home

750 45 36
                                    


Pişmanlık ve geç kalınmışlığın arasında ki fark neydi?
Olması gereken bu muydu?
Pişman mıydım? Hayır, değildim.
Böyle olmak zorunda mıydı? Hayır, değildi. Asla böyle olmamalıydı. Ölümü her dakika akılda tutmak normal değildi, normal olan benim sevgi istememdi, normal olan benim sevgilim olmasıydı, normal olan benim onun hayatıma karışmamamdı.

Burada ayağımda ki iki metreye yakın zincirle oturmam değildi.

Değildi, olmamalıydı, kabul etmek istemiyordum.

Ayağıma sürtündüğü için hafif tahriş eden zinciri çekiştirip bağırmak yerine zincirin yüksek sesini oda içinde duyurdum. 

Krem rengi duvarlara eşlik eden büyük bir yatağın üstündeydim. Çarşaflar beyazdı ve yatak duvara yaslanılmış, pencereye ev sahipliği yapıyordu. Tek komodin, tek gardrop, halı, ayna ve bir odaya daha açılan kapıyla oluşan bir odadaydım. Tam karşımda büyük bir pencere daha vardı, oradaki gölgelik çekili olduğu için odaya hafif karanlık bir hava sahipti.

Zincir sesinin ardından gelen adım ve ıslık sesiyle dolu gözlerimi kırpıştırdım.
Tanrım, düşündüğüm şey gerçekleşmemiş olsun, sana yalvarırım.

Her adım sesinde hıçkırır gibi olan nefesim teklerken inen kapı kulpunu izleyişim ve bana dakikalar gibi süren kapı açıldığında arkasında ki esmer yüzle kalbime Eros'un sivri okunun aşk için değil de, acı vermek için ardarda batışını hissettim. Her battığında küçülen kalbim, çıktığı her anda ise kan fışkırtıyordu.

Omuzlarım yenilgi ile düşerken gözümden düşen yaşın ardı gelmiş, başım önüme düşerken ellerimi yüzüme kapatmıştım.

"Jeongguk..." Bana yaklaşan adımlar ve uzanan ellerin gölgesini görmemle esmer tenin elini ittim.

"Dokunma bana, sakın." Aklıma o adama da dokunduğu görüntüleri doluşurken elimi ağrıyan boynuma atıp ovdum.
Bağırmak, kırmak, dökmek, belki vurmak, ağzım dolarcasına küfür etmek istiyordum. Bunları cidden çok istiyordum ama bunları istediğimle, başımı kaldırıp onun yüzüne sakince bakan yine bendim.

"Bu ne demek Taehyung? Beni kaçırmak ne demek? Cidden, uyuşturucudan sonra bir de insan kaçakçılığına mı başladın?"

Yatağa oturmak yerine hemen yanıma, yere diz çöktü ve ellerini öne uzatıp başıyla beraber hızla iki yana salladı. Gözlerinin altı normalden daha mor, yüzü çökmüş bir hâldeydi. O da bitmişti ama bunları o yapmıştı, bize o yaşatmıştı.

"Hayır, hayır Jeongguk'um öyle değil. Sen, sen beni hiç dinlemeyince, sürekli beni itince çok korktum. Cidden elimden kayıp gittin sandım, kokuna hasret kaldım, seni özledim. Anlatmaya çalışsam da beni görmezden geldiğin için böyle bir şey yaptım..."

Ardından tekrar başını hızla iki yana salladı.

"Biliyorum, yaptığım hata. Seni habersiz getirmem, zincirlemem, zorla konuşmaya çalışmam hata ama... lütfen beni dinle. Biliyorum ağlamam, krizlerim artık hiçbir şey ifade etmiyor, haklısın ama elimde kanıtlarla geldim. Her şeyi anlatmama izin ver ne olur."

Konuşmanın yarısından sonra ağlayarak devam etmesi yüreğimi kor gibi yakarken dik durmaya çalıştım.

"Tamam, tamam ama önce ayağımı aç. Canım acıyor." Eli ayak bileğime gitti ve yavaşça okşadı.

"Hayır meleğim, bana güvenmiyorsun. Benden gidersen ne yaparım?"

Önümde ki yanağına tokat atıp sinirle dikelirken yerde dirseğinden destek alarak yanağını tutan Taehyung'a parmağımı doğrulttum.

"Sikik herif, sen kimsin ki beni alıkoymaya çalışıyorsun ha? Aşkımdan dolayı senin bu hareketlerine taviz göstereceğimi mi sandın? Üzerimde ki hangi hakla beni buraya getirdin? Hasta gibi davranmayı bırak, sen beni aldattın ve bizim ilişkimiz bitti. Anlıyor musun?" Hiddetle söylediğim sözleri gülerek dinleyen ve yere sırtüstü yatıp ellerini başının altına koyan Taehyung'a gözlerimi kırpıştırarak baktım.

"İçinde ki nefreti kusarken bile bana aşık olduğunu dile getiriyorsun, seviyorsun beni." Hızla tırmanan sinir katsayım yüzünden yüzümün kızardığına emin olmuştum.

"Bundan tek anladığın bu mu yani? Ne kadar her şeyi sikine takan birisin sen? Çöz beni hemen!" Ayağa kalkıp zincire ilerledi ve çözmek için eğildi sanarken o zinciri yine ayağımdan çıkamayacak şekilde gevşetti ve ellerini çekip doğruldu. Kaşlarım gözlerimle birleşmek ister gibi çatılırken ona atılmak için yaptığım harekette kollarımı tutup burnunu burnuma değdirdi.

"Bugün hırçın hâllerine bitiyorum ama şuan ki olayda sana hak veriyorum güzelim. Sana yemeğini getirene kadar sakince otur. Sen bana istediğin kadar vursanda benim sana zarar vermeyeceğimi biliyorsun."

"Sen zaten benim kalbimi kırarak en büyük zararı veriyorsun Taehyung." Gözleri birkaç saniye gözlerimde dolaştı ve göğsü göğsüme değecek kadar derin nefes alıp beni yavaşça yatağın üzerine bıraktı ve perdeyi açıp ve yatağa oturduğumda gülümseyip odadan çıktı.

...

🌻

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 01, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

betrayalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin