Bölüm 1

39 4 9
                                    

"Kook nereye daldın öyle?"

Müziğin oldukça yüksek olduğu bu mekanda insanların birbirini duyması oldukça zordu. Buna rağmen dibime kadar girip kulağıma bağıran arkadaşım ile bakışlarımı daldığım yerden çekip ona çevirdim.

"Ne var?"

Arkadaşlarım kaba tavırlarıma alışmışlardı fakat bugün olduğundan daha huysuz olmamın sebebi evden kovulmuş olmamdı. Onların yanında yaşamamdan utandığı için kovmuşlardı beni. Ne de olsa evde "erkek üvey kardeşim" vardı. Ne yani? Eşcinsel olmak bu kadar iğrenç bir şey mi? Sikecek miydim o aptal oğullarını? Ah şu eski kafalı yaşlılar, onları anlamak gerçekten zor.

Jimin kabalığım hakkında kendi kendine bir şeyler söylenirken bakışlarımı tekrar küçük şovlar yapan barmene çevirmiştim. Elinde çevirdiği şişe ve muhtemelen müşterilerini etkilemek için attığı o muzip gülüş çekici görünmesine sebep oluyordu. Bakışlarımı yana çevirdiğimde yanımda cilveleşen Jimin ve Yoongiyi görüp gözlerimi kaydırarak kafamı tekrar çevirmiştim. Gerçekten, bıkmıştım bunların arkadaş ayağına birbirine yürümesinden. Önümdeki içki bardağını kafama diktikten sonra derin bir nefes alırken yüzümü buruşturdum. Onlarca farklı parfümün birleşmesi ile iğrenç bir koku sarmıştı etrafı. Burnumun hassas olduğundan mıdır bilinmez ağır kokular çocukluğumdan bu yana hoşuma gitmezdi. Oturduğum koltukta kalkıp dışarıya doğru yürürken her ne kadar gerek olmasa da çocuklara sigara içmeye çıktığımı belirtmiştim.

Dışarıya attığım ilk adımın ardından gözlerimi kapatıp temiz kokuyu içime çektim. Az önceki kokuyu düşünüp kendi kendime küfürler ederken cebimden paketimi çıkarıp bir dal sigara çekmiştim. Dudağıma yerleştirdiğim sigaranın ardından çakmağı yaktığımda kısa süre yanan ateşe göz attım. Sigaramı yakıp çakmağı cebime attıktan sonra sigaranın zehrini ciğerlerime kadar soludum.

Havaya bıraktığım dumanın ardından kulağıma gelen kavga sesi ile arkamı dönmüştüm. Kavga edenleri izlerken daha dakikalar önce hayran hayran baktığım barmenin dayak yediğini fark ettim. Anlamsızca gülümseme gelmişti, aşırı havalı burnu havada olan bu genç adamın dayak yemesi gerçekten komikti. Bir an göz göze geldiğimizde yüzümdeki gülümsemeyi çabucak soldurup önüme döndüm.

Hâlâ gelen tekme seslerinin ardından derin bir iç çekip sigarayı yere atarak ayak ucum ile söndürdüm. Arkamı dönüp genç adamı döven birkaç takım elbiseli adama yaklaştım. Cebimden çıkardığım yumruğumu adamlardan birisine salladığımda diğer adamlardan birisi üzerime yürümüştü. İsmini bilmediğim Genç barmen -genç dediğime bakmayın muhtemelen benden oldukça büyüktü- bunu fırsat bilmiş olacak ki çabucak ayağa kalkıp adamlara saldırdı. Yaklaşık 15 dakika içinde bütün adamları yere sermiştik. Omzumda hissettiğim el ile bağırarak arkamı dönmüş yumruğumu yüzüne geçirmiştim. Kısa süre içinde yanlış kişiye vurduğumu anlayıp yanına gittim, yere eğilmiş burnundan kan akarken kahkahalar atan adama anlamsızca bakıyordum.

"Üzgünüm. Seni onlardan sandım."

Cümlemi kurduğumda kafasını kaldırıp yüzüme bakmıştı. Ayağa kalkması ile ben de arkasından ayağa kalktım. Elini uzattığında şaşkınca yüzüne bakmış konuşmasını beklemiştim.

"Kim Taehyung, ismim Kim Taehyung."

Israrla elini uzattığından elimi uzatıp onunla el sıkıştım. Bir süre ne yapacağımı anlayamamış öylece yüzüne bakakalmıştım. Tanrı aşkına, ona kendi ismimi söylemem gerekiyordu. Ne kadar aptaldım? Kesinlikle sosyal ilişkiler ile ilgili bir kursa gitmeliydim.

"Jeon Jeong-guk"

"Memnun oldum Jeon."

Elini cebine götürmüştü. Ne yapıyordu acaba, merakla beklerken cebinden çıkardığı bir miktar parayı bana uzatmıştı. Bu da neydi? Bahşiş falan mı? Sorularımı kendime sorarken konuşmaya başlaması ile onu dikkatlice dinlemiştim.
"Yardım ettiğin için hediye gibi düşün"

Ne? Bana para mı teklif ediyordu? Gerçekten iyi birisi olduğunu düşünmüştüm. Kaşlarım çatırlırken elini geri ittim. Aslında kibarca reddedebilecekken bugün yaşadıklarımdan dolayı sakin kalamamıştım.

"Yardım satılık değildir Bay Kim. Size para için yardım etmedim bir insanın ölmesine göz yumamazdım."

Küçük bir kahkaha patlatmıştı. Teşekkür edeceği yerde para uzatıyor bir de komik bir şey var gibi gülüyor muydu? Tch... Bu adam gerçekten sinir bozucu.

"Ölmezdim Jeon inan bana ölmezdim. Sadece patronlarına hiçbir şey yapamadan gitmelerini istemediğim için birazcık zarar vermelerine izin verdim o kadar. Gerçekten dayak yediğimi mi düşündün? Sen olmasan da oradan kolayca sıvışabilirdim."

Sinirle ellerimi yumruk yapmış yüzünün ortasına yapıştırmamak için zor tutuyordum kendimi. Gözlerimi birkaç saniyeliğine kapatıp sakin olmaya çalıştım.

"Keşke bıraksaydım da öldürselerdi seni oracıkta. Siz zenginler teşekkür etmeyi bilmez misiniz?"

Cümlemi bitirir bitirmez Jimin'in sesini duymuştum. İsmini yeni öğrendiğim şahısın cevap vermesine izin vermeden yanından ayrılıp bizimkilerin yanına gittim. Benim arabamla gelmiştik ve benim arabamla gidecektik. Direksiyona geçip elimi kafama yerleştirmiş nerede kalacağımı düşünüyordum. Jimin ve yoongi arabaya bindiğinde Jimin her zamanki gibi heyecanlı bir şekilde bağırarak konuşuyordu.

" HEY! KOOK YANINDAKİ YAKIŞIKLI DA KİMDİ???? YOKSAAA BİZDEN GİZLİ BİRİSİYLE Mİ GÖRÜŞÜYORSUN!"

Daha ben cevaplayamadan kıskançlık krizine giren Yoongi söze atlamış, huysuz bir tavırla Jimin'e cevap vermişti

"O kadar da yakışıklı değildi, ben daha iyiyim."

Flörtöz halleri gülümsememe sebep olsa da yönelttiği soru beni sinirlendirmişti.

"Ha? O aptal herifle mi? Sikimi kesseler yine o zengin züppesiyle takılmam. Bu arada.... Yoongi evin müsaits-"

Cümlemi bitiremeden Yoongi elini omzuma atıp gülümsemişti. Gerçekten onlarla arkadaş olduğum için şanslıydım. Bunun olumlu bir cevap olduğunu bildiğimden cümlemi bitirme gereği duymayarak arabayı sürmeye başladım. Jimin'i eve bıraktıktan sonra Yoongi'nin evine sürmüştüm. Nihayet eve vardığımızda izin alarak duşa girmiş, sıcak bir duşun ardından Yoon'un verdiği temiz kıyafetleri üzerime geçirmiştim. Benim için hazırladığı odaya gidip elimi omzuna attım.

"Teşekkür ederim dostum"

"Boşuna mı arkadaşız oğlum? Lafı bile olmaz. Hadi uyuyup dinlen."

Odadan çıkması ile yatağa kendimi bırakmış başımı ovalamıştım. Gerçekten yorucu bir gündü. Bunları düşünürken bedenim bu yorgunluğa daha fazla dayanamayıp derin bir uykuya yolculuk yapmıştı bile...

Piccolo UbriaconeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin