Douglas her zamanki gibi gecenin zifiri ve derin karanlığında geziyordu. Saat 00:35 civarlarıydı. O karanlıkta parlayan, ateş kırmızısı gözlere, siyah ve yanmış saçlaraz esmer ve lekeli bir tene sahipti sinirli ve tehlikeli gözüksede çok sessiz ve sakindi. Çocuklukta yaşadığı birkaç travma sonucu bu hale gelmişti. Neredeyse yok denecek kadar az arkadaşı vardı. Douglas'da arkadaşlarının arasına katılıp onlarla takılmak istiyordu ama maalesef bu mümkün değildi çünkü o şeytan soyundan geliyordu. Boynuzları ve gözleri arkadaşlarını korkutuyordu. Sadece iki arkadaşı vardı Mary ve Chester. Mary zaten Douglas'ın kız kardeşiydi. Chester ise melek görünümlü bir şeytandı. Çok iyi görünmesine rağmen kötüydü. enerjisi korkulacak derecedeydi. Douglas'ın annesi ve babası boşanmıştı. Geçmişi ile ilgili konunun açılmasını pek sevmezdi. Sonradan bilinmez bir şekilde Douglas çok değişti . Yavaş yavaş bir şeytan gibi davranmaya başlamıştı. İnsanlara ve meleklere fısıldıyor onları korkutuyordu. Ama çok garip bir şekilde bunun hoşuna gittiğini farketti. Kendini insanlardan ve meleklerden üstün görüyordu. Şeytanların daha güçlü ve iradeli olduğunu iddia ediyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
