1.3'

286 33 38
                                    

Jeongguk kendisinden biraz daha erken gelip orada bulunan bankaların birine oturan siyah saçlı gencin yanına yaklaştı. Gecenin bu saatince nehrin orada buluşmak ne kadar mantıklıydı muamma, ama karşı taraf reddetmediği sürece sorun yoktu.

Kahverengi bankın sağ tarafına oturmuş, üstünde ki hırkanın kollarını ellerine kadar çekmiş Taehyung ise onun geldiğini farketmemişti. Arkasına yaslanmış elleri ile oynarken dümdüz karşıya nehire bakıyordu.

Bir iki dakikanın sonunda Jeongguk onun yanına oturdu. İkisi beraber manzarayı izlediler.

"Dışarıdan bakınca kendin için bir anlam ifade etmeyenlerin sözlerine alınmayıp gülüp geçebilecek birisi gibi duruyorsun. Ama seninde herkes gibi bir sınırın var. Yanlış mıyım?"

Taehyung Jeongguk'un sözlerinden sonra ona dönmedi. Sadece ufak bir tebessüm etti. İlk dakikadan sorunlarından bahsetmek istemiyordu. Buraya sadece kendisi için gelmemişti. İlk defa üzgün hissettiğinde birini yanında istemişti.

"Bana neden yazmaya devam ettin Jeongguk. Bunu gerçekten merak ediyorum."

Bu sefer ona dönerek konuşmuştu Taehyung. Sorunun cevabını gerçekten merak ediyordu çünkü sosyal mecralarda güven sorunu yaşadığını ve bir takım olaylar yaşadığından bahsetmişti üstü kapalı bir şekilde.

Kendisine neden geri dönmüştü?

Jeongguk sorunun cevabını biliyordu o yüzden gevelemek istemedi.

"Garip bir şekilde kötü hissettiğini hissettim. Her ne kadar seni yeterince tanımasam da yardıma ihtiyacın olduğunu düşündüm."

Taehyung 'sadece sorunlarım için mi yanımdasın' diyecek kadar salak birisi değildi. Zaten çevresinde istediği insanların kendini anlamasını ve yanında olmasını istiyorken böyle saçma bir düşünceye kapılmazdı.

"Bir hafta boyunca sana yazacaktım aslında ama Changbin engelledi o süreçte." kıkırdadı ve sözlerine devam etti.

"Sen de bir süre paylaşım yapmayınca seni merak ettim, tam sana yazacakken post attın ve ben de yazma bahanesi bulmuş oldum."

"Ruh hali değişimlerimde saçlarımın şekli ve rengi ile oynamayı seviyorum. Sanki beni rahatlatıyor. Ayrıca yazdığın için teşekkür ederim. Buna gerçekten ihtiyacım varmış."

Taehyung kafasını sağına çevirince Jeongguk ile göz göze geldi ve ona yorgun bir gülüş verdi.

Jeongguk gülüşün altında yatan anlama baktı ona doğru olan tarafa kaydı bankta. Artık bacakları birbirine değiyordu.

"Üzgün ve çıkmazda hissettiğimde çevremde sarılacak bir şey ararım ya da birisini." konuşurken bir yandan sol kolunu kaldırmış ve esmerin omzuna atmıştı.

"Ansızın gece yatarken aklıma bir düşünce gelir ve onu saatlerce düşünürüm. Uykularım kaçar bazen her izlediğim videoda aklıma gelir, gün içinde ansızın düşüncelere dalarım. Düşünmediğimi, önemsenediğimi kendime inandırmaya çalışsamda bir süre etkisinden kurtulamam."

Taehyung sözler üstüne henüz konuşmamıştı. Şuanlık konuşmamayı tercih edip kafasını Jeongguk'un omzuna yasladı ve sözlerine devam etmesini bekledi. O konuştukça sanki kendi içindekileri anlatıyor ve rahatlamasını sağlıyordu.

"Aslında biliyor musun hala o durumdan nasıl sıyrılacağımı bilmiyorum. O hissin nasıl geçtiğini bilmiyorum. Sadece bir şekilde halloluyor işte."

Ilık rüzgar esmeye devam ediyordu. Yaz olduğu için çok soğuk olmasa da nehrin üstünden gelen rüzgarlar aniden titremelerine sebep oluyordu.

Bir süre daha aynı pozisyonda oturdular. Saat sabah beşe geliyordu.

"Tek kelime ile yorgunum Jeongguk. Sadece bu. Neden yorgunum, kim yüzünden yoruldum ya da ruhum mu bedenim mi yorgun bilemiyorum." derin bir nefes aldı.

"Ama sanırım insanlardan yoruldum. Beni yönetme çabalarından, hislerimi dışarıya yansıtmayıp onları güçlü olduğum düşüncesine inandırdığım için beni yıkılmaz görmelerinden, ne kadar şey yapsam da kimseye yetememekten, hep eksik ve yetersiz hissetmeme sebep olanlardan... Yoruldum."

Jeongguk onun içini dökmesini sabırla dinlerken boynunda bir ıslaklık hissetti. Esmer olan sessizce ağlamaya başlamıştı. Ama rahatsız olabilir diye sesini çıkartmadı ve farketmemiş gibi yaptı. Taehyung ise klasik 'ağlıyor musun' sözlerini ondan duymadığı için minnettardı.

"En kötüsü de ne biliyor musun? Ne kadar çabalarsam çabalayayım yaptığım hiçbir şey bir diğerinin düşüncesi ile uyuşmayacak ve kendi yapısına uymadığı için bir eleştiri çabasına girecekler. Hiçbir zaman kimse mükemmel olamayacak ve işte en kötüsüde bunların hepsini bilmeme rağmen bunları kafama takıp kendimi üzmem."

Jeongguk kendini sıkmayı bıraktı ve diğer elini de onun sırtına yerleştirip ona sarıldı. Taehyung da ona doğru dönüp kollarını boynuna doladı ve sessizce göz yaşı dökmeye devam etti.

"Sana şu kadarını söyleyeyim. Dünyada mükemmel olan hiçbir insan yoktur. Herkesin hataları ve kusurları vardır. Bunu herkesin bilip bilmemesi ya da kabul edilip edilmemesi önemli değil. Kendi içinde ne yaptığını sorgulayıp pişman oluyorsan bu sana göre bir hatadır."

Kollarını esmerin sırtından ayırdı ve ellerini yanaklarına koyarak göz göze gelmelerini sağladı.

"Sıkıntılarının ve düşüncelerinin zihninde seni ne kadar rahatsız ettiğini tahmin edebiliyorum. Hatta bir o kadar da bana anlatamadığın kadar şeyi çok fazla düşünüp kendinde hata aradığını biliyorum. Ama yapma. Hayatını kendi doğrularına göre yaşa. Elinden geldiği kadar, başkalarının seni aşağı çekme çabasındaki düşüncelerine önem verme. Emin ol onlar senin onları ve dediklerini düşündüğün kadar senin ne hissedeceğini umursamıyor."

Baş parmaklarını yaşlardan parlak olan gözlerin altına getirdi ve göz yaşlarını öyle bir hassasiyetle sildi ki Taehyung bir an gözlerini kapattı.

"Kafana takma, düşünme diyemem çünkü sen kendini benden daha iyi bilirsin. Ama çabala. Gerçekten çabala ve problemlerini halletmeye çalış. Tek başına başaramazsan... Şunu bil ki ben buradayım. Sırtını bana yaslayabilirsin."

Taehyung gülümsediği esnada Jeongguk'un ona yaklaştığını farketti.

Gözlerinde hissettiği yumuşak baskı ile gözleri kapandı tekrardan ağlayacakmış gibi hissetti.

Eğer gözlerinden öpülmenin bu kadar iyi hissettireceğini ve karnının sıkışmasına sebep olacağını bilseydi bunun için Jeongguk'un peşinden koşardı.

¬¬

Şunu söylemek istiyorum.

Bu bölümde anlatmak istediğim şey, kimsenin başkalarının onlara karşı olan düşünceleri yüzünden kendini yıpratıp üzülmemelerini istemem.

Ne kadar şey yapmanız bile hiçbir zaman yeterli olmayacak. Kimseye yetemeyeceksiniz ve bunun yüzünden yeri gelince yetersiz ve eksik hissedeceksiniz.

Oturduğunuz yerde düşüncelerin sizi ele geçirmesine izin vermeyin. O kadar ağlamak istiyorsanız günlerce haftalarca değilde bir gün ayırın kendinize. O gün ağlayın sövün üzülün müzik dinleyerek düşüncelere dalın ama ertesi gün gelince toparlayın kendinizi. Ayağı kalkın ve kötü düşünceleri def edin.

Şunu unutmayın ki kimse sizden önemli değil. İnsanlar eleştiri yapacağım diye bazen hayatınıza hakim olma çabasına giriyorlar. Bu yazdıklarınız için olsun, yaptığınız hobileriniz, yemekler, sunumlar ve hayalleriniz için olsun. Size önem vermeyenlerin düşüncelerine siz de önem vermeyin. Sonuçta bu zamana kadar ne kadar arkadanızda durdular?

Ya da şöyle düşünün. Bu kadar iyi biliyorlarsa her şeyi kendileri yapsınlar kendi hayatlarında. Kısaca düşünmeyin değil düşünmemeye çabalayın. Seviyorum sizi💓

Trauvaille | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin