BİRİNCİ BÖLÜM

771 17 11
                                    

                                                                                         *** SUNUM ***                                                                                

Selam Aleykûm,

*Kitabıma değer verip, okumaya niyetlendiğiniz için hepinize teşekkür ederim.

*Hikaye,  kitap olacağı için tekrar tekrar düzenlenerek hatalar gideriliyor.

*Hikayenin, hepsini buraya yazmıyorum. Şuan en düzenli hâli ilk ve ikinci bölümleri ve diğer bölümler düzenlendikce güncellenecektir.

*Hikâyeyi ilk bölümde seveceğinize inanıyorum, basit olarak gelirse de diğer bölümlerini talep edebilirsiniz.

* Okuduğunuzda yorumlarınızı bırakıp, oy kullanırsanız daha hızlı tanınırız.

*Kitabın basım tarihi hakkında kesin bilgi veremiyorum, olabildiğince kusursuz bir eser çıkarmak istediğim için üzerinde özenle çalışıyorum.

*Son olarak, 'Aşka Yöneliş'in tanıtımı için açtığım facebook sayfama sizleri büyük bir heyecanla bekliyorum.

Facebook Sayfa Adı: Emre Esen & Kitapları

 Facebook Profil : Emre Esen...

Sayfa Linki: https://www.facebook.com/emresenn95/?pnref=story

Profil Linki: https://www.facebook.com/profile.php?id=100011134505412

* Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim, İnşaallah beğenirsiniz *

Bir dost olarak her zaman yanınızdayım. ' Emre Esen '




'' İnsan, başkalarına olduğu kadar kendisine de yabancıdır. ''

Bilgisizliğin olmasın seni bu imtihan yollarında yoran,

Beyhude işler yerine, biraz da ilimle oyalan

Her sözü, her kelamı bilebilir insan harfi harfine ömr-ü hayatında

Allah-ü Teâlâ, mutluluğu kendini bilene veriyor Cennet-ula Âlâda..

Gökyüzünün açık güneşli olduğu bir ilkbahar günüydü. Sena, öğleden sonra saat üçe çeyrek kala, yakın arkadaşıyla birlikte okuldan evine dönüyordu. Dillerine yörenin türkülerinden birisi olan, 'Eklemedir Koca Konak ' türküsü bir plak gibi dolanmıştı. Bir müddet sonra, türkü söylemeyi bırakıp ilim konularından konuşmaya başladılar. İlmin önemli konularından birisi olan 'Varoluş'u tartışmaya başladılar. Eyşan'a kalırsa, insanlığın varoluş nedeni 'Çalışmak'tı. Arkadaşı 'Çalışmak, yaşamın kendisidir' diye düşünürdü. Oysa ki, Sena bundan pek emin değildi. '' İnsanlığın varoluş nedeni çalışmaktan ziyade, daha farklı bir şey olması gerekmez miydi? '' diye düşünürdü.

Okulun beş yüz metre ilerisinde ki çiçekçi dükkânından yolları ayrılıyordu. Bir kaplumbağayı anımsatan yavaşlıkta ki yürüyüşleriyle, yolda geçirdikleri zamanı uzatmışlardı. Her yol bir zaman sonra, son bulacağı gibi bugün de yolları son bulmuştu ve ayrılmaları gerekiyordu. Birbirlerine sımsıkı sarılıp veda ettikten sonra, ikisi de kendi yollarına doğru yol almaya başladı.

Geniş bahçeli evlerle dolu bir dış mahallenin sonunda oturan Sena'nın yolu, arkadaşının yolunun neredeyse beş katı uzaklıktaydı. Sanki dünyanın öbür ucundaydı evi, bahçelerinin ardında başka bir ev yoktu. Kuş seslerinin bol olduğu, renkli ve büyüleyici bir orman vardı evlerinin arkasında. Sena bir süre daha yürüdükten sonra evlerine giden o ünlü, güzide caddelerinden birisi olan İstiklal'e saptı ve sonuna kadar yürüyüp keskin bir dönemeç aldı. 'Heyecan Virajı' denilen yerdi burası. ' Heyecan Virajı ' genelde paten, kaykay süren insanların en sevdiği tehlikeli virajlardan birisiydi. Hafta içleri herkes işinde, okulunda olduklarından dolayı boş olur ve hafta sonu dışında hiç kimseye rastlanmazdı. Her zaman olduğu gibi bugünde bomboş kalmıştı.

Aşka Yöneliş (Kitap Olacak)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin