umarım kitabi seversiniz, bölümler içime sinmiyor 🥺
Oy vermeyi ve yorumlarınızı unutmayın 🙏🏻
*
"Heeeyy uyan bugün üniversitenin ilk günü Lisa." Rosé üzerime atlayarak beni uyandırmaya çalışıyordu. Zar zor gözlerimi açarak yanımda ki duran saate bakmıştım. Saat daha sabahın 8'ydi ve dersler 14.00'dan sonra başlıyordu. "Derdin ne senin saat daha sekiz Rosé." Söylenerek tekrar kafamı yastığa koyduğumda üzerimde ki örtüyü yere atmıştı. "ROSÉÉÉ." ağlamalı tonda bağırdığımda uykulu gözlerle kafamı ona çevirdim. "Lütfen bir saat daha uyumama izin ver güzelim."
"uyan Lisa,bir şeyler yapalım." Oflayarak tekrardan gözlerimi açıp oturur pozisyona geldim. "Ne yapacağız." tekrar aynı şeye düşmüştük. Yapılacak çok şey vardı aslında ama hangi birini seçeceğiz ona karar veremiyorduk. "En iyisi erkenden üniversiteye gidelim belki birileri ile tanışırız."
gerçekten bu kızın üniversite heyecanı yüzünden başımıza iş alacak gibi hissediyordum. "Sabahın bu saatinde hangi enayi gider Rosé." söylediğim şeyle kırmış olmalıydım. Çünkü gülen yüzü düşmüştü. Ancak onu üzmek değildi asla amacım. "Ne yani enayi miyim ben?"
"Hayır hayır, öyle demek istemedim." Kollarını birbirine bağlayıp dudak büzerek arkasını bana dönmüştü. Bende peşinden ilerleyip boynuna atılarak sarılmıştım. "Hey hadi ama özür dilerim. Tamam gidelim üniversiteye." Yanağına kocaman öpücük bıraktığımda o da bıyık altı gülmüştü bana. "Cidden çok fenasın."
Kafasını bana çevirmesi ile burun buruna gelmiştik. Oysaki ben sadece yanağını öpmek için eğilmiştim lakin ikimizde burun buruna geleceğimizi tahmin edememiştik. Birkaç saniye bakıştıktan sonra ilk geri çekilen Rosé olmuştu. "Neyse hadi üzerini giyin çıkalım ben salonda bekliyorum seni."
Panikle ayağa kalkarak ellerini üzerine sürüp odadan çıkmıştı. Fark etmedim sanıyordu ama yanakları kızarmıştı. Bazen Chae'nin benden hoşlandığını hissediyordum ancak arkadaş olduğumuzu sürekli dile getirdiği için o düşünceler birden yok oluyordu. Chae hoş bir kızdı. Temasları genel olarak heyecanlandırıyordu ama söylesem arkadaşlığımız bozulur diye susmak zorunda kalıyordum. Düşüncelerimden sıyrılıp üzerimi giydikten sonra içeri geçmiştim. Rosé erkenden kalkıp çoktan kahvaltı masasını hazırlamıştı.
"Bir şeyler yedikten sonra lunaparka gidelim mi??" Hayranlıkla hazırladığı kahvaltı sofrasına bakarken güçlükle Rosé'ye bakmıştım. "Evet çok güzel olur. Üniversite'ye sonra geçeriz." Kafasıyla beni onaylayıp masadaki sandalyeye oturarak önüne tabak alıp masada olan şeylerden birer parça koyup yemeye başlamıştı bile.
"Afiyet olsun bebeğim." Portal suyundan içeceği esnada yutamamış ve biraz püskürtmüştü. "Sakin ol sadece bebeğim dedim." Bu hâline gülerken o ise hiç gülmüyordu. Bilerek yapıyordum ve bu da onun farkındaydı. Daha fazla sinir etmeden bende masaya oturup tabağıma birkaç bir şey koyarak yemeğe koyulmuştum.
ikimizde yediklerimizi bitirip hızlıca masayı ve etrafı topladıktan sonra dışarı çıkmıştık. Kapının önünde taksi beklerken çok fazla beklemeden gelmişti. Araca bindiğimizde Rosé cam kenarına geçmişti. Bende cam kenarında olduğum için orta yere geçerek ona yakınlaşmıştım. "Heyecanlı mısın?" Ona yakınlaşmamla sanki kaçacak bir yeri varmış gibi geri çekilmeye çalışmıştı. "Heyecanlı değilim ama gerginim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
four girls , chaelisa
FanfictionChaeyoung ve Lisa en yakın arkadaşlardı. hedeflerinde aynı bölümü ve üniversiteyi kazanmak vardı. öyle de olmuştu. gittikleri üniversite de Jennie ve Jisoo diye iki arkadaş edinmişlerdi. bu dörtlünün arkadaşlıkları güzel ilerlerken içlerinden birisi...