Öncelikle herkese merhabalar.Bu deneyimlediğim 3.Ficim fakat hepsinin içime sinmeyen yanları oldu.Malesef hepsini silmek zorunda kaldım.Umuyorum ki bu ficim de diğerleri gibi olmaz.Çokça yanlışımın olduğunun farkındayım umarım ilerleyen zamanlarda bunları düzeltebilirim.Lütfen çok fazla toy olduğumu ve profesyonel yazıcı olmadığımı bilerek başlayın bu fice.Umarım hoşunuza gider. Beğenmediğiniz yerlerde eleştiri yapmayı unutmayınız!! İyi okumlar.🤍
•Lavinia çiçeği.
Sende biliyorsun ki sevgilim,bizim hikayemiz de mutluluk yoktu.Mutluluk için çok geç kalmiştık.Bu bir savaştı.Ya bu savaşı kazanıcaktık, yada kaybedicektik.
°°°
Son bir kaç dakikadır daldığım pencereden gözlerimi çekmiş,bu sefer ise oda da gezindirmeye başlamıştım.
Bu oda kesinlikle bana onu hatırlatıyordu.Tıpkı onun gibi beyaz,ve güzeldi.Jungkook.Benim biricik aşkım.İsmini bile anınca dizlerimin titremesine sebep olan kişi.
Çocukluğum,en temiz, ve masum yanım.Her ânımda yanımda olan kişi.Onu o kadar çok seviyordum ki,kelimeler ile anlatmak yetmezdi.
Birazdan gene gelicek,her zaman ki gibi ellerindeki beyaz karanfili masaya bırakıcak ve yanıma oturup benim ile uzun uzun konuşucaktı.Beni dinlemeyi seviyordu. Bunu anlıyordum. Anlıyordum çünkü gözlerimin içine o kadar mükemmel bakıyordu ki. Dünya üzerinde tek varlıkmışım gibi hissettiriyordu.
Geçen bir kaç dakika sonunda açılan kapı ile heycanla başımı kapıya çevirmiştim.Fakat sonuç beklediğim gibi değildi.Hemen düşen yüzüm ile kapıdaki kişiye daha fazla bakmamış ve başımı tekrardan cama çevirmiştim.
"Bay kim?" gelen hemşirenin seslenişi ile odanın ortasına kadar gelen hemşireye çevirmiştim bakışlarımı "İlaçlarınızı getirmiştim." diye devam etmişti. Yavaşça başımı onaylar biçimde sallamış,bana getirdiği ilaçları elinden almıştım. O ise içtiğimden emin olmak için başımda beklemiş ve ilaçlarımı içtiğimi görünce gülümsemişti.Her ne kadar ona Jungkook'un ne zaman geleceğini sormak istesemde, bunu yapmamın mümkün bile olamayacağını biliyordum.Olduğum katın kesinlikle ziyaretçi almadığını biliyordum bu yüzden jungkook'ta her zaman gizliden içeriye giriyordu.
İçerideki hemşire daha fazla durmamış geri çıkmıştı.Ben ise içtiğim ilaçların etkisi ile vakit geçtikçe daha da mayışmış en sonunda ise jungkook gelene kadar uyuma kararı almış ve uykuya dalmıştım.
°°°
Soğuktu.
Titreme tüm bedenimi kapsamıştı.
İlk defa iliklerime kadar üşüdüğümü hissediyordum.Oturduğum karanlık yerden yavaşça doğrulmuş,etrafıma bakınmaya başlamıştım.Çığlık atmak istiyordum birisi sesimi duysun istiyordum fakat hiç birini yapamıyordum.Ne yaparsam yapayım asla sesim çıkmıyordu.Dizlerim gittikçe beni taşıyamaz hale gelmişti.Tüm vücudum hem soğuktan hemde korkudan titremeye başlamıştı.En sonunda yapamıyıcağımı anladığımda yavaşça yere çökmüş karanlıkta etrafıma bakınmaya başlamıştım. Bir kaç saniye sonrasında gelen adım sesleri ile korku ile irkilmiş,olduğum yerde dona kalmıştım.Bu ayak izleri çok tanıdıktı. Gene aynısı olucaktı."Taehyungie~
Nerdesin?"duyduğum iğrenç ses ile yüzümü buruşturmuş ve olduğum yere iyicene sokulmuştum."Hadi ama taehyung cevap vermiycek misin?" Sesini duydukça tüm vücuduma ağrılar giriyordu.Tekrardan aynı şeyler yaşanmasın istiyordum.Aynı acıları çekmeye hazır değildim.Ne zaman aktığını bilmediğim göz yaşlarım yavaşça çeneme doğru akmaya başlamıştı.Sonunda görüş açıma giren beden ile dona kalmıştım. Dilim tutulmuş gibiydi.Bir türlü konuşamıyordum. "Nasılsın taehyung? Uzun süre olmuş değil mi?" diye tekrardan konuşmuştu.Kendimi zorlayabildiğim kadar zorlamış ve konuşmaya çalışmıştım."Napıcaksın? Neden,hala peşimi bırakmadın? Yetmedi mi çektirdiklerin?"En sonunda konuşabildiğim de pişkince yüzüme bakıp iğrenç gülümsemesi ile bana bakmıştı."Hadi ama taehyung senin kabusun olucağım demiştim.Benden asla kurtulamıyacağını sende çok iyi biliyorsun. Diretme daha fazla."Demişti.Geberip giderken bile senin kabusun olucağım demişti. Bunu başarmıştı.Bundan kurtulamıyıcağımı zaten biliyordum. Sadece umut ediyordum işte,en azından jungkook için savaşmak zorundaydım.Gittikçe bana doğru yaklaşan beden ile geriye gitmeye çalışmıştım.Malesef sadece çalışmıştım hareket edemiyordum. Her bir geçen saniye bana daha da çok yaklaşan beden ile tiz bir çığlık atıp sadece kurtulmaya çalışmıştım.°°°
Saçımda hissettiğim ağırlık ile güçlük ile gözlerimi açmaya çalışmıştım.En sonunda gözlerimi açabilmeyi başardığımda saçlarımı okşayan jungkook ile karşılaşmıştım.Her zamankinin aksine yüzüme korku ile bakıyordu.
Yavaşça yataktan doğrulmuş,iyicene jungkook'a sokulmuştum.O ise beni kollarının arasına almış saçlarımı okşamaya başlamıştı.
Her zaman beni anlamasını seviyordum.Beni anlayan ilk ve son kişiydi.Böyle zamanlarda şefkat ile yaklaşır,tüm acılarımı,üzüntülerimi almak istercesine sarılır ve yaralarımı tek tek öperdi.
Bir süre daha sarıldıktan sonra yavaşça ondan ayrılmıştım. Daha fazla endişelenmesini istemiyordum.Gerginliğime rağmen ona gülümsemiştim."Taehyung iyimisin güzelim?"Yine her şeye rağmen beni düşünüyordu."iyiyim sadece her zaman ki kabuslardandı işte.Alışığım biliyorsun pek sorun teşkil etmiyor."yüzüme üzgünce bakmış ve iç çekmişti."Hadi ama jungkook, gerçekten iyiyim bir şey yok endişelenme."demiştim.Benim yüzümden 1 saniye bile üzülsün istemiyordum.O bu dünyada en çok mutlu olmayı hak eden kişiydi.
"Peki tamam o zaman konuyu kapatalım.Bu gün ne yaptın bakalım?"Konuyu değiştirdiği için sevinmiştim.Ona aynı da olsa günümü anlatmayı seviyordum." Yine aynı klasik tüm gün boyunca senin gelmeni bekledim."demiştim."Peki ilaçlarını içtin mi?"Keşke içmesem ve o ağrıları hissetmesem demek istedim ama gene üzülmesini istemediğimden "evet, içtim." dedim.
Verdiğim cevap ile gülümsemişti.
"Beraber uyuyalım mı?" Sorduğu soru ile başımı onaylar biçimde sallamış ve yatağın diğer tarafına kayıp ona yer açmıştım. Hızla açılan yere yerleşmiş, sıkıca sarılmıştı.Ona sarılmışken arkasında duran masada gözüme çarpan farklı bir çiçek ile kaşlarımı çatmıştım.Bu Lavinia çiçeğiydi neden bugün farklı bir çiçek getirmişti ki? Aklımdaki soru işaretlerini gidermek için yavaşça ondan uzaklaşmıştım."Neden Lavinia çiçeği?"sorduğum soru ile kapattığı gözlerini açmış ve bana bakmıştı." Bilmem hoşuma gittiler ve getirmek istedim.Hem değişiklik olmuş olur. Yoksa senin hoşuna gitmedi mi?"Sorduğu soru ile hızla başımı iki yana sallamıştım. Hoşuma gitmişti sadece neden hep karanfil getirirken bugün Lavinia çiçeği getirmişti onu anlamamıştım. "Hayır sadece merak ettim. Hoşuma gitti."verdiğim cevap ile gülümsemiş ve beni yeniden kucağına çekmişti.Muazzam kokusu ile beraber mayışmıştım. Uyumadan önce ise son duyduğum şey ise " özür dilerim" demesiydi. Her ne kadar "neden?" diye sormak istesem de soramamış ve uykuya yenilmiştim.
Kim bilir belki de Lavinia çiçeği sonumuz olucaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-Son Kez- TK
General FictionO tertemizdi.Tıpkı beyaz gibi;Masumdu.Ancak ben öyle değildim,siyahtım ben. Kendim ile beraber onu da umutsuzluğa sürüklüyordum.Fakat bizim kaderimiz de bu vardı. Biz birbirimize zıt olan ama her şeye rağmen birbirine aşık iki kişiydik. Ben siyahım...