1|1

650 41 29
                                    

Çook çok uzun zaman sonra yeni bir one shotla geldim. Yani gerçekten neredeyse 1 sene olmuş. Baya uzun bir ara ama bence güzel bir şeyle geri geldiğimi düşünüyorum. Umarım beğenirsiniz diyorum.

Hikaye yine+18 önceden uyarımı yapayım dedim.

Hikaye neredeyse 8bin kelime. Yorum yapmayı unutmayın. Yorum benim için neredeyse oydan daha önemli diyebilirim.

Hikayenin keyfini çıkartın.

İyi okumalar diyorum. ;)

________________

Rosé sıkıntıyla oflayarak bindiği metrobüsten indi ve yerini bildiği kafeye doğru savsak adımlarla yürümeye başladı. İçindeki sıkıntı bütün keyfini mutluluğunu almıştı. Hemen çözüm bulunması gereken bir şeydi.

Kafeye varmayı ve işin kötü tarafını daha geç duymak için yavaş yavaş gitsede kafenin önüne gelmişti. Ev arkadaşı burada calışıyordu ve bazı şeyleri artık konuşup sonrasında ne yapacaklarını konuşmaları gerekiyordu. Sürekli erteleselerde artık zamanları azalmıştı.

"Hey Lalisa. Selam." Lalisa kasanın arka tarafında müşterilerirden birine içecek hazırlıyordu. Tanıdık sesi duyar duymaz başını kaldırmış ve ne kadar sorun yok dercesine gülümseyen Rosé'ye bakıp aslında bir o kadar üzgün olduğunu görebilmişti. Rosé zoraki gülümsesede Lalisa çoktan fark etmişti. Hatta gören herkes fark edebilirdi.

"Selam Rosie. Sen geç ben hemen işimi halledip geleceğim." Rosé başını sallayıp hep oturdukları köşedeki masaya geçerken Lalisa'yı beklemeye başladı. Kafede az kişi vardı. Lalisa'nın işinin hemen biteceğini düşünerek elini masaya yasladı ve çenesini de oraya koyarak uyuklamaya başladı.

Birkaç dakikanın ardından gözleri hala kapalıylen üzerinde gezinen bakışları hissetti. Rahatsız edici bir hisle gözlerini açtığında tamda tahmin ettiği gibi birkaç masa ötede bir kadın gözlerini dikmiş kendine bakıyordu. Beyaz giyinimli şık ve orta yaşlarda bir kadındı. Yanında iki tane siyah giyinimli adam dururken kadın hiç şaşmadan Rosé'ye bakıyordu.

Kaşlarını çatıp neden kendisine baktığını anlamaya çalışırken önüne konan bardakla irkildi. Lalisa limonata bardağını önüne itti. Hemencecik odak noktasını ona verirken heyecanla büyük bir yudum almıştı. Buranın elde yapılan limonatısını ayrı seviyordu.

"Ya bayılıyorum şu şeye. Sonsuza kadar içebilirim." Yarısına indirdiği bardağı masaya koyrken Lalisa kıkır kıkır gülüyordu. "Eee biz yapıyoruz, tabi ki güzel olacak." Kendini beğenmiş haline gülen Rosé birkaç saniyeliğine bütün üzüntüsünü unutmuştu.

Aradaki kötü havayı dağıtmak için birkaç dakika boyunca Lalisa, Rosé'ye okulla ilgili sorular sormuş birkaç eğlenceli anla ortamdaki gergin havayı yatıştırmıştı. Rosé limonatasını içip geriye yaslandığında artık kaçacak bir yanları kalmamıştı. Konuşulacak ve bir çözüm yolu aranacaktı.

"Bu sabah konuştum adamla. Evimden illa çıkın diyor. Dil döktüm ettim parasını öderiz dedim ama dinlemedi. Haftaya kadar çıkmamız gerekiyor." Rosé oflayarak dirseklerini masaya yaslamış başını da yaptırmıştı. Bunu bekliyordu ama bu kadar erken beklemiyordu. En az iki haftaları olur diye düşünmüştü ama diğer hafta evden çıkmaları gerekiyordu.

"Çok erken Lalisa. Ne zaman toparlanıp ev bulup taşınacağız."

"Çok konuştum hatta geleyim yüz yüze konuşalım dedim adam 'sakın gelme geleceksen de 3 aylık kirayı al gel' dedi."

caset | chaelisa✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin