Sonunda yeni kitapla geri döndüm. Bekleyen var mı bilmem ama okuyanlar için teşekkür ederim. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Umarım beğenirsiniz.
Bu arada, " So Cold " kitabına yaptığınız güzel yorumlar için teşekkür ederim. Çok güzel yorumlar geldi ve hepiniz beni mutlu ettiniz. Umarım kitap sayesinde bir şeyler başarmışımdır. Lütfen asla hiçbir şeyi takmayın. Kimi seviyorsanız da sevin, sevgi hata değildir. Hastalık hiç değildir. Sevgi Allah tarafından bize verilen en güzel hediyedir. Bu yüzden bu değerlendirin mutlaka.
Bu kitabın ismi Oneus'un " TO BE OR NOT TO BE " şarkısından geliyor. Son zamanlarda inanılmaz Oneus ile ilgilendiğim için bu ismi verdim ve hikayesinden biraz esinlendim ama sonucunda tamamen farklı bir şey çıktı. Üzücü. Neyse bugün 4.birinciliklerini aldılar. Çok mutluyum. Hala Oneus dinlemeyen varsa dinlesin. Çok şey kaçırır. Muah
Bu arada başlamadan önce başlama tarihinizi buraya bırakabilirsiniz.
Hepinize keyifli okumalar dilerim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Herkesin saldırmaktan korktuğu ve büyük krallıkların bile nefret ettiği büyük bir efsane haline gelmiş güçlü, asaletli ve bir o kadar da adaletli bir krallık varmıştı bi zamanlar. Krallık, o kadar ün salmıştı ki onların adalet konusundaki tutumları, yenilmez güçlü orduları ve halk ile her zaman beraber olan genç kralın namı en uzak krallığın bile kulağına gitmişti. Halk o krallığa " Zeus'un Tacı " unvanını vermişti çünkü o krallığın Tanrı Zeus tarafından korulduğuna ve genç kralın Zeus'un oğlu olduğuna inanılırdı.
Kral, oldukça gençti ancak ülkeyi yönetme konusunda da oldukça başarılıydı. Onlarla savaş yapmaya karar veren her krallık, üç gün içerisinde yenilgi ile krallıklarına geri dönerlerdi. Ancak genç kralın emri ile savaşta kaybedilen her asker başına krallığa, ciddi manevi de destek ve para gönderilirdi. Şehidin ailesine başsağlığı dilenilir ve ailede olan her çocuk başına koyun kesilip Tanrı Zeus'a çocukların güzel geleceği için armağan edilirdi.
Her şey bu kadar güçlü ve kusursuz gözükse de genç kralın oldukça önemli bir sorunu vardı. Kral, geceleri uyuyamıyordu çünkü krallığının bu kadar kusursuz ve güçlü olması karşılığında yeraltının Tanrısı ve kötülüğün sembolü Hades ile bir anlaşma yapmıştı. Ve bencilce canından çok sevdiği sevgilisini Hades'in büyük ellerinin arasına bırakmıştı. Sevgilisinin son dakikalarda verdiği sözünü asla aklından çıkartamıyordu. Geri dönecekti, ondan intikam alacak ve kurduğu her şeyi yerle bir edecekti. Ancak kral, hiçbir önlem almamaya kararlıydı. Çünkü sevgilisi ile savaşamazdı. Her şey yerle bir olsa da, kurduğu her şey yok olsa da bunu hakettiği iyi biliyordu.
Gecenin ilerleyen saatlerinde gereksiz yere oldukça büyük yatağında bu düşüncelerle savaşırken, kapısı büyük bir gürültü ile açıldı. Kral, hemen yerinden doğruldu ve kapıda nefes nefese duran askeri ve en yakın arkadaşı olan Min Joon'a " Neler oluyor? " diye sordu.