Güneş gökyüzünün tam ortasında durmuş adeta etrafı ısıtmak istercesine parlıyordu fakat gökyüzü sanki güneşin dünyamızı ısıtmasını istemiyormuş gibi inadına daha sert rüzgarlar estiriyordu.Montuma daha sıkı sarıldım.Aslında çok ince olmayan montum bugün adeta bir hırka gibiydi.Rüzgar montumdan içeriye giriyor,iliklerime kadar üşümemi,tir tir titrememi sağlıyordu.Havanın kötülüğünden midir nedendir bilmiyorum ama dışarıdan çok daha kasvetli bir hava içimde dolaşıyordu.Aniden titredim.Buluşacağım yere gelmiştim ama tam sahil kenarında olduğu için bir ayrı esiyordu.Etrafıma dikkatlice bakıp aradığım kişiyi buldum.Hakan,karşımdaydı.O da beni görmüş olacak ki yanıma doğru gelmeye başladı.Esen rüzgarla birlikte saçları uyum içerisinde bir bir savruluyor yüzünü örtüyordu.Bu da onun önünü görmesini zorlaştırıyordu.Bu haline istemeden de olsa gülümsemiştim.Onu o kadar çok incelemişim ki yanıma geldiğini fark etmedim.Gülümsememi bozmadan yüzüne baktım ve ellerimi cebimden çıkartıp yüzünü adeta bir perde gibi örten saçlarını düzelttim.Yüzüne dikkatli bir şekilde bakınca onun gülmediğini hatta bakışlarının sert olduğunu fark ettim.Benim de yüzüm düşmüştü.Ellerimi yanaklarına koyarak yüzünü avcumun içinde hapsettim.O ise başını iki yana sallayarak ellerimi indirmemi sağladı.Gözlerini gözlerime sabitledi,böyle yaptığı zaman kendimi çırılçıplak ,kilitleri açılmış birer hazine sandığı gibi hissediyordum.Beni adeta bir girdap gibi içine çeken gözlerden zorla da olsa gözlerimi ayırdım.''Ne oldu?Neyin var?Bak hem hava soğuk şapkanı da giymemişsin,hasta olacaksın''.''Ceren artık beni önemseme,hasta olursam olurum sanane?''Duyduğum kelimeler karşısında kızgınlık ve şaşkınlığın harmanlandığı bir duyguyla cevap verdim.''Ne demek önemsememeliyim?Sen ne dediğinin farkında mısın?''Hakan hiç beklemeden cevap verdi.''Artık beni önemseme diyorum çünkü beni önemsemeni istemiyorum,beni kıskanmanı,bana değer vermeni ve hatta ve hatta beni sevmeni dahi istemiyorum.''duyduğum kelimelerle adeta başımdan aşağıya kaynar sular döküldü.Ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemedim.Olduğum yerde çakılı kaldım.Ne demek istediğini anlamamak için salak olmak gerekiyordu.Arkamı dönüp yavaşça oradan uzaklaşmaya başladım.Ona bir şey söylemeyecektim,o zaten benim adıma da düşünmüş ve karalar almış ki bu sonuca varmış.Kim bilir ne zamandan beri bunu düşünüyordu?Bir hafta?Bir ay?İçlerinden en kötüsü de o ayrılma fikrini kafasında kurarken ben onu hala ilk günkü gibi seviyordum.Onu o kadar çok sevmişim ki onun beni sevmediğinin farkına varamamışım.Onun gözlerine öyle bir sevgiyle bakmışım ki sevgim gözümü kör etmiş.
Onun canının acıdığını da pek düşünmüyordum zaten.Ne demiş Cem Adrian''Kim daha çok severse o daha çok acırmış''Benim canım onun yerine de acıyordu çünkü bu tek taraflı aşkta seven taraf bendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUT
Teen FictionUmut;şimdi hiç görmeyen birine gökkuşağını anlatmak kadar zor ve imkansız...