ENERJİ VE BESİN ÖĞELERİ 100 GRAM İÇİN DİLİM BAŞINA
Enerji (kcal/kJ) 334 kcal/ 38 kcal/
1406 kJ 162kJ
Reyon sorumlusunun varlığını duyumsayabiliyordum. Büyük ihtimalle beni yargılıyordu, sırtında hissediyordum bakışlarının ağırlığını. Yarım saattir reyonun başında durmuş Wasa gevrek ekmeğinin arkasındaki besin değerlerini okuyor, bir türlü alsam mı almasam mı karar veremiyordum.
Wasa iyiydi, çünkü iki dilimi bir ekmek dilimine eşti ve tok tutuyordu. Ama aynı zamanda, yirmi dilim olsa dahi, bana çok geliyordu. Fiyatı da cabasıydı. Sigara içen bir öğrenci olarak hem sigara hem Wasa alamayacak durumdaydım, kredim doğru düzgün bir boka yetmiyordu. Ne kadar sağlıklı olduğu umurum da değildi, wasasız yaşayabilirdim, yemek yemeği o kadar da önemsemiyordum. Ama sigarasız ne kadar idare edebileceğim tam bir muammaydı. Kuroo tiryaki olma yolunda olduğumu söylüyordu. Belki de haklıydı. Ama sigarayı bırakacağım nokta bu değildi, henüz değildi.
Reyon sorumlusu aynı zamanda beni sebze köftelerinin barkodlarını okuturken de görmüştü. Ne yaptığımı bildiğini sanmıyorum, büyük ihtimalle beni o diyet yaptığını zanneden kızlardan ya da üzerinde tek kas olmayan spor delisi oğlanlardan biri sanmıştır. Hangisi daha kötü bilmiyorum.
Yalnız alışverişe çıkmaktan nefret ediyordum. Kasiyerler sürekli nedensizce bana karşı bir tavır sergiliyorlardı. Oysa tek istediğim kıçı kırık yumurtularımı ve büyük ihtimalle yemeyip evde küflenmesine izin vereceğim ıvır zıvırlarımı alıp siktir olup gitmekti; burada, kasa sırasında olmaktan bende zevk almıyordum. Herkes aldığım şeyleri yargılıyormuş gibi geliyordu.
Oysa aldığım çok şey yoktu, basit bir alışveriş listem vardı. Haftada bir yumurta, süt ve yoğurt alıyordum. Eğer mevsimiyse Shoyo ya da Kita bana domates falan yolluyordu, mevsim dışında onları da marketten almayı tercih ediyordum. Kötü bir huyum vardı gerçi, yemeyeceğimi bildiğim halde kalorisi az olan yiyecekleri depolamayı seviyordum. Buzdolabım ağzına kadar yiyecekle doluydu ama ben bir çoğuna el sürmemiştim bile.
Şu enerji, kuantum tarzı şeylerle uğraşmaya ilk başladığında Akane bana bunun atalarımın yaşadığı kıtlıktan doğan travmalarının bana yansıyış şekli olduğunu söylemişti. Bana kalsa bu benim kafadan sikik olmamla alakalıydı ama bir şey demedim. Dolabımı dolu görmek hoşuma gidiyordu sadece.
Wasayı almaya karar verdim. Sigaram hâlâ biraz vardı, olmadı Kuro'dan bir kaç dal isterdim. Tek sorun Kuro'nun sarma sigara içmesiydi, bu yüzden parmakları hep tütün kokardı, ve kullandığı tütün bana hep ağır gelirdi. Bir kaç kez içmeye çalışmıştım. Hepsinde de en sonunda gözümde yaşlarla sigarayı ona geri uzatmış, kendi sigarama geri dönmüştüm.
Onun yerine Kuro'nun sigaralarını sarmayı tercih ederdim. Kuro'da tercih ederdi. O kadar özen istemeyen bir işe karşı bu kadar dikkatli yaklaşmam hoşuna gidiyordu sanırım. Bilmiyorum. Tütünü kağıdın arasında dizmek, filtresini yerleştirmek ve sonra yuvarlamakta çözemediğim hoş bir şeyler vardı. İlk başta ne zaman sarsam Kuro beni dikkatle izlerdi, gözlerini üzerimde hissederdim. Sonra bakmamaya başladı, elini uzattığında tıpkı kendisinin sevdiği şekilde hazırlanmış halinin parmaklarının arasına konacağını biliyordu.
Wasayı diğerlerinin yanına koyduktan sonra abur cubur reyonuna bakmaya gittim. Bir şey almayacağımı bile bile oraya bakmak hoşuma gidiyordu, bazen düşük kalorili şeyler buluyordum. Kuro burada olsa kesin göz devirird. Sağlıksız şeyler yediğimi düşünüyordu ama çoğunda yağ veya şeker bile yoktu. Bu nasıl sağlıksız olabilirdi ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LIPSTICK STAINS ON YOUR SHEETS
FanfictionYatakta sigara içmek Kenma'nın yaptığı en aptalca şey sayılmazdı. - [♡] ; short of kuroken tw // yeme bozukluğu