KIZIL GEYİK

39 2 0
                                    


Saate baktığımda saat mutfağa geldigimde 11.15 ti hala aynıydı olamazdı enaz üç dört saat kalmıştım orada,hala ıslaktım,ayaklar ımda cimen parcaları vardı ,aklımı kacırmak üzereyim galiba,daha fazla kafamı karıştırmamak için hemen yatagıma gidip yorgaana sarıldım uykuya daldım.


Sabah olunca akşam yaşadıklarımı uzun uzun düşündüm,artık ruya olamazdı ,mı acaba ,bugün işe gitmeyecegim ,oraya birdaha gitmek istiyorum,hemen mutfaga gittim poşetten bir kestane daha aldım ocaga koydum ,bekledim bekledim saatlerce ama hiçbirşey olmadı .


Yine tereddütte kaldım yoksaa rüyamı diye düşünerek moralsiz bir şekilde odama gittim yatagıma uzandım,derin bir uykuya dalmışım,uyandığımda hava kararmış ,saat on olmuştu ,yataktan kalkasım yoktu,saa sola döndüm durdum ,


İçimden bir ses kalk şimdi sırası geldi,hadi mutfaga .


Heyecanla yerimden fırladım,koşarak mutfaga gittim hemen kestaneyi ocaga koydum merakla beklemeye başladım, yine yer kaydı sarsıntı ve ışık,süperdi ,yine oraya gidecektim.


Duvarda açılan delik,heyecanla delikten içeriye girdim,ama farklıydı burası dünki gittigim yer deyil ,ama burasıda çok güzel ,cevre ışıl ışıl rengarenk ti dik bir tepenin eteklerindeydim,yukarda kocaman bir selvi ağacı görünüyordu,gayri ihtiyari oraya doğru gitmeye başladım , birşeyler beni oraya çekiyordu.


Dik yamacı çok kolay çikıyordum,sanki dört ayağım vardı ,koşarcasına selvi agacına doğru gidiyordum,sanki vucudumda binlerce tüy ,rüzgar deydikce hafif bir gıdıklanma hissi veriyor, oda beni çok mutlu ediyor.


Nihayet ağacın yanına geldim ,ağacın dibinde çok güzel bir çeşme vardı,şırıl şırıl akansu içme istegi oluşturdu ,içmek için uzandıgımda ! buda neydi sudaki yansıma kızıl kahve renkli bir geyik yansımasıydı ,hemen kafamı kaldırdım etrafıma baktım ,benden başka hiç kimse yoktu! biraz bekledim, tekrar suya baktım,yine geyik, bir anda irkildim, yansıma benimle eş hareket ediyordu ,geri çekildim tekrar tekrar bakıyordum,sonunda ikna oldum ,geyik bendim,


Bu nasıl olur diye kendi kendime konuşurken ,can kardeş diye bir sesle irkildim kafamı kaldırdıgımda ağaçta çok güzel bir kız vardı.şaşkın şaşkın baktığımı görünce .


-Ablası verenine kurban olsun yine mi kafan karıştı,hadi indir beni burdanda ,sana sarılayım.


Şaşkın bir halde ne yapacağımı düşünürken, birden aklıma annemin anlattığı ,geyiğin ayak izinden su içip geyik olan ,kardeşiyle maceralar yaşayan çocuğun hikayesi geldi ,bu mümkün olabilirmiydi ,sanki birazcık rahatlamışmıydım ne,derin derin nefes aldıktan sonra ağaçtaki kıza baktım ,sabırsız bir halde bana bakıyordu.


- Hadi canım bekliyorum.


-T tamam dedim ama biryandanda düşünüyordum,ne yapmam gerekiyordu .Hemen hikayeyi düşünmeye başladım (iki kardeş ormanda yalnızdılar, susadılar ama çok susadılar, karşılarına çıkan ihtiyar bi teyzeden su istediler ,teyze suyu olmadığını , ilerideki tepede ceşme olduğunu ama çeşmeye giderken,


- Birsürü hayvan ayak izlerine birikmiş sular göreceksiniz ,sakin o sulardandan içmeyin içerseniz hangi hayvanın ayak izinden içerseniz o hayvana dönüşürsünüz.


Dedi defalarca uyardı onları yamaca geldiklerinde küçük kardeş rüzgarın susuzluğu hat safhadaydı ablası,dayanamıyordu önlerine ilk çıkan su birikintisine içmek için hamle yaptı .


ablası Gülsu yalvardı .


-kardeş kardeş can kardeş gözleri mercan kardeş o sudan içersen kaplan olursun beni yersin nolursun içme .


İkna etti dört beş ayak izini geçtiler gülsunun dayanacak gücü kalmamıştı geyik ayak izine geldiklerinde rüzgar ablasından kurtuldu sudan içti içeriçmezde geyige dönüştü ,iki kardeş çok üzüldüler ağladılar yapacak birşey yoktu ,beraberce güvenli bir yer aradılar, bu selvi agacının yanına geldiler rüzgar hayvanlarla konuşuyordu ,kuşlar ona ağacın sırrını söylediler ,agaca eyil selvim eyil dersen selvi ağacı yerlere kadar eyiliyordu . )


Mirali hemen ağaca karşı -Eyil selvim eyil diye seslendi .


Selvi ağacı yerlere kadar eyildi gülsu ağaçtan indi geyiği kucakladı .


-Çok geç kaldın meraktan ölecektim can kardeşim ne yaptın bugün.


Mirali hemen kendini toparladı yapacak birşey yoktu hemen rüzgar olması gerekiyordu gülsuyla beraber biraz dolaştılar ,birşeyler yediler hava kararmak üzere hemen ağacın yanına döndüler , eyil selvim eyil diye seslendi rüzgar ,ağaç yerlere kadar eyildi iki kardeş ağaca cıktılar ,uyudular sabah olunca ,rüzgar ablasını uyandırmadan ağaçtan indı uçarcasına koşuyordu ,bu duygu çok güzeldi yorulana kadar koştu ,ağacın yanına geldiğinde çeşmenin yanında birileri vardı rüzgar bir kayanın arkasına saklandı izlemeye başladı.


Ne yapmalıydım diye düşünürken hikaye aklıma geldi ,hatırladığım kadarıyla sonu çok güzel bitiyordu ,müdahale etmiyecek akışına bırakacaktım.


Ceşmenin yanındali adam kıralın oglu olmalıydı ,gülsuyu görecek aşık olacaktı ,onu ağactan indirmeye çalışacaktı.olanları seyretmeye başladı ,sultan atına su içirmek istiyordu ,ama at suya yaklaşıyor kişneyerek ayaklarını kaldırıp geri kacıyordu ,sultan bir iki kez daha atını suya yaklaştırmaya çalıştı ,ne fayda her defasında aynı tepkiyle karşılaştı .


Merakla kendisi suya yaklaştı, eyildi ,kendiside geri çekildi birdaha baktı ,kafasını yukarı kaldırıp.

-Sen neysin öyle ,inmisin cinmisin .

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 23, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SIRLAR DİYARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin