Bir hayli uzaktım ona , pencereden bakar her sabah saat dokuzda evden okula gitmesini izlerdim.Her sabah öyle acele ederdi ki dudaklarının arasında bir dilim yağlı ekmek tek ayağının üstünde zıplayarak ayakkabılarını giymeye çalışırdı.her seferinde kapının arasına çantası sıkışır oflayarak o eski kapıya omuz atıp açardı.Renkli küpeleri ordan oraya sallanarak balat'ın en yokuş sokağından aşağı doğru koşardı.Hemen peşinden kapıdan çıkar o gün yine geç kalırdım.Bilirdim ki yokuştan inerken sürekli takılıp düştüğü kaldırıma takılıp düşecek, gözleri dolacaktı.O kaldırıma geçer onun karşı kaldırıma geçmesine izin verirdim.Caddeye indiğinde küçük kaset çalarını çıkartır,kulaklarında sezen aksu'dan yalnızca sitem yankılanırdı.Nerden bildiğimi sormayın bazı günler aceleden kaset çalarını unutur, sessizce mırıldanırdı bu şarkıyı...
Diğerleri gibi minibüse binmez geç kalsa bile yürürdü.Okula vardığında hemen sınıfa girer en arkadaki sırasına otururdu.İlk dersimiz hep edebiyat olurdu, özdemir Asaf lavinia'dan ilk satırları okurken Nevin öğretmen, gözlerimi alamazdım Nazlım'dan...
Sana gitme demeyeceğim Nazlım
Lakin hiç gelmedin ki
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arnavut Kaldırımı🦪
ChickLitYaşım 18 sana 40 yıldır aşığım ne içli sevdam dokunmaya kıyamadığım ne de severim ben seni,pencerinin önündeki karanfilleri,ne de severim ben seni koyu kahve harelerini,ne de severim ben seni dilinden dökülen her kelimeyi, boğazımda bir yumruyla,göz...
