[suna pov]
Kafam karman çormandı, her şey çok ani olmuştu. Gayet güzel şekilde muhabbet ediyorduk. Kageyama da nerden çıkmıştı? L/n'nin söyledikleri kulaklarımda çınlıyordu.
"Kendisi erkek arkadaşım olur."
Kendimi ikizlerin yanında buldum.
"Rin, içecekler nerde?" Atsumu yüzümden önce boş ellerimi fark etmişti.
"Hey, sen iyi misin?" Osamu omzumu tutuyordu.
"Onu gördüm çocuklar." anlayamamış ifadelerle birbirlerine bakıyorlardı, kafamı yere çevirdim. "Kageyama Tobio'yla birlikte."
"Kimi gördün Rin? Söylesene." Atsumu hala anlayamamıştı ama Osamu'nun ise artık anladığını hissediyordum.
Beni dışarı çıkarttılar. Temiz hava ciğerlerime dolarken içerideki yüksek sesli müziğin uğultusu hala kulaklarımdaydı. Bir bank bulduk ve oturduk.
"Sevgilisi olması seni bu kadar şaşırtmamalı, sen de kendini çok kaptırmadan öğrenmiş oldun işte." dedi Atsumu.
"Beni şaşırtan, sevgilisinin Kageyama olması Tsumu."
Aklıma o final maçındaki son seti verdiğimiz sayı geldi. Maçın en uzun rally'siydi, Yaku karşıdan gelen topu çok güzel karşılamıştı, top Tooru ile buluşmuştu ve Shoyo'yu yem olarak kullanarak bana cidden kusursuz bir pas atmıştı. Gerildim, son gücümle smacımı vurdum ama karşımda bir çift mavi göz vardı. Kageyama Tobio. Beni durdu, top bana çarptı ve dışarı çıktı. Maç ve kupa onlarındı, uluslararası turnuvaya gidecek olan yine onlardı.
Uzun bir sessizlik olmuştu ve saat daha erkendi, insanlar yeni yeni bara gelmeye başlamıştı. Onlara benim artık gitmemin daha iyi olacağını, biraz kafamı dinlendirmek istediğimi söyledim. Vedalaştık, bana arabaya kadar eşlik ettiler.
"Dikkat et, eve gidince de ara bizi tamam mı?" Osamu beni tembihlemişti. Kafamı salladım, içimden gelmese de gülümsedim ve yola çıktım.
Uzun süren yolculuğun ardından evimin önündeydim. Arabadan inip apartmanın kapısını açtım. Kendi dairemin olduğu kata merdivenlerden çıktım. Anahtarımı tekrardan cebimden çıkarıp kilidi çevirdim, içeri girip kapıyı geri kapattım. Elimi, yüzümü yıkayıp tişörtümü ve pantolonumu çıkarttım. Karnım biraz açtı ama umrumda değildi, direkt uyumak istiyordum. Üstümü giyemecek kadar yorgundum.
Yatağımda defalarca dönmeme rağmen uykuya dalamamıştım. Kageyama'yı görmek beni kötü etkilemişti. Kaçırdığımız başarılar, fırsatlar ve Tooru'nun intihar girişimi.
Hepsi için yeniden kendimi suçlamaya başlamıştım. Gözlerimi geri kapatınca anılar zihnimde yine canlanmaya başlamıştı.
Shoyo'nun çığlığı, Tooru'nun yerde yatan bedeni, etrafına yayılmış kırmızı sıvı, donup kalan bedenim, Shoyo'nun kapıdan koşarak çıkması, yanında getirdiği sağlık görevlileri, sedye ve karanlık.
"Hepsi benim suçum."
Hızlıca yatakta doğruldum. Böyle olmayacaktı, hemen üzerime rahat bir şeyler giydim, anahtarımı alıp çıktım. Evde daha çok boğuluyordum. Bu sefer asansörü kullandım, aynada kendime baktım. Yüzüm bembeyazdı.
Kendimi sokağa atmıştım. Birkaç sokak boyunca yürüdüm. Bazı sabahlar bir şeyler aldığım fırının olduğu sokağa girdim, eve geldiğimde hafif olan açlığım, şuan çok artmıştı ve fırın hala açıktı. Fırına girdim, tüm günden geriye kalan tek şey çöreklerdi. Aldım ve çıktım. Soğuk ama lezzetliydi.
Ben durakta oturmuş yemek yerken sokağa bir araba girmişti. Gözüm onlara takılmıştı çünkü ışıkların altında hareket eden tek şey olarak fazlasıyla dikkat çekiyorlardı. Arabada ise tanıdık bir yüz vardı. L/n Y/n.
Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Karanlık, beni göremeyecekleri bir yere geçtim. Belki yanlış görmüşümdür diye düşündüm. Araba park etti, bir süre ne inen oldu ne de araba hareket etti. Tam gidicektim ki bir silüet arabadan indi, diğer tarafa geçti ve kapıyı açtı. Açık mavi elbisesiyle arabadan L/n indi. Şimdi diğer silüeti tanıyabilmiştim, bugün üstünde olan siyah gömlekle Kageyama.
[y/n pov] nsfw!!
Kageyama ben telefonumu çantama koyarken kapımı açmıştı. İndim ve ona baktım.
"Teşekkür ede-" beni belimden kendine çekmişti ve dudaklarımı dudaklarıyla buluşturmuştu. Uzun bir öpücükten sonra saçımı düzeltip "Asıl beni evine davet ettiğin için teşekkür ederim." dedi. Gülümsedim, elini tutup bahçenin kapısına yöneldim. Evin bahçesine girdiğimizde köpeğim Tobio'ya hırlamaya başladı. Tobio'nun elini bırakıp köpeğin yanına gittim.
"Yabancı değil Atlantis, hırlamana gerek yok." dedim ve Tobio'ya döndüm, yavaş yavaş yaklaşmasını söyledim. Biraz arkamızda durup benim gibi eğildi. Köpekten uzaklaşıp onun yanına gittim.
"Benim sevgilim, bize zarar verecek birisi değil." diyip Tobio'yu öptüm ama Atlantis hırlamaya devam ediyordu. Saldıracak gibi davranmaya başlayınca sibirya kurdu köpeği tasmasından tuttum ve erkek arkadaşım bahçeden çıkınca onu kulübesinin oraya bağladım. Onunla iki haftadır sevgiliydik ama hala ona hırlamaya devam ediyordu.
Geri döndüm ve Tobio'dan özür diledim.
"Kimseye alışması bu kadar uzun sürmemişti." dedim ve içeri girip salona geçtik.
"Sana giyecek bir şeyler ayarlayayım." odanın kapısına yöneldim. Bileğimi tutmuştu, yeniden kendine çekmişti.
"Belki şuanlık kıyafete ihtiyacım olmaz."Ne diyeceğimi bilemiyordum, çok mu hızlı ilerliyorduk?
Ben bunu düşünürken beni öpmeye başlamıştı. Ayrıldık.
"Tabii sen nasıl istersen sevgilim?" dedi.Bu sefer ben onu öptüm, ne yapıyordum? Vücudum beynimden bağımsız hareket ediyordu. Öpücüklerimizin sesi arasında yatak odasına gittik, yatağa oturdu ve beni de kucağına aldı. Elbisenin arkasındaki ipleri çözmeye başlamıştı. Sonunda dudaklarını benimkilerden çekti ve elbiseyi eteklerinden tutup tek hamlede çıkardı.
"Çok güzelsin Y/n." derken göz gözeydik ve ben onun düğmelerini açıyordum. O da gömleğinden kurtulmuştu ve siyah kot şortunu da çıkarmıştı. İkimizde iç çamaşırlarımızla kalmıştık. Onu yatağa yatırdım ama hızlı bir hamlesiyle ne olduğunu anlamadan altta kalan ben olmuştum. Elini sırtımla yatağın arasına soktu, onun elinin girebileceği kadar doğruldum ve sütyenimi tek seferde açtı, odanın diğer ucuna attı. Şimdi göğüslerimiz birbirine değecek kadar eğilmişti, boynumu öperken yavaş yavaş kulağıma yöneldi, öpücükleri kesiltmişti ve sakince konuşma başlamıştı.
"Ben asla altta kalmam bebeğim, hiçbir konuda."
Oy vermeyi ve yorum yazmayı unutmayın! Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
psychology [suna rintarou x reader x kageyama tobio]
FanfictionTobio şimdi elimden tutup beni çekiştiriyordu. "Ama daha içeceğimi almadım." "Benimkini paylaşırız." bana bile bakmadan söylemişti. Tobio genelde kıskanç olur ama ilk defa onu böyle görüyordum.