¿
Sabah uyandığımda odamdaki banyo'dan elimi yüzümü yıkayıp üstümdeki geceliği çıkarmıştım.
Günlük rutin kıyafetimi giyip aşağı bizimkilerin yanına gitmiştim, hepsi sofraya oturmuş birşeyler yiyordu.
Ayakta bir iki şey ağzıma atıp koşmaya gideceğimi söyleyip ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım.
Kulaklığımı takıp koşmaya başladım, han nehrine geldiğimde ilk etrafıma bakıp kulaklığımı çıkartmıştım.
Boş bank bulmam ile oturup telefonumdan kızlarla olan gruba girip Bay Moon'un attığı dosya kağıtlarına bakıyordum.
Bana biraz uzakta duyduğum yüksek ses ile telefonu kapatıp oraya baktım, bir kadın ve bir erkek kavga ediyorlardı.
Arada onlara bakarak etrafıma bakıyordum, uzun bir süre bu böyle devam etti daha fazla dayanamayarak ayağa kalkıp ikisine doğru yürümeye başladım.
Adam tam kadın'a vuracakken son iki üç adım atıp adamın havadaki bileğini tutup onu durdurdum.
"Bir kadın'a vurmak karşısındaki kişinin aşağlık birisi olduğunun en iyi örneğidir" diyip adamın tuttuğum elini sertçe ittirdim.
"Kimsin lan sen, tanıyormusun sen bunu" son söylediğini kadına itafen konuştu.
Tam üstümüze gelecekken burnunun üzerine vurduğum yumruk ile elini burnuna atıp geriye adım attı.
Kadına dönüp elimi omzuna koyup iyi olup olmadığını gözlerimle vücuduna kontrol ettim.
Gözle görünür birşey olmadığına emin olduğumda onun gitmesini bu adamı benim halledeceğimi söyleyip onu yolladım.
Adama döndüğümde burnuyla ilgilendiğini gördüm göz devirip arkama dönüp koştum.
Kapıyı açıp içeri girdiğimde evin gereğinden fazla sessiz olması dikkatimi çekmişti. Mutfakla birleşik olan salona girdiğimde de kimseyi görmemem ile Hestia'yı aramıştım.
Uzun süre çalma sesini dinlediğimde kapatıp Bay Moon'u aramıştım, 3. Çalışta açmıştı.
"Evet Asrın" "kızlar sizinle mi efendim" telefonun ucundan uzun bir sessizlik olduğunda kaşlarımı çattım. "Bay Moon?"
"Bilmiyorum toplu mesaj attıktan sonra Elenore'a söylemek istediklerim vardı" durduğunda kaşlarım çatılmıştı iyice "2. defa arayışımda açmadı, 3. arayışımda telefonu başka biri açtı" demesiyle telefonu kapatıp elime anahtarları alıp arabaya bindim.
Eğer kaçırıldıysalar büyük sıçmıştık, hızla genelde toplandığımız yere geldiğimde kimseyi umursamadan Bay Moon'un odasına daldım.
"Yerini tespit edebildiniz mi?" Bay Moon ayaga kalkıp ellerini öne uzattı, "ilk önce sakin ol Asrın"
"Nasıl sakin olayım, siz burada oturuyorsunuz arkadaşlarıma ne olduğu belli değil" sonda sesimi yükseltmiştim.
"Kendine gel Shade" önümde durup o da yüksek sesle bana karşılık vermişti. "Onlar senin arkadaşınsa benim adamlarım, benim çocuklarım size birşey olmamasını sizden fazla istiyorum"
Cevap vermeyip yüzüne bakmaya devam ettim sonra cevap vermeyip arkama dönüp kapıyı çarparak çıktım.
Bu işi tek başıma halledecektim, tam çıkacakken durup arkada eğitim alanına adımladım, birazcık yardım alacaktım.
Eğitim alana geldiğimde etrafa baktığımda istediğim dörtlüyü görünce onlara ilerliyordum.
Herkesin bakışları bende ve dörtlüdeydi, aramızda bir problem yoktu ama çok samimi de değildik.
"Park Caehyung" bakışları üzerimde olan dört kız kaşlarını çatıp Caehyung'a dönmüştü.
"Asrın" buradaki kimse soyadımı bilmiyordu, soyadım olduğunu ben bile bilmiyordum orası maçhuldur.
"Yardıma ihtiyacım var."
Selam selam selam! Nasılsınız yine yeniden diger kitaplar bitmeden bir kitapa merhaba^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hard To Love°Jungkook
Teen FictionHidden Dagger, tüm suç örgütlerini tehtit eden bir organizasyondur, burada yetişmiş birbirinden iyi 5 genç kız... . . . . Yanan depoyu görmemle gözlerimi etrafında gezdirip tekrar önüme döndüm, Hidden Dagger'in klasikleşmiş temizleme yöntemiydi, her...