Ocak 2012

20 2 0
                                    

8.01.2012
Bugün okula geldiğimizde müdür konuşma yaptı. :
- Çocuklar Bolivar ile Mena artık bizimle olamayacaklar...
  Efendim?! Demek Bolivarin yazdığı postada yazdıkları doğruymuş. Peki ya şimdi? Başka hocalar geldi ikisi de Dominikli ama birşey olmaz diye düşünüyorum okulumuzdaki bütün hocalar dominikli ve en iyilerinden.
  Bütün gün yeni hocaları bekledik ama ikiside derse girmediler.
   Yeni hocalar:
*Franklin Guzman (ingilizce hocası sinir bozucu)
*William (ingilizce,science,social study)(tipini beğenmedim)
    İkinci gün geldiğimizde matematik hocamız artık Porfiria idi (diğer sınıfların hocası)
Iki hafta öylece stresli geçti. Franklin ile uğraşıp durduk. Birgün ingilizce sınavı vardı ama nasıl? O bize ingilizce kelimeleri söylüyordu bizde yazıyorduk. Adam bildiğimiz normal konuşur ama students yerine ştudınts, shoes yerine şuş der. Bizde anlamadık nasıl söylüyorsa öyle yazıyorduk. Kağıtları verdik hoca okumaya başladı bir anda gülmeye başladı. Söylediği sizleri tahtaya yazdı. Biz herzamanki gibi isyan etmeye başladık. O an müdür gelmez mi. Ne oldu? diye sordu bu çok bilmiş de "herşeyi yanlış yazdılar " dedi. Bizde inkar edip adamın asıl nasıl okuduğunu söyledik. Müdür tamam deyip sınavı iptal ettirdi.
Ertesi gün ilk ders normaldi e haliyle resim dersi vardı. Resim ders kitaplarında verilen etkinliği yaptık. İkinci ders ingilizce dersi (yine ) resmen dersten soğuttular. Öylece otururken Ariam banyoya gitmek için izin istemeye gitti.
Ariam: Can I go to the ladies room?
Franklin: o ne ki?
İşte o zaman gülmekten karınlarımız agrımıştı.
Arkadan Mayelin (valla helal olsun) başladı bağırmaya ,haklı da . Adamın meşhur sözü Respect Mayelin. Günümüz kısacası böyle idi. Babam geldiğinde müdüre gittik sağolsun bizi dinledi tamam konuşacağım dedi.
  Ertesi gün müdür sınıfa geldi kontrol etmeye. Bu başladı:Müdür bey bu iki kız ingilizce bilmiyor ve bana hakaret ediyorlar.
Adam tuttu neymiş biz İsland (aylend) yerine (ayslend) diyormusuz. Offf delirecegim. Eve geldiğimizde sonunda sakinlesmistim. Ve uyumaya karar verdim.
Sabah kalktigimizda klasik kahvaltı yapıp sıcaktan ne yapacağımızı bilmiyorduk. Saat birde Zona Colonia'ya gittik orada birkaç tur atıp Blue mall a gittik. Mağazaları gezip oranın meşhur teriyaki tavuğunu yedik. Sonra çok güzel italyan dondurma yapan yere gittik. (Belarustaki gibi minik minik top koymuyorlar ) ben kendime koca iki top çikolatalı almıştım .
Eve geldiğimizde asansöre bindigimizde artık Grafın ne yaptığını biliyorduk. Uyuyordu. Hem de heryeri dağıtıp. Eve girdiğimizde ışığı açtık oradanda meeevv diye bir ses ve uykudan iki şişik göz. Seviyorum bu kediyi ya bence dünyanın en şanslı kedisi.
Bir hafta sonra.
Yaroslava abla ile Artur abi bizi denizde piknik yapmaya çağırmışlardı. Bizde mayolarimizi giyip onlara gitmiştik biz onlara giderken de yağmur başladı sonra dindi. Onlara geldiğimizde tam çıkacaktık ki yine yağmur bastırdı ama ne bastırma fırtına başladı resmen. Bizde mangali evin çatısına yaktık babam ile Artur abi mangal yaparken bizde kız kıza salata etlerin yanına birşeyler hazırlıyorduk (açıkçası bunları yazarken onları özledim ).Onlarla birlikte böyle etkinlikleri hep yapardık.
Bir hafta sonra Colombia lı komşularımız ile pikniğe gittik.
Komşularımız:
Nubia teyze
Paula abla(Nubia teyzenin büyük kızı)
Valentina (Nubia teyzenin küçük kızı)
Luis Alfonso (Kızların dayilari Nubia teyzenin erkek kardeşi)
Köpekleri Diva (Grafın aşkı)
Kedileri Tito (Grafın beklemediğimiz anda kanka olduğu kedi)
Sabah otoparkta üçümüz (irem,valentina ve ben) freezby oynadık. Ailelerimiz gelince valentina bizimle arabaya oturdu. Nubia teyzeler de kendi arabalarına bindiler.
Geldiğimizde Babam ile Alfonso amca mangal yakmaya başladılar,bizde freezby oynamaya devam ettik. Güneşlendik ,Diva ile oynadık. Etler ve marine ettiğimiz patlicanlar kokmaya başlamıştı e haliyle hepimiz acikmaya başladık. Etler hazır olduğunda hepimiz yemeye başladık. Yemekten sonra sahilde dolaşmaya başladık ,ben denize girdim arkamdan Diva girdi. Birkaç dakika şeffaf suyun içinde yuzdukten sonra Juan Dolio plajina gittik. Saat artık dorttu. Plaja geldiğimizde hepimiz denize daldık. Güneş batiyordu,hiçbir zaman öyle yakından görmemiştim,okadar güzeldi ki gözlerimi ayiramamistim. Güneş battıktan sonra arabalara bindik babam ispanyolca müzik açtı. Irem anlamadığı sözleri Valentinaya soruyordu. Eve geldiğimizde iyi akşamlar deyip evlerimize dagildik. Uzun ve yorucu bir günden sonra kendimi yıkamaya attım.  Hah nasıl yikandigimi ve uyudugumu bile hatırlamıyorum . Cumartesi pazar çok güzel geçmişti evet ama taaki pazartesi günü okula geç kalmadan önce.
Sabah annem odaya telaşla girip kızlar geç kaldınız! Diye seslendi. Saate bir baktım 7:00 olmuş onbeş dakika sonra okulun kapıları kapanacak ve okuldan üç gün uzaklaştırma alabiliriz. Hemen giyinip kahvaltı etmeden çıktık tabii annem yanımıza birşeyler verdi.
Okula hızlı bir şekilde girdikten sonra üç ders açlığımı yenmeye çalıştım. Sonunda zil çaldı ve aşağıya inip kızları beklemeden yere oturduk ve yemeye başladık. Arkamızdan kızlar geldi. Sohbet ettik. Sonra zil çaldı. Dersimiz fen bilgisi idi ve çok şükür artık kimya bölümüne gelmiştik. Öğretmenimiz Rosa Elvira 'nın şivesi ne kadar komik olsa da dersleri dinlemek çok keyifliydi. Nosa nosa şarkısı daha yeni çıkmıştı. Stanly dalga geçip duruyordu öğretmen ödev verdiğinde aklınca ödev yapmak istemiyordu.
Son ders bilgisayar dersi idi. Öğretmen defterlerimize konu ile ilgili şeyler yazdiriyordu ben de herzamanki gibi bilgisayar defterimi unuttum neyseki acil durum defterimi almıştım bazen günlük bazen defter. Herşeyi yazdıktan sonra öğretmen teker teker yaklaşıp imza attı.
Buarada bilgisayar hocası Dianelva Gil bizim artık sınıf öğretmenimiz.
Eve geldiğimizde babam da işten geldi. Hep birlikte zona colonial'e gittik. Ardından Acropolis avm gittik. Eve geldiğimizde yıkanıp uyumaya gittik. Biz yattıktan sonra Graf geldi. Ben herzaman Grafın bizimle sabaha kadar uyuduğunu zannediyordum ama annemin anlattığına göre biz uykuya daldiktan sonra annem ile babamın yanına gidip miyavlayarak "kızlar uyudu" diyormuş. Sonra da sabaha kadar yatak değiştirip durup saat beşte kudurmaya başlıyor,masamizdaki bütün eşyaları deviriyordu. Sanırsın saat artık 6:30. Sabah uyandigimizda biz bütün işlerimizi yaparken o da yemeğini yedi.  Kahvaltı yaptıktan sonra odaya girdiğimde yatağın ortasında mışıl mışıl uyuyordu kerata.
Cuma günü gecesi
Bugün erken yattık. Çok güzel uyumuştum ki... PAAATTT!!! Ne yapacağımı bilmeden ireme sarıldım. Annemin odasından huulama sesleri geliyordu meğerse deprem sesiymiş. Hemen yatagimizdan kalkıp,Grafı kucagimiza alıp babamın arkasından salona gittik. Çıkış kapısının yanındaki mumuklar sallaniyordu. Yukarıdan ev sahibi gelip depremin bittiğini ve endişe etmememiz için bizi uyardı. Anlaşılan yukarıda televizyon düşmüş. Allahım şükürler olsun bizimki düşmedi. Sakinlesip yataklarimiza geri yattık. Cumartesi pazar bir zona Colonia birde Bluemall avm gittik.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 16, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Idil ' in Dunya gezileri gunlugu:Dominik CumhiriyetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin