Milen | BxB

▪ 6

Medya bölümle alakalı. :D

-

"Hayatımda bir yerin yok." Bu cümle zihnimde o kadar dolanmıştı ki, gece kulaklığım eşliğinde son ses müzikle aklımdaki gezinen sözleri bastırmaya çalıştım. Fakat ne yaparsam yapayım olmuyordu, onun her bir hareketinin etkisinden kurtulamıyordum. Ölüm gibi geçen geceyle sabaha şiş gözlerle uyandım. Şarkı dinlediğim esnada uykuma yenik düşüp yatmıştım fakat iki saatlik uyku hiç yetmediğinden dolayı kendimi cesed gibi hissediyordum. Üzerimdeki ağırlığı atmaya çalışıp yatakdan zar zor ayaklanarak adımlarımı banyoya yöneltmiştim. Kendime gelmek adına yüzüme su çarptım. Karşımda bulunan aynadan yansımamla karşılaşırken bakışlarımı yüzümde gezdirmiştim. Solmuş tenimle beraber belirgin olan göz altlarımla berbat görünüyordum.

Yüzümü yıkayıp ayılmaya çalışarak adımlarımı tuvaletten mutfağa doğru yöneltmiştim. Karnımdaki sesler her dakikada gittikçe artıyordu. Etrafdaki sessizlik, huzurlu bir şekilde kafa dinleye bileceğim ortama sahipti.

Mutfağa durgun adımlarımla girdiğim an karşımda koca bir su dolusu sürahiyi kafasına dikmiş olan taehyung ile karşılaşmam bir oldu.

Adımlarım durmuşken bakışlarım onun üzerindeydi. Diktiği sürahiyi bangonun üzerine bırakarak koluyla ıslak dudaklarını sildi. Bu sefer bakışları önüne, yani benim olduğum tarafa dönerken heyecanla bulunduğum yerde kasıldım.

Keskin gözleri gözlerimle buluştuğu an panikle yerimde haraketlenip buz dolabına yöneldim. Daha fazla bakışlarına maruz kalırsam kendimi kaybederdim. Buzdolabının kapağını açarak önünde bir süre sessizce dikildim. Onun yan tarafımdaki bakışlarını üzerimde hissede biliyordum. Bunu görmezden gelmeye çalışıp dolapta bakışlarımı gezdirdiğim esnada içimi titreten sesini duymamla tüm odağım ona kaymıştı.

"Arkadaşlarımın dikkatini nasıl çektin bilmiyorum, seni bugün ki partide görmek istiyorlar. Akşama hazır ol almaya geleceğim."

Dedikleriyle birlikte gidişi bir olmuştu. Ben söylediği davetin şokunu yaşarken dakikalarca açık olan dolabı kapatıp bir süre bakışlarımı zemine indirdim. Dün konuşmaları arasında partiye gitmelerini duymuştum fakat beni de çağıracakları aklımın ucundan geçmemişti.

Yüzümde oluşan koca gülümsemeyle heyecanla yerimde zıplamıştım. Onunla ilk defa birlikte dışarıya çıkacağımın heyecanı ile bir an önce kahvaltı etmek adına tekrardan kapatmış olduğum buzdolabını açtım. Hızlıca sabahki işlerimi halledip akşam için giyeceğim kıyafetleri seçmek adına halletmeye koyuldum.

▪

Saat neredeyse akşamı geçecekti. Bu saate kadar pek çok şey halletmiştim. Banyo edip parti için sade bir makyaj yaparak şık kıyafetler giydim. Aynanın karşısında bir süre kendimi süzerek hazır olduğuma emin olup adımlarımı aşağı yönelttim. Cebimdeki telefonuma düşen bildirim sesini duymamla birlikte elime alıp gelen mesaja baktım.

Tae Hyung
Arabadayım, çabuk ol.

Okuduğum mesajla birlikte adımlarımı hızlandırdım. Ne vardı yani az bekleseydi beni. Dışarı çıkmamla yüzüme çarpan temiz havayı derince içime çektim. Dışarısı fazla soğuk olmadığından dolayı şanslıydım. Üstümdeki ince gömlek yüzünden donma ihtimalim yüksekti.

Karşıda park halindeki siyah lüks arabayı görmemle adımlarım bu sefer orayı bulmuştu. Yavaş adımlarla yürürken acelesiz bir şekilde kapıyı açıp arabaya bindim. Bakışlarım direksiyonun başındaki taehyung'a kaymıştı. İstemsizce onu süzmeden edemedim. Siyah gömleği üzerine öyle güzel oturmuştu ki, üstelik dar olması yüzünden göğüslerini sıkmış ve iştah açıcı bir görüntü yaratmasına sebep olmuştu. Bu duruma az sinir olsamda kendimi dizginlemeye çalıştım.