Anneannemin yoğun istekleri üstüne okula gitmeye karar vermiştim. Ama eski okuluma tabiki gitmeyecektim. Ailem ölmeden önce bursluluk sınavına girmiştim. Ve %87 burslu olarak okuyacaktım. Alında zengin züppelerin olduğu bir kolej 'Barışoğlu Koleji'. Araba durduğunda koleje geldiğimizi anladım ve arabadan indim. Dedem "Dikkat et güzel kızım. Birşey olursa hemen beni arıyorsun seni hemen alırım." Dedi. Bende dedemin sinir olacağını bilerek "Tamam TONTİŞİM ben birşey olursa seni ararım görüşüz" deyip koşarak okula gittim. Arkamdan bağırdığını duyuyordum ama kimin umrumdaydı. Bahçeden geçerken herkes bana bakmıştı hissediyordum.
6. Hissim çok kuvvetlidir. Okula girip müdür odasını aramaya başladım. Zaten giriş katta olduğu için hiç zor olmamıştı. Kapıyı çalmadan içeri girdim. Ve gördüğüm manzara ile şok oldum. Az önce kapıda gördüğüm güvenlik abla ile müdür öpüşüyordu. Hemen arkamı döndüm.
Müdür " Tamam dönebilirsin." Dedi. Benim sinsilik hormonları çalıştığı için hemen lafı çaktım "Eğer ben kavga ettiğimde beni okuldan atmazsan burda olanlar sadece üçümüzün arasında kalır." Dedim. Müdür anında kafasını salladı. Bende sırttım ve "Sınıfım nerde?"dedim. Müdür "12/D ikinci katta koridorun sonuda solda. " Bana bir kağıt uzattı ve " Bu da ders programın. İyi dersler gidebilirsin" dedi. Kısaca bana 'siktir git artık' demişti. Komik. Bende gülüp çıktım. Sınıfa geldiğimde zil çalmıştı. Kapıdan içeri adım atmam ile fısıldaşmalar başlamıştı. Göz devirdim. En arka sırada bir yere oturdum. Telefonumu elime alıp Instagram da dolaşırken, telefon elimden çekilip alındı. Hemen kafamı kaldırıp alan kişiye baktım. Çocuk telefonu almış ve elini havaya kaldırmıştı.
Oldukça sert ve soğuk bir sesle "Telefonumu ver!" Dedim. Çocuk büyük bir kahkaha attı ve bana doğru eğilip "Vermezsem ne olur küçük hanım?" Dedi alaylı sesiyle 'vermiyor musun?' der gibi kaldırdım kaldırdım kaşlarımı. O da 'vermiyorum' der gibi kaşlarını kaldırıp indirdi. Başımı hafifçe salladım ve hiç beklemediği bir anda diz kapağına bir tekme attım. O elleriyle dizini tutarken telefonum elinden kaymış yere düşüyordu ki telefonu havada tuttum ve zafer sırıtması ile yerime oturdum. Sınıftaki herkes bana bakıyordu. Onlara en sert bakışlarımı yollayıp önüme döndüm. Hepsi korkmuş olacak ki hemen önlerine döndüler. Hoca sınıfa girmişti ders çoktan başlamıştı. Hoca sınıfta gözlerini gezdirdi. Gözleri bende durdu.
Hoca "Sen müdürün bahsettiği yeni öğrenci olmalısın. Tanıt bakalım kendini."dedi. Ben "Asena Bilgin 17 yaşındayım. Yeterli mi?"dedim. Hoca "Nerelisin? Kimlerdensin? Kimin çocuğusun?"dedi. Ben "Siz mi çok meraklısınız bana mı öyle geliyor bey amca?" Dedim. Sınıfta bir kahkaha tufanı oldu.
Bu adamada 'bey amca' demezsin. Ben senin iç sesin olamam beni hastanede karışan çocuklar gibi karıştırmışlar.
Tabiki de benim iç sesimsin. Benim gibi müq bir insanın iç sesi olmak her yiğidin harcı değildir aslan parçası!
Aha işte geldi benim mental sağlık!
Tamam sus daha fazla yerin dibine girme Necmi!
_______________________________________________________________________
Kemal'im yapmaz!!!
Nedense bir anda aklıma geldi wlxnekcpqxonx
Yarın görüşürüz 👋🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Kız
Short StoryAsena Bilgin 17 yaşında dedesi ve anneannesi ile yaşayan içine kapanık bir kız. Hiç arkadaşı olmayan güzelliği ve fiziği ile tüm erkeklerin arzulayacağı türden bir kızdı Asena. Ama hiç arkadaşı olmamasının da bir nedeni vardı. Güven sorunu... Facebo...