prologue 🩰 piano teacher

728 25 13
                                    

Bayan Monica evden çıkalı birkaç dakika olmuştu. Dolabın üzerinde oturmuş elimde tuttuğum puantlarımı sallarken ne kadar klasik ve sıkıcı bir gün olduğunu düşünüyordum.

Aynı zamanda rutinim diğer insanlar için yorucu olabilirdi. Ama alıştığım için beni artık yormuyordu. Aksine nadiren boş geçen günlerim tuhaf geliyordu.

Biraz daha burada kalırsam annem büyük ihtimalle evi inletecekti. Çalıştığı kıyafetle işi bittikten sonra bir dakika bile kalmak ona göre asil bir kadının yapacağı bir şey değildi çünkü. Özellikle bu üç saat boyunca durmaksızın çalıştığınız bale kıyafetinizse hiç değildi.

Oturduğum yerden atlayarak zemin kattan giriş katına çıktım. Evimizin büyüklüğü beni bazen korkutuyordu ama Lesley'lerin standartların kalması tuhaf olurdu.

Çoğu zaman ne kadar garip bir aile olduğumuzu düşünüyordum.

"Frances, buraya gelir misin canım." Annemin bana seslenmesiyle adımlarımı merdivenlerden çekip salona yöneltmiştim. Dinlendiğim için normalde duş alıp üstümü değiştirmem gereken saati geçirmiştim. Kendimi azar yemeye hazırlarken salona girdim.

Daha önce görmediğime emin olduğum bir kadın, ve iki adam vardı. Birkaç adım daha atarak onlara yaklaşmış ve başımı eğerek onları selamlamıştım. Annemin delici bakışlarını üstümde hissedebiliyordum. Misafirlerin önüne bale kıyafetlerimle terli terli çıkmam kesinlikle uygunsuzdu. Ama haberim yoktu ki.

"Her neyse." diye fısıldamıştı annem. "Bu da kızımız, Frances Alicia."

Kadın bana gülümsemişti. Güzel biriydi. Diğer iki adamın buralı olmadığı kesindi çünkü İngilize benzemiyorlardı.

"Hoşgeldin Alicia. Otursana." demişti diğerine göre daha yaşlı duran adam. Annemden bir onay bakışı bekledim. Gözlerini hoşnutsuzca kırptığında yanına oturmak için adımlamıştım.

"Balerin misin?" dedi kadın. Başımı sallayarak cevap verdim.

İşte yine başlıyorduk.

"Çok güzel, ne kadar süredir yapıyorsun peki?"

Ellerimi kaldırdım. "On bir."

Dokuz yaşından beri.

Kadın ve adam birbirlerine bakmışlardı. Neden beden dili kullandığımı merak ediyor olabilirlerdi.

Annem onlara durumumu açıklarken karşımda oturan babamla göz göze geldik. Ona gülümsemiştim. Gözlerini kapatarak bana rahat olmamı söylemişti. Rahatsızlığımın insanlara açıklanması artık beni üzmüyordu. Bilmeleri ve buna göre davranmaları gerektiğini biliyordum.

Babamın yanındaki tekli koltukta oturan genç adama takıldı gözlerim. Onun da bana baktığını fark etmiş ve refleksle gözlerimi kaçırmıştım.

Güldü.

Tanrım, yanaklarım ısınıyor.

Başımı tekrar kaldırıp hızlıca incelemeye çalışmıştım onu. Burada olmaktan hoşlanıyor gibi değildi. Konuşulanlarla da pek ilgilendiği söylenemezdi. Boynu ve elleri dövmelerle kaplıydı ve daha fazlası olduğu barizdi. Üstündeki beyaz gömleğin birkaç düğmesi açılmış, elindeki gözlüğü çeviriyordu.

Baktı.

Birini incelerken yakalanmak kadar utanç verici bir şey olduğunu sanmıyordum. Başımı eğmiş ve kendime kızmıştım. Annem görseydi beni öldürürdü.

"Frances, tatlım. Odana gidip dinlenebilirsin." demişti annem. Ona başımı sallayıp ayağa kalktım. Misafirlere de başımı eğerek bir jest yaptıktan sonra salondan çıkmıştım.

ballerina 🩰 malik [completed]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin