O gün yeni taşındığın evde fazla yanlız olduğun için bir evcil hayvan sahiplenme kararı almıştın.Karar verdikten yaklaşık iki saat sonra petshop'a doğru yola koyulmuştun saat 17.30 civarıydı petshop'a geldiğinde ise iki kedi sahiplenme kararı vermiştin.
kedileri sahiplendikten sonra mama vs alıp oradan ayrıldın, buralarda yeni olduğun için yolu kaybetmişe benziyordun. Yoldan geçen kimsede yoktu üstelik sanki hayalet bir kasaba gibiydi kendi kendine mırıldanırken bi adam gördün yanına gidip yaşadığın mahalleye nasıl gidebileceğini sormuştun.
O ise bilmediğini fakat sizi bırakabileceğini söylemişti.Adamın demek istediğini anlayıp hızlıca uzaklaştın kedilerinle fakat izleniyormuşsun gibi hissettin, aslında küçüklüğünden beri bu hissi biliyor ve seviyordun o yüzden pek takmadın.
Yürürken o hissin iyice yaklaştığını ve arttığını hissetmiştin içindeki iyi his giderek kötüleşiyor gibiydi, acaba o adammıydı diye kendine sorarken artık adım sesleri duymaya başlamıştın üstelik az sonra kendi mahallene varacaktın fakat oraya girmeden tam önce hiç ışık olmayan bi yerden geçmen gerekiyordu.Kediler ve eşyalarını taşımakta ayrı bi yüktü gerçi.
Sen ilerledikçe his büyüyordu ve arkandan ''isterseniz yardımcı olabilirim'' diye bi ses yükselmişti,arkana baktığında ise 1.72 boylarına yakın, yazın sıcağında atkı takmış ve hafif sarıya çalan kahve rengi saçları olan bi adam vardı.
İki dakikalığına duraksamıştın ve kabul ettin, elindeki kedi mama'larını adama uzattın samimi bie gülümsemeyle almıştı.Sanki bir ley soracakmış gibi görünüyordu hemen ardından 'adınız nedir'' demişti, cok fazla beklemeden ''ben *oc'nizin veya kendi adınız* memnun oldum,siz?'' oda hemen ardından ''bende liu,liu woods'' sanki bu ismi bi yerde duymuş gibiydin fakat pek önemsemedin sonunda evinizin önüne gelmiştiniz adam sizi evinize girene dek takip etmişti, sende hemen içeri girdin.
Telefonuna baktığında saat'in çoktan 20.25 olduğunu fark ettin,ardından kedilerini kafesten çıkartıp odaya saldın,mamalarını koydun ve kum'larını ayarladın biri siyah diğeri beyazdı adlarını yin-yang koyma kararı aldın ve kendine çay koymaya gittin,mutfak penceresi açıktı ama çıkarken kapattığına emindin ardından salondan bir ses geldi hemen salona gitmiştin sokaktaki o adam la bakışıyordunuz fakat bu sefer gözlerindeki bakış farklıydı, iyimserlik yerine kin ve huysuzluk vardı ama kucağında kedileri seviyordu haraketleri ve bakışları birbirinden çok uzaktı yerinden kalkıp sana doğru yaklaştı,yaklaştı ve sarılmıştı hiç haraket etmiyordun adeta donmuştun.
Ne oluyordu tam olarak tanımadığın adam şuan sana sarılıyordu derken sanki sesini duyurmak istemeksizin ''seni özledim'' dedi, seni tanıyormuydu fakat sen onun kim olduğunu bilmiyordun bile.
Terler içinde uyanmıştın yatağındaydın ve kedilerin hemen yanındaydı içini bi huzur kaplamıştı kendi kendine rüyaymış diye mırıldandın ardından komidinin üzerindeki saate baktın gözüne bi kağıt parçası çarpmıştı eline alıp okudun, kağıtta şunlar yazıyordu:
''her şey için üzgünüm ailenin öldüğü yangın bir kaza değildi bilerek olmuştu sadece daha
fazla canının yanmamasını istedim fakat bu daha çok canını yaktı.Bazen hafızan gelip
gidiyor benide bu sebeple hatırlamadın sanırım.. bu arada umarım daha sıkı sarılabilirim sana''
