula kayıt ettirmeye gitmiyoruz değil mi?!"
"Aynen öyle yapacağız,ayrıca Lgs de Liselere Geçiş Sistemi demek.Kısaca ayrıcalıklı bir liseye gitmek için sınava girmen gerekiyor."dedi tek solukta
"Ne diyebilirim ki anne inanılmazsın gerçekten ve çok inatçısın"
"Bana çekmişsin desene.Geldik sayılır okul hemen şurada"
"İyi de ben London'da bir sınava girmedim lise için?"
"İlk olarak London değil Londra Aden,ikinci olarak da işte tam bu yüzden seni özel okula yazdıracağım."
"He he evet Türkçe'mizi düzgün kullanıyoruz falan filan pff neyse." Sanki buradaki öğrenciler çok düzgün Türkçe konuşabiliyorlar da..
Annem, müdür olduğunu öğrendiğim Asiye Hanım'ın odasına beni kayıt ettirmek için çıktı.O sırada okulu gezmeye karar verdim.Tatlı bir kafeteryası vardı.Okulun arka bahçesinde 2 tane kale bulunuyordu.Ön bahçesinde ise voleybol filesi ve basket şeyleri falan bulunuyordu klasikti işte.Ön bahçe de 2 erkek dikkatimi çekti.
Yüzleri bir yerden tanıdık geliyordu.Ben bu yüzleri hatırlamaya çalışırken,merdivenlere sıra gibi oturmuş kızların sesi kulağıma geldi.
"Yasir çok yakışıklı değil mi yaa?" A'yı uzatarak kurduğu bu cümle çok itici gelmişti. Yasir kimdi acaba? Burada olmadığı aşikar çünkü ben yakışıklı biri falan göremiyordum.
"E herhalde Simay, Belinay'ın sevgilisi sonuçta."
"Of ne alaka yaaa iki de bir Belinay demeyi kesemez misin? Anladık en güzel o." Bir bok anlamadığım için kızlara yaklaşıp onları bir daha görmememden emin olmak istiyordum.Sonuçta sınıfımı annem ile müdür konuşurken duymuştum.
"Merhaba ben buraya yeni kayıt oldum da -maalesef- kaçıncı sınıfsınız acaba?"
"Sana da merhaba yeni kız 10'uz biz komple, sahada gördüğün yakışıklı çocuklarda öyle " dedi adının Simay olduğunu öğrendiğim kız.Yakışıklı dedikleri 10 saattir dedikodusunu yaptıkları çocuklar bunlar mıymış?
"Ay çok bakma kız gözün kalır. Sevgilisi var hem gerçi kime baktığına göre değişir ama" ne bok bok konuşuyor bu ya
"Merak etmeyin yemem sizin leş sevgililerinizi" tiskinerek bir daha baktım hem kızlara hem de o 2 çocuğa tam arkamı dönüp gidecekken arkamda kızların uğultularını duydum.Arkamdan biri gelerek sertçe bileğimi çektiği anda kızın kolunu ters çevirdim. Kız bir anda bileğini elimden çekti.
"Ne sanıyosun be sen kendini?" Pick me Simay konuştu.
Basketbol oynamayı bırakıp bize doğru gelen birinin isminin Yasir olduğunu bildiğim erkekler geliyordu.Merdivende oturan tüm kızlar ayağa kalkmış fakat bana doğru yürümeye cesaret edememiş olacaklar ki oldukları yerde bize bakıyorlardı.Basketçi 2 çocuk bize daha çok yaklaştıklarında kim olduklarını yeni anladım dün sahilde gördüğüm,kızın yanında oturan 3 erkekten ikisiydi bunlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cennet Bahçesinde Ki Çiçek - GxG
Novela JuvenilToplum baskısı ve yaşadığı etkenler yüzünden bir araya gelmekte aşırı zorlanan iki gencin hikayesi "Beni tam şuan da öperek;korktuğun şeylerin açığa çıkma riskini göze almıyorsun ama beni öpmeyerek pişman olma riskini göze alıyorsun. Hani sen risk...