Battaniye

400 31 4
                                    

Yeni bölümm 🌸.

Medya çok iyi değil mi bana bunun posteri lazım.

Bu arada bölüm aşırı soft oldu 🦋.

İyi okumalar 💕.

🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼
------------------------------

Chuuya'nın bakış açısı

Güneşli hoş bir bahar sabahıydı. Dosyalardan bazılarını Akutagawa'ya indirmem gerekiyordu. Akutagawa'nın yanına gittim. Kafasını masaya yaslamıştı. Geldiğimi belli etmek amacıyla öksürdüm.

Yavaşça kafasını kaldırdı aşırı derecede yorgun görünüyordu. Onu yavaşça dürttüm.

Chu- Oii Aku

Hızla kendine çeki düzen verdi ve ayağa kalktı.

Aku- Oh... Chuuya-san sorun neydi?

Derin bir iç çektim.

Chu- Kaplan Adamla ilgili öyle değil mi?

Aku- Hayır o benim düşmanım!

Chu- Öyle deme, ona asla ciddi bir vuruş yapamadın.

Aku- Aslınd-

Chu- Hayır ilk karşılaşmanızdaki bacağını koparman sayılmaz.

Akutagawa anında sustu ve bana bakmaya devam etti.

Chu- ADA'ya gidiyorum ve sende benimle geliyorsun.

Aku- Ama-

Chu- İtiraz yok onunla konuşmak zorundasın.

Tam ağzını açacakken ekledim.

Chu- Rashōmon ve saldırı olmadan.

Akutagawa yavaşça ağzını kapattı ve kafasını eğdi.

Aku- Anlaşıldı Chuuya-san.

Böylece beraber ADA'nın yolunu tutmuştuk. Sonunda içeri girdik ve önemli belgeleri Kunikida-san'a verdim. Sonrasında normal olmayan birşey fark ettim. Burası çok sessizdi. Fazla sessiz?

Etrafıma hızla baktım gözlerim Uzun Esmeri aradı. Biraz bakındıktan sonra koltukta oturan ve kendini mavi bir battaniyeye sarmış olan Bandaj İsrafını gördüm. Bir dakika Benim battaniyem!. 'onu 18 yaşımdayken kaybetmiştim'

Hızla yanına gittim ve ona sesimi aşırı derecede yükseltmeden bağırdım.

Chu- Bunu nereden buldun!?

Daz- CHUUYAA!

Dazai aniden üzerime atladı ve kendimi anında yerde buldum. Birkaç saniye boyunca durumu idrak ettikten sonra onu üzerimden kaldırmaya çalıştım.

Chu- KALK ÜZERİMDEN! SENİ APTAL BANDAJ İSRAF- bekle...

Göğsümde hissettiğim ıslaklık ve hıçkırıklar, şaşkınlıkla duraksamamı ve sakinleşmemi sağladı. O ağlıyor olamaz? Daha önce hiç yapmadı...

Chu- Sen... Ağlıyor musun?

Hıçkırıkları arasında hafifçe sesini yükseltti.

Daz- Evet çünkü Aptal Chu beni korkuttu!

Şaşkınlığım sürerken daha fazla soru sordum.

Chu- Ne yapmışım?

Dazai sesini çıkartmadı. Sadece ve sadece bana sıkıca sarılmaya devam etti. Bense ona kızıp bağırmayı bırakmıştım. Sarılmasına izin verdim. Belkide o kadar kötü degildi.

Ahm... Kimi kandırıyorum bu tattığım en güzel duyguydu.

Kalp atışlarımız yavaşça senkronize olurken koyu kahve saçlarına geçirdim ellerimi. Okşamaya ve saçlarından yayılan hoş vanilya kokusunu içime çektim.

Evet şuanda ADA'nın zeminindeyim ve Dazai üzerime yığılmış bir biçimde birbirimize sarılıyoruz. Ama sanırım şuanda bunu es geçebilirim. Bir süre sonrasında Dazai'nin nefesleri tamamen sakinleşti ve yavaşça tekrar sordum.

Chu- Sorun ne?

Daz- Sadece bir kâbus.

Rüya veya kabus nasıl oluyor bilmiyordum. Daha önce hiç görmedim. Ancak bildiğim bir şey varsa o da kâbusların korkutucu olmasıydı.

Chu- Oh... Neyle ilgiliydi?

Daz- Sen... Benden habersiz yolsuzluğu kullanıyordun ve... Ben seni durdurmak için orada değildim... Gittiğimde ise...

Kollarımı ona daha da sıkı sardım ve birkaç dakika boyunca hiçbişey konuşmadık.

Chu- Peki battaniyemi nereden buldun?

Daz- Mafya'dan giderken onuda yanıma aldım.

Chu- Benim battaniyemi?

Dazai neredeyse duyulmayacak bir biçimde fısıldadı.

Daz- Senin gibi kokuyor...

Bu cümleyle kalbim hızla atmaya başladı. Ne demem yada ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Beni bu durumdan kurtaransa o Altın Kelebek tokalı doktordu.

Yos- Bak bakk sonunda kozandan çıkmışsın.

Dazai bu söze kıkırdadı ve konuştu.

Daz- Ve kendime küçük bir çiçek buldum.

Chu- Ben küçük değilim!

Yosano-sensei kıkırdadı.

Yos- Aşk meşk işleriniz bitince Akutagawa ve Atsushi'ye bakın.

Daz- Akutagawa mı burada?

Chu- Ben neden buradayım sanıyorsun?

Daz- Aww Chibi'm çöp çatanlık mı yapıyor~

Yos- Eh başarılı gibi görünüyor. Ama bunu kendisine de uygulasa daha güzel olucak~

Chu- H-Heyy!

Yüzüm kızarırken hafifçe bağırdım ve sonunda ayağa kalkmaya çalıştım. Başardığımda ise kenardan Aku'yu kontrol ettim.

Akutagawa ve Atsushi alışılmışın dışında olarak karşılıklı oturmuş ve konuşuyorlardı. İkisinin de yanakları kıpkırmızıydı. Sonunda onları baş başa bırakmanın en iyisi olduğunu düşündüm.

Yavaşça kapıya yöneldim. Eve gidip uyumak en iyisiydi. Ancak birisi beni kolumdan çekince bu düşüncem havada asılı kaldı.

Daz- Hey Chibi...

Sesi hâlâ kalbimin teklemesine yetiyordu.

Chu- Yine ne oldu?

Daz- Bu gece... Seninle kalabilir miyim?

Bu cümleyle kalbim daha da hızlanırken cevapladım.

Chu- Bu battaniyemi geri vermen anlamına geliyorsa olur.

Dazai gülümsedi.

Daz- Elbette Benim Küçük Chibi'm sonuçta daha güzelini buldum.

Yanaklarım kendini kırmızıya bırakırken ona hafifçe dirseğimle vurdum.

Chu- Sadece kapa çeneni...

En azından bu gece sonunda yalnız uyumayacaktım. Hatta belki kim bilir, bu birlikte geçireceğimiz gecelerden sadece ilki olurdu.

🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼
------------------------------

Bölüm sonuu 💕.

Umarım okurken eğlenmişsinizdir 🌸.

711 kelime 🍷🔫.

One Shots (Soukoku)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin