Merhaba herkese, nasılsınız?İlk bölüm nihayet geldi, yazma sürecinde o kadar tereddüt ettim ki, sürekli yazıp yazıp sildim. Uzun bir bölüm olmadı biliyorum ama sizi daha fazla bekletmek istemedim.
Herkese iyi okumalar 🖤
24.04.2019
"Merhaba, bugün sanırım sana aşık oldum. Bana alışık olmadığım bir duyguyu bıraktın. Uzun sürer mi bu sevgim, bilmiyorum. Yada sen de beni sever misin, emin değilim. Ama kalbim kıpır kıpır. Kahverengi gözlü çocuk."
1. Gün
Günleri ikiye bölebilir miyiz? Acı ve mutluluk. Yıllar sonra yaşadığım mutluluk sayesinde günlerim çok güzel geçiyor. Gerçi daha 1 gün bile olmadı, sadece 20 saat 12 dakika oldu. Bu 20 saat 12 dakika içerisinde anneme söylemek ve söylememek arasında çokça kaldım. Üzülür mü, Yoksa mutlu mu olur? Aslında çocukça bir şey olduğu için anneme söylemesem daha iyi olur, sonuçta iki güne unuturum. Heyecandan kalbim aşırı hızlı atıyor. Bu normal değil bence, her gün okula giderken önemsemediğim herşey şimdi onun için yapıyorum . Acaba adı ne? Bu 20 saat 17 dakika da sürekli bunu düşündüm, Emre ? Anıl? Mehmet? Sarp? Aklıma hiç bir şey gelmiyor. Hangi sınıfta? Yaşıt mıyız? Yoksa benden büyük mü? Yada benden küçük mü? Bu son sorum aşırı korkunç. Okula gidince bunu öğrenmem lazım. Ama nasıl? Sonuçtan kimseyle çok da samimi değilim. Sınıftakilere sorsam dalga geçerler.
Saçlarımı açık bırakıp uçlarını az bişey maşa ile kıvırcık yaptım. Cildime okulda makyaj yasak olduğu için sadece güneş kremi ve dudaklarıma nemlendirici sürdüm. Aşırı heyecanlıyım ya, yerimde duramıyorum. Acaba beni fark etmiş midir?
"Ahhh ellerim titriyor, offf bir ateş basıyor. " Diye açtığım şarkıya eşlik etmeye başladım birden. Hayır yani ilk görüşte aşka da inanmam ama o ilk görüşte ki gülüş tüm dünyaya bedel.
"Hadi kızım geç kalacaksın!" Diye annem seslendiğinde hemen şarkının sesini kıstım, annem anlamasa daha iyi olur şimdilik.
"Geliyorum anne!" Diye seslendikten sonra çantamı alıp mutfağa ilerledim. Annemin klasik kahvaltısı tost ve süt. Hızlıca onları yerken sırıtığımın farkına bile varmadım annem bana bakana kadar. "Ne oldu anne? Niye öyle bakıyorsun?" Diye sordum merakla.
"Bu gün sende bir tuhaflık var. Anlamadım ama neyse." Dedi ardından aklına bir şey gelmişti gibi tekrar konuşmaya devam etti. "Sözümüz neydi?" Diye sordu.
"Erkekler kötü, sevgili yapmak yok." Diye sıkılarak söyledim. Annemin altıncı hissi mi kuvvetli yoksa fark mı etti anlamadım. Ama anne kusura bakma erkekler çok yakışıklı. Kapının zili çalınca koşarak lavaboya gidip dişlerimi fırçalamaya başladım. O sırada da annem kapıyı açmaya gitmişti. Büyük ihtimalle Sedef gelmiştir. Dişlerimi fırçaladıktan sonra dudağıma bir nemlendirici sürme gereği duyup hızla odama gidip annemin anlamayacağı bir şekilde sürüp kapıya doğru koşar adımlarla gittim. Tam ayakkabılarımı giyecek iken çantamı mutfakta unuttuğum aklıma geldi. Tam mutfağa giderken,
"Nereye?" Diye sordu annem.
"Çantamı mutfakta unuttum." Dediğim de annem eli ile dur hareketi yaptı.
"Sen ayakkabını giy ben getiririm." Diyince. Tamam dememe gerek kalmadan mutfağa ilerledi annem.
" Aklın beş karış havada." Dedi Sedef. Ona ters ters bakıp fısıldayarak konuşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAVUŞULMAZ
JugendliteraturGüzel günler gerçekten var mı? İnsanlar mutlu olabilir mi? Peki, aşk insanı olgunlaştırır mı? Aşk insanı gün geçtikçe acıya alıştıran bir hastalık bence. Bu hikâye de gerçekler ve hayaller yer alıyor. Neye inanmak isterseniz ona inanın ama asla aşk...