13

49 5 29
                                    

 "Eve gitmeyi düşünmüyor musun artık?"

 Mark kendisine seslenen arkadaşına dönmeden kafasını olumsuz anlamda salladı. "Raven içinde olmadığı sürece orası ev falan değil."

 "Ne halt edersen et ama arada bir şu stüdyodan çık da gün ışığı al. Konserler biteli bir hafta oldu ve sen bir haftadır burada tıkılısın." ve ses kaynağı stüdyodan çıktı. Sonunda sessizlikle ve kendi düşünceleriyle baş başa kalmanın rahatlığıyla derin bir nefes çekti.

 Mark kendine gelme amacıyla omuz silkerek önündeki kağıda iyice odaklanmaya çalıştığında bu çabası başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Daha yeni boyatılan koyu mavi saçlarını iyice karıştırarak ellerini yüzüne indirdi.

 Aradan üç saniye ya geçmişti ya geçmemişti ki sessize almaya korktuğu telefonundan zil sesi yükseldi. Bu ses onun için bir uyarıcı olmuşçasına hızlıca telefonunu eline aldı. 

 "Ben size beni aramayın demedim mi? Boş yere heveslendirip durmayın."

 Telefonun karşısındaki ses agresifçe yanıtladı onu "Şerefsiz herif zaten arama beklediğin kişinin zil sesi herkesten farklı kimi kandırıyorsun sen?"

 Mark yenilgiyle omuzlarını düşürdü. "Sadece kendimi kandırıyorum Renjun. Başka bimseyi değil."

 "Bunu bilmen iyi bir şey geri zekalı. Şimdi beni iyi dinle. O stüdyodan çık ve şu evine git. Hatırlatırım senin ilgilenmen gereken bir kedin ve aynı zamanda dinlenmesi gereken bir vücudun var. Uzun lafın kısası siktir git çık artık şu stüdyodan. Yoksa Akira'yı sana bir daha asla geri vermem."

 Mark hızlıca ayaklandı. "İşine bak. Kızımdan uzak dur onu sana kaptırmam."

 "Sana bir sürü güzel şey söylerdim ama bunu daha sonraya erteliyorum."

 Asansöre hızlıca adımlarken telefonu kapatacak o cümleleri söyledi Mark "Tamam hadi kapat telefonu gidiyorum Akira'mın yanına."

 "Aferin anca adam oldun."

•••

 "Bebeğim ben geldim!" Mark kapıdan içeri girdiği anda uzatarak bağırdığında kedisi salonun kapısında gözüktü.

 Buraya kadar her şey beklendiği gibiydi hiçbir sıkıntı yoktu. Beklenmeyen tek şey Akira'nın arkasından gelerek salonun kapısına yaslanan Ravy'siydi.

 "Hoş geldin."

 Mark bir süre öylece bakakalsa da kendine gelir gelmez elindeki her şeyi bir kenara atarak sevgilisine doğru resmen uçtu.

 "Ravy! Gerçekten de sensin. Gerçekten de döndün."

 Raven sarılmakta olduğu genç adamın kafasına çok da sert olmayacak şekilde vurdu ve güldü.

 "Tabii ki dönecektim. Başka nereye gidebilirdim ki, burası benim evim. Ayrıca sen ne kadar süredir gelmiyorsun bu eve? Her taraf toz içinde kalmış bu ne biçim hal? Ben nasıl düzene sokacağım şimdi burayı?"

 Mark yalnızca parlayan gözleriyle bu dünyadaki en sevdiği kişiyi dinliyordu. Söylendiği şeylerin hepsi çözülürdü yeter ki Raven onun yanında olsun.

 Kocaman gülümsemesiyle Raven'ı yeniden kendisine çekti ve sıkıca sarıldı. Bir yandan da kokusunu iyice duyularına kazıyordu.

 "Ravy böyle söylenmeni duyamadığım her an ne kadar delirdiğimi tahmin dahi edemezsin. Ben sessiz sakin nefes bile almadan bir köşede otururum asla dikkatini ve içine girdiğin dünyayı dağıtmam. Yalvarırım bir daha yazılarını bitirmek için bu kadar uzun süre gitme. Hem bu sefer haber bile vermedin."

 Raven yüksek sesle güldü. "Salak. Nerede olduğumu biliyordun. Ayrıca her gün bana dramatik mesajlarını da atıyordun."

 "Ama beni yanıtlamıyordun ve yanına da gelemezdim. Beni asla içeriye almazdın ve bu çok daha kırıcı olurdu."

 Raven bir süre düşünür gibi yaparak onu yanıtladı "Hımm haklı olabilirsin. Özellikle roman yazdığım dönemlerde birileriyle iletişimde bulunmak bütün her şeyi mahvediyormuş gibi hissedip bütün çalışmayı çöpe attığım düşünülürse cidden seni kovabilirdim."

 "Ravy."

 "Hımm?"

 Mark ağlar gibi konuştu "Bir daha bu kadar uzun süre benden gitme olur mu?"

 Raven yine güldü ve yine sabırla yanıtladı "Tamam bir tanem, gitmem. Ben senden hiçbir zaman gidemem zaten saçma sapan dramatize etme durumları."

 Mark hızlıca kafasını sallayarak küçük bir çocuk misali sokuldu sevgilisinin kolları arasına. Bir ömür burada kalmak istiyordu. Diğer hiçbir şey onun için önemli değildi, bütün hayatı bu kollardan oluşmaktaydı. Yaklaşık beş yaşındayken de tesellisi bu kollardı, şimdi de.

 Ravy'si geri dönmüştü. Artık evi geri dönmüştü, dört duvarlı yapıdan uzak kalmasına gerek yoktu. Duvarlar Ravy'nin varlığının sıcaklığıyla çoktan ısınmıştı, Mark tekrardan konforlu alanındaydı ve Ravy söz vermişti. Bir daha çalışmak için de olsa uzun süre gitmek yoktu.

 °°°

Ben bu kurguyu bir saatte tamamladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ben bu kurguyu bir saatte tamamladım... NEYSE BAŞLADI VE BİTTİ YEEEY EN SEVDİĞİMMM. 

14.10.2022

Fourth Of JulyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin