STAY | NAMJİN

özel bölüm

namjoon dediğini yapıyordu. jin'e yapışık bir şekilde sürekli etrafındaydı. jin yattıkları günden sonraki günlerde bütün her şeyi halletmişti chanyeol den çoktan ayrılmıştı. ayrılırken hiç üzülmemesi de onu sevmediğini anlamasına yetmişti. üzülebilirdi ama artık hayatında namjoon vardı. yani öyle sayılırdı adam bir türlü yanından ayrılmıyordu. bazen zorla yanında şirkete götürüyordu. yine yanında şirkete geldiği bir gündü namjoon toplantıdayken jin de etrafı kurcalıyor canının sıkıntısını gidermeye çalışıyordu.

dışarı çıkıp su almak için birkaç kat aşağıdaki otomata gitmek istedi. asansöre bindiğinde bir kat sonra içeri uzun boylu yakışıklı bir adam girdi. bu adam ya mankendi ya da idol kesinlikle standart üstü bir yakışıklılığı vardı. jin'in kendisini incelediğini fark edince genç çocuğa gülümsedi. jin de mahcubiyetle gülümserken otomatın olduğu kata ulaştı asansör.

jin hızla asansörden çıkıp ilerlerken gerici havadan kurtulduğu için derin bir nefes verdi. otomata yürürken bir el kolunu tuttu arkasını dönmesiyle asansördeki adam olduğunu gördü. adam hızla kendisini açıklayarak "merhaba ben park seunju reklam ajansında mankenim şirket reklam çekimleri için iyi bir yüzü olan manken arıyordu. eğer düşünürseniz bir ara 32. kata uğrayın lütfen gerçekten yüzünüz çok güzel." dedi. jin'in aldığı teklif ve iltifatla yanakları kızarırken "bilmem ki nasıl olur" dedi. mahcup olmuştu. çapkın adam "harika bir iş çıkaracağınızdan eminim sizin adınız ne?" dedi. "seokjin yani kim seokjin" dediz adam "yanlış aanlamazsanız burada mı çalışıyorsunuz?" diye sordu. jin "hayır bir ark-" lafını tamamlayamadan güçlü bir kol belini sarıp "burada çalışmıyor kendisi benim sevgilim . ne yapıyorsun sevgilim neden odada değilsin?" diye sordu.

hafifçe belini sıkıyordu. jin rahatsız olduğu için kaşlarını çatarken "otomattan bir şeyler alacaktım"diye açıkladı. namjoon yanında sanki adam yokmuş gibi rahatça "peki bebeğim odama gidelim." deyip jin'le beraber yürüdü. jin onun elinden kurtulup "tanıştığımıza memnun oldum bay park" dedi. adam kendisine dikkatle bakıp "ben de memnun oldum jin umarım yine görüşürüz." dedi flörtöz bir tavırla. namjoon bu avcı yüzünden iyice gerilirken jin'i tekrar yanına çekip yürümeye başladı. jin asansöre bindiklerinde "ne yapıyorsun namjoon" dedi. öfkelenmişti.

"ne yapmışım jin?". o da sinirleniyordu. "adama beni sevgilin olarak tanıttın"

namjoon gözlerini devirerek "ne diye tanıtsaydım bacanağım diye mi?" dedi. jin sinirle saçlarını düzeltti namjoon iflah olmazdı. " ne bekliyorum ki senden. iflah olmazsın sen?" deyip asansörden çıktı. namjoon onun arkasından ilerlerken onun neye bu kadar sinirlendiğini hala kavrayamamıştı ama kendisi de gerilmişti. jin odasının kapısını şiddetle çarparken herkesin odağı kapı olmuştu. namjoon sinirle "herkes işine dönsün." diye bağırdı.

odasına girip jin'e baktı. "neye sinirlendin bu kadar anlamadım jin?"diye sordu.
öküzsün namjoon öküz"
"ne yaptım ki"
"ne mi yaptın beni herkese sevgilim diye tanıtamazsın namjoon seni affedip affetmeyeceğime daha karar vermedim emrivaki yapıyorsun ben oyuncak değilim bana sadece sahip olamazsın.ilk yaptığında seni bunun için terk etmiştim hatırlatırım." dedi.

adamın sürekli her şeyi kendi isteğine göre yapması sinirlerini bozuyordu. namjoon "o adamın nasıl bir avcı olduğunu bilmiyorsun seni hedef tahtasına koyarsa neler yapacağını da" dedi kendini açıklamak isteyerek. jin sakinliğini korumak istercesine gözlerini kapattı ve tane tane konuştu. "birincisi ben bir av değilim namjoon avcılığı da beni aldatırken öğrendin sanırım. ikincisi istersem o herifin beni avlamasına da izin veririm bu seni ilgilendirmez.". "nasıl beni ilgilendirmez jin o zaman niye benimle seviştin hem de defalarca tabi ki sen bir av değilsin ama o adam da iyi biri değil emin ol."
"namjoon yeter tamam mı uzatma ben neye karar vereceğimi bilecek yaştayım annem babam ve sen sanki bir çocukmuşum gibi yıllarca kurallar koydunuz zaten. eğer devam edersen bu ilişkiyi yine bitiririm." dedi parmağını sallayarak.