11. first hug

177 17 1
                                    

ellerimin terlediğini hissediyordum, fazlasıyla gergindim. daha kim olduğunu bilmediğim biriyle bulusacaktim ve ona sarılmaya sözüm vardı. buluşma olduğunu söylemek bile garipti, sadece sarılacaktık sohbet bile etmeyecektik.

gerginliği bir kenara bırakıp ayağa kalktım. evimin yakınlarında bir park seçmişti, bu mahalle de çoğu kişi ünlüydü bu yüzden burada yaşadığını düşünüyordum. ya da bana kolaylık sağlamak için burayı seçmişti.

buluşma saatinden 15 dakika önce gelmiştim ve şimdi onu bekliyordum. direkt sarılsam kötü mü olurdu ama konuşacak bir şey yoktu yani.

sanırım direkt sarılmak daha iyi olurdu gece yazması ve bana sarılmak istemesi onun zor zamanlar geçirdiğini gösteriyordu. benden hoşlandığını ve bu sarılmanın ona umut olacağını biliyordum ancak kalbim bunu yapmamı ve ona destek olmamı söylüyordu. erken geldiğim için sıkılmamak adına telefonu elime aldım ve gruba girdim.

grup.

chan:
pist pist
hyunjin ve ben düşündük ki birkaç saat sonra dışarı mı ciksak?

jisoo:
ne için uyuklarım ben

taehyung:
kim olduğunu bilmesem yoongi hyung sanarım

jisoo:
belki benim??

jimin:
tamamen korkunc

jungkook:
bana uyar ama ne yapacağız?

hyunjin:
uzun zamandır oturup sohbet etmiyoruz hep salak saçma konular

jisoo:
cidden
sektörün dedikodusunu yaptığımız zamanlar aklıma geldi

lisa:
offf cidden çok iyiydi
bana uyar ben zaten dışarıdayım

chan:
dışarıda ne işin var kız?

hyunjin:
ayp bensiz

jisoo:
bunu benim demem gerek

lisa:
temiz hava almak için çıktım ama
fazla şık giyinmişim

jungkook:
işte bu tam olarak zengin hayatı
benim hazırlanmam uzun sürer ona göre

hyunjin:
pardon niye

jimin:
kendisi kızlara güzel görünmeli abisiii

jungkook:
yakisikli*

taehyung:
kelime ırkçılık

jungkook:
alakasiz

chan:
o zaman herkes geliyor mu?

jisoo:
hazırlanmaya başladım

jungkook:
ben birazdan başlarım
işim var|

hyunjin:
bende öyle
bir saat sonra buluşalım

lisa:
bana haber verin?

jungkook:
lisa ben seni alırım?
nerdesin?
sanki bilmiyorum|

lisa:
evimin orada ki parkta

jungkook:
tamam

jimin:
götü kaldirma vakti geldi

taehyung:
yardım lazım mı baya ağır sonuçta

chan:
hayir tae insanların götünü kesmek çok çok çok ayp yakışmadı

hyunjin:
chan
kes ve hazırlan

chan:
minho'nun ağzına peçete tıkma zamanı gelmis

jimin:
bir gün o anı izleyeceğim
cidden

●●●

telefonu kapatıp cebime atacağım sırada bildirim sesiyle çıkarıp gelen mesaja baktim. anonimden olduğunu görünce gerilmistim.

jllsm:
5 dakika erken gelmişsin?

lisa:
bekletmeyi sevmem ama nerdesin?

jllsm:
hemen arkandayım
geliyorum

●●●

telefonu bu sefer cebime koyup arkamı döndüm. simsiyah giyinimli birisi bana doğru geliyordu. kafasında bir şapka vardı ayrıca maskesi ve gözlüğü sayesinde hiçbir şey belli olmuyordu. tam bir anonim gibi giyinmisti. bedenine yapışan deri pantolonuna rağmen üzerinde ki o kadar boldu ki rüzgar sayesinde ince belini görüyordum. gerçekten spor yapmayı seven birisi olduğu belliydi.

bu bana yeni bir ipucu veriyordu.

yanıma geldiğinde kullandığı parfüm etrafı sardı. bu koku hiç tanıdık degildi ama neden bilmem aşırı yakın diyordu. yüzüne bakmama rağmen gözlerine bakmadım. rahatsız olmasını istemiyordum.

telefonunu çıkardı ve bir şeyler yaptı ardından bana bildirim geldi. telefonu çıkarıp gelen mesaja baktim.

jllsm:
güzel görünüyorsun

lisa:
sende öyle
yani pardon yakışıklı görünüyorsun
jungkook gibi oldum bu ne|

gülümsediğini gerilen yanaklarından anladığımda bende gülümsedim.

"bu hava da bu kalın şeyleri giymek senin için zor olmalı." başını sallayarak beni onayladı.

"ne zaman bana kendini gösterirsin bilmiyorum ama bekleyeceğim."

bu sefer bir tepki vermedi onun yerine kollarını açtı. beklemeden ona sarıldım. beğendiğim kokusu etrafımı cevrelediginde garip hissettim.

ben anonimi çok yakından tanıyordum.

çünkü şu an beni saran kollar beni çok güvende hissettiriyordu.

shooting star, liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin