Eylül'ün ortaları
Rüzgârlar estiren ılık bir ikindi havası
Hava serinliğe doğru kendini bırakırken
Kendimi sıcak, alev alev günlere doğru yürürken
Bazı saatler ise düşe seke koşarken
BuluveriyorumSokakta herkes hırkalarını çoktan geçirmiş sırtına
Fakat ben hâlâ sıcağı boğuk, kamaşık yaz günlerinden bir arafta gibi hissediyorumBir Eylül ikindisinde oturmuş
Haziran gecesinin havasını soluyorumSenin cümlelerini tükürüp de unutamıyorum
Ne dilim, ne beynim tepki koyuyor buna
Dönmeye devam ediyor
Sense hala uçlarındaSanki elinden avucundan zehrini öpüyor gibiyim
Dünden razı bu geceyi bekliyorum
Takvimler ileri yapraklarını dökerken
Ben hep geriye sekiyorumDört gözle beklediğim sert güz de alıkoyamadı beni bu dünyevî yaz engebesinden
Daha ne kadar koşmalıyım ekinokslar arasında
Keşke senin de bir yanıtın olsaYapraklar mı bu havayı ısıtıp ısıtıp önüme seren
Yoksa ben mi debeleniyorum hiç olmayacak baharlardaLütfen buyur son bir gece daha bana
Yazdan, felekten bir gece çal bu Eylül sabahına
Sen çalarsın, eğlenirsin, söylenirsinBen sadece dinlerim
Belki o zaman anlarımBelki o zaman dilim susar, ellerim oynamaz
Başım ağrımaz, dizlerim çökmezBelki güz soğuğu sarar bu sefer beni
Eylül hissettirir kendini, girer pencereden içeriBu son yazımız, son Haziran
Hissettim
Bu sefer rüzgâr götürecek
Hepsini, ne varsa, senden kalan
ŞİMDİ OKUDUĞUN
senin cümlelerini tükürüp de unutamıyorum
Poetryyazdan bir gecede bütün ruhumu yere serdim