Bu hikaye Nigrum_Mensis tarafından yazılmıştır ve tüm hakları ona aittir.--
Dört Krallıklar Buluşma Bölgesi
Yeonjun, elindeki mektupla öylece olduğu yerde dururken kendisinin az önce bulunduğu bölgeden hızlı adımlar ve telaşla ortaya çıkan ablasını duymuş, başına ona doğru çevirip dehşet içindeki yüz hatlarını gizlemeden ona bakmıştı. Ablası ise onun bu ifadesini yanlış anladı ve elinde tuttuğu kılıcı yere atıp yanına doğru koşturdu.
"Bir yerine bir şey mi oldu! Yeonjun niye öyle bakıyorsun!" O telaşla karanlıkla üzerini kontrol ederken Yeonjun hafifçe yutkunmuş, başını iki yana sallamıştı yavaşça. "Hayır, ben iyiyim. Merak etme abla. Sadece, şaşırdım." Hei-Ran, onun neye şaşırdığına anlam veremezken kaşlarını çattı ve paniklediği için fark edemediği mektubu o anda fark etti.
"O ne?" diye sordu önünde durduğu kardeşine. Yeonjun onun bu sorusuyla dudaklarını yalamış, gülmemek için kendini zor tutarken mektubu ablasının eline tutuşturmuştu. Hei-Ran, Yeonjun'un az önce yaptığının aksine mektubu içinden okudu ve her kelimede gözleri biraz daha irileşirken, "Siktir!" dedi resmen bağırarak.
Yeonjun onun bu tepkisine başını geriye atarak gülmüş, şoktan sıyrıldığını hissederken, "Gizli bir aşığın varmış!" demişti. Bu durumu ablasının aksine fazlasıyla komik bulduğu aşikardı. Çünkü Hei-Ran onun aksine ne gülüyor, ne bu durumu eğlenceli buluyordu. "Yeonjun," demişti sesine bir ciddiyet yayılırken. "Bu komik bir şey değil. Bu bittiğimizin işareti." diyerek de devam etti.
Küçük kardeşi sözlerine anlam veremiyordu ablasının. Yine de gülmeyi kesip ciddileşmiş, dudaklarını büzerken, "Neden ki?" diye sormuştu. Hei-Ran bekletmeden mektubu ona gösterip açıkladı. "Çünkü ben evlenmek istemiyorum!" Yeonjun ise omuz silkti ablasının direttiği şeye karşılık olarak. "Tamam, ne olacak ki? Reddedersin olur biter!"
Hei-Ran, işlerin bu kadar kolay olmadığını bildiği için başını iki yana salladı hemen. "Hayır, anlamıyorsun. Reddedemeyiz. Bunu bilerek yazmış mektubu resmen. Pislik herif!" dişlerini sıkarak söylendi. Yeonjun ise anlamadığı için, "Ama neden ki?" diye sordu ve ablasının gerginliğinden dolayı sesine yükselterek konuşmasına sebep oldu.
"Çünkü iki farklı krallığın varisleriyiz ikimiz de! Eğer reddedersek ticaret için bizim krallığımızı kullanmayı bırakabilirler. Prens Soobin gelecekte Kim Krallığının başına geçecek. Olası bir olumsuzluk bizi dost cephesinden düşman cephesine rahatlıkla sürükler." Yeonjun, daha önce hiç ablasının tarafından bakmadığı için duyduklarıyla korkuyla gözlerini irileştirmiş, "Bunu yapar mı gerçekten?" diye sormuştu. Hei-Ran elini ensesine atıp ofladı.
"Alfaların istediklerini elde etmek için yapabileceklerini duysan şaşırırsın. Elbette yapar. Asıl soru, bu durumdan nasıl kurtulacağız olmalıydı." Ablası sessizleşip düşüncelere dalarken Yeonjun uzanıp onun elinden mektubu almış, bir kez daha baştan sona okumuştu. Ardından kendisine engel olamadan yüzünü hafifçe buruşturdu ve, "Zaten senin arabana bile bırakmayı becerememiş. Böyle biriyle evlenemezsin." dedi.
Hei-Ran, duyduğu bu cümleyle kırmızı gözlerini kardeşine çevirmiş, "Nasıl yani?" diye sormuştu. Yeonjun mektubu kaldırarak kapısı açık olan arabasını işaret etti ve, "Benim arabama bırakmış." dedi. Ardından devam etti. "Onun hırsız ya da suikastçı olduğunu düşündüm. Sana bir şey bıraktığını söyledi. Ben durumu açıklayamadansa ortadan kayboldu." Hei-Ran, kardeşinin söylediklerinden sonra bir mektuba, bir de arabaya baktı. Zihninin çarkları büyük bir hızla döner ve onun kafasında bir çeşit kurtuluş planı oluşurken yüzü gecenin karanlığından aydınlanmış, kendisine bakan küçük kardeşine bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Story || yeonbin
Fanfictionomegaverse !¡ royal au !¡ alfa soobin omega yeonjun Bu hikayenin tüm hakları nigrum_mensis adlı hesaba aittir.