Hayata yetişkin adımları

16 4 2
                                    

Aynaya baktığımda kendimi iki sene önceki halim gibi buldum. Meğer ben ne kadar güzelmişim ama hayatın bana verdiği stres ve üzüntüden dolayı çökmüşüm. Ben öyle estetik mestetik anlamam ve sevmem. Sadece biraz kuaför işime yaradı... Ağzım kurumuş tükürüklenmişti. Hep böyle oluyordu bu sıralar. Günde 1 L bile su içmezken 5 L su içerim şimdi... Bu da çok lavabo ihtiyacı gerektirirdi. Annemin ölümünden sonra biraz tembelleşmiş, üşengeç bir kız olmuştum. Çünkü babam evdeki her işi kendi yapıyordu. Ben kötü hissettiğim için, yorulmayayım diye kumandanın tuşuna bile o basardı artık. Ancak bir buçuk yıl olmuştu. Alışmıştım işte. Hem de Snechıl ile tanıştıktan sonra... Okulda benimle birlikle psikiyatristlik okuyan bir çocuk var. Aman, aman! Off! Hatırladım yine! Güzel gözlü, güzel saçlı, güzel burunlu, güzel kokulu... Neyse nereye varacağımı biliyorum... Tüm kızlar onu konuşuyor. Geçen gün okulda biraz konuştuk. O konuşmayla galiba ona aşık oldum... Uff! Bu ne biçim duygu ya! Tüm kızlar onun peşinde ama hiçbir şey yapamayıyorum. Neden? Çünkü malım. İnekler gibi kendimi derse vermişim. Kızlar Josep'i keserken ben hocayı kesiyorum arkadaş! İsmi bu arada Josep işte. Ben onu seviyorum ama o beni seviyor mu sevmiyor mu? Bende boşuna ümitlenmek istemiyorum. Ama aşk bu. Ben dünyada bir tane Josep gördüm... Başkasıyla evlensem bile ömür boyu Josep aklımdan çıkmaz! Okulda konuştuklarımızı anlatayım. Önce yanıma geldi ben bir telaş bir telaş! Sınıfa dönmek için koştum ama kolumdan tuttu. Tanrı aşkına! Şaşırdım. Ardından "Merhaba" dedi gülümsedi. Tatlı gamzeleriyle... Bende kekeleyerek "Me...Me.. Me.. Merhaba!" Tanrım koyun gibi ses çıkarmıştım. "me-me-me"... Sonra oturup kantinde kahve içtik. Dersi ekmiştik. Sadece ikimiz! Valla ilk önce dedim ki bu çocuğun derdi belli! Sülalesini anlattı bana. Hatta beni bir gün tanıştıracakmış hepsiyle. O kadar ki ısındık birbirimize. Annemin ölümüne çok üzüldü. Ve sonra elimden tuttu "Korkma canım, ben yanında olacağım" dedi. Ya yerim ya! Canım dedi canım! Ben yanında olacağım dedi. Ne kast ettiğini anladım ama işte bakmaz bana. Sonra yanağımdan öptü . Sandalyemi yanına yaklaştırdı. Ve "Garmen, 3 saattir konuşuyoruz" Bende tabii saate baktım Tam 3 saat 2 dakika konuşmuşuz ve hala konuşuyoruz! Her neyse o devam etti " Ben.. ben ... galiba.." dedi ve sevgili arkadaşım Jane geldi! Sahneyi bozdu. MAL. Josep sonra konuşuruz dedi ve el salladı. İşte bu kadar!

Neyse evde olduğumuzu hatırlayalım. Telefonumu şarjdan çıkardım. Artık dışarı çıkmaya hazırdım.Beni görmek isteyen birçok kişi vardı. Tabii ki de erkekleri kast ediyorum... Ama benim görmek istediğim tek Josep vardı. Tabii ondan önce tatlı babam var... Babamın yanağına bir öpücük kondurup dışarı çıktım. Annemi unutmuş değildim. Her an aklımdaydı. Ne kadar mutlu olsam da hep içim buruktu. Her neyse!... Rujumun tadı çilekliydi. Ah! Ayağımı burktum sanırım. Sakarlığım bir yana gevezeliğim bir yana. Ama gerçekten suskundum bu aralar. Elimi kaldırdım ve bir taksi çağırdım. Londra çok kalabalık bir yerdi bana göre. Taksi bulmak zordu. Şanslıyım ki taksi bulmuştum. Kapıyı açtım. O kapı açma sesine ve benzin kokusuna, boya kokusuna karşı ilgi duyuyordum. Bakmayın öyle, deli olmayan insan yoktur.Cafe'nin orada indim. Aslında hep yürüyerek giderdim ama topuklu ayakkabıya pek alışkın değildim. Snechıl'ı bir daha görme umuduyla kıytı köşedeki o masaya baktım. Oradaydı. Elinde yine bir bira vardı. Yanına oturdum.

"Selam Snechıl!"

"Opss! Selam Garmen! Tanrı aşkına! Bu halin ne?

"Seninle konuştum ve kendimi değiştirmeye karar verdim. Çok rahatsın Senin gibi olmaya çalıştım."

"Ah bebek! Ben topuklu ayakkabı giyen ve her gün makyaj yapan o sıradan kızlar değilim. Sana değiş diyen kim? Ha evet ruh halin olarak değiş. Benim gibi kafan rahat olsun bu sıralar. Ancak o topuklu ayakkabılarla değil ayağın, kafan rahat olmaz bebek!"

"Ama.."

"Neyin var kuzum? Ne oldu Garmen?"

"Yani... Sen bana değişme diyorsun."

"Kafan rahat olsun yeter!"

"Snechıl... Sanırım benim senden öğreneceğim çok şey var."

Sakızını patlattı ve ;

"Yoo bebek! Öyle biri miyim?

"Eve bebek!"

"Pekala o zaman! Bir saat sonra burada ol kendin ol!

Koşa koşa eve gittim. Makyajımı sildim. Hafif fondoten biraz eyeleıner ve silik bir ruj! Dağınık topuz yarım üst ve yırtık şort. Bir de altına mor Nike'lerim! Büyük ve salaş olan mavi çantamı unutmayalım. İşte fıstık Garmen!

Cafeye giderken bir de ne göreyim? Dilim tutuldu. Konuşmadım. O! İşte o! Josep ! Yanıma yaklaşıyordu. Kalbim ... Bana sarıldı ve "Selam Garmen!" dedi Ben de "Selam Josep." Dedim. Belimi tuttu ve "Hadi bir şeyler içelim dedi. Sana söylemem gereken bir şey vardı söyleyememiştim. Hem sohbet de ederiz." Ben de tabii ki kıramadım onu. Kabul ettim. İçeri girdik ve Snechıl bana göz kırpıp harikasın dedi içinden. Josep'le o her zaman iki sevgilinin oturduğu masaya oturduk. Josep'le içeceklerimizi aldıktan sonra Josep ;

"Geçen gün 3 saat.."

Lafını böldüm ve ;

"3 saat 2 dakika" dedim

O da gamzelerini devreye soktu..

"Tamam o zaman. Geçen gün 3 saat 2 dakika seninle konuşmuştuk. Benim de lafım yarım kalmıştı ya hani işte o yarım kalan lafımı bitireceğim."

Yüzü kızardı bana gülümsedi ve, "Galiba sana aşık oldum Garmen" dedi. Tanrı'm! Olamaz! Çığlık attım ve "Bende Josep bende" dedim. Kendimi cimcikledim ve lütfen bir rüya olmasın dedim. Gerçekten de değilmiş! Josep beni öptü ve elimi tuttu. Ben kapıya doğru koştum. Arkama döndüm "Görüşürüz" dedim. O da bana öpücük attı. Snechıl ise baş parmağıyla "like" işareti yaptı.

Eve gittim. Ağladım herhalde. Mutluluktan. Gökyüzüne bakıp "Teşekkürler Anne" dedim. Bunu annemin istediğini biliyorum. O yardım etti bana gökyüzünden.

Babam bana hep derdi ki "Bir sevgilin olunca ilk bana söyle" Ama şimdi zaten mecvburen ilk ona söyleyecektim. Gazete okuyordu. Büyük bir soluk aldım ve kapının eşiğinden ona baktım... Ona söylemek için erken değildi!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 24, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

NAFTALİN KOKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin