Merhaba, adım Megumi Fushiguro. Buraya yazıyorum çünkü ona karşı hissettiklerim haddini aştı.
Kendimi bildim bileli babamla anlaşamam, dışarıdan bakınca harika bir adamdır ama bana karşı o kadar harika değil... Babamı çok seviyorum.
O ise benden tiksiniyor bana “hayırsız evlat” diyor edilmedik hakaret bırakmıyor. Ama bu çokta önemli değil, yinede onu seviyorum.
En ufak bir hatamda beni tehtidlere boğar, onun yanında ağlamam yasak eğer ağlarsam bana daha da çok kızar ve yine aynı şeyleri söyler.
“Nasıl erkeksin sen? Erkek dediğin ağlamaz, ağlamak güçsüzlük göstergesidir!”
Onun karşısında tek bir göz yaşı dahi dökemez, odama gidinceyse sabahlara kadar ağlarım.
Okulun ilk haftalarındaydık, herkes ailesiyle yaptığı eğlenceli şeyleri anlatıp anne ve babalarını övüyorlardı... sustum.
Sıramda telefonuma gömülmüşken geldi yanıma, dudaklarını aralayıp sordu “Bir sorun mu var?” Kehriban rengi gözlerine baktım, merak edercesine bakıyorlardı.
Ağlamak istedim, çığlıklar atmak, ona karşı olan sevgimi haykırmak istedim... ama yapamadım çünkü korkuyordum.
Anlatmak istedim, yapamadım, rahatsız oldum. Hayır sevdiğimden değil, sevdiğinden rahatsız oldum...
Tiksinircesine baktım etrafa, anladı... kalabalığı sevmediğimi anladı. Öğle arası görüşelim dedi kafamı onaylarcasına salladım.
Zil çaldı, yanıma geldi daha önce kalbim hiç bu kadar hızlı atmamıştı, hediye alınmış küçük bir çocuk kadar heycanlıydım.
Sınıf bombuştu sadece sevdiğimle ben vardık. Sordu, anlattım. Ben ilk defa birinin yanında ağladım, benden tiksineceğinden korktum.
Sarıldı, beni sözlerine inandırdı “Her şey yoluna girene kadar yanında kalacağım.” Dedi... teşekkür ettim, ona bir kere daha aşık oldum.
Bana hayatımda hiç duymadığım şeyler söyledi, düşük not aldığımda kızmadı aksine tebrik etti. Bana “Seninle gurur duyuyorum” dedi. Dayanamadım ağladım, babam haklıydı ben cidden de çok güçsüzüm...
Camdan dışarı baktım, gözlerim onu aradı, sevdiğimi. Onu gördüm yanındaysa o vardı, sevdiği... böyle mükemmel bir çocuğun seni sevmesi gurur verici olmalıydı.
Sevdiğim benim için bir sevgiliden çok daha güzeldi, bir babadan daha şefkatliydi. O yanımda değilken kendimi çok yanlız hissediyorum, üşüyorum, korkuyorum, yürüyemiyorum, titriyorum. O benim güneşim.
Dağanık pembe saçlarından hoş bir lavanta kokusu geliyor. Saçlarını seviyorum. Sabahları yanıma gelip “Nasılsın?” Diyişini seviyorum.
Sınıfa geldi, bu günde çok güzel. Ben inatçı, mızmız küçük bir çocuk gibi ağlarken benden tiksinmez, bana nazikçe gülümseyip sarılır. Gülümsemesini çok seviyorum.
O benim yanımda hiç ağlamaz, cidden çok güçlü biri... Beni önemsediğin için minnettarım İtadori Yuji, sen ne kadar bana o gözle bakmasanda seni çok seviyorum, ve son saniyelerime kadar da sevmek istiyorum.
Sen her daim yanındaydın ama ben olamayacağım.. Bu kadar zayıf biri olmak istemezdim, bunun bir intahar mektubu olmasını istemezdim... Affet beni Yuji.
Elveda sevdiğim umarım sevdiğinle mutlu olabilirsin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝚂𝚊𝚞𝚍𝚊𝚍𝚎 | 𝙸𝚝𝚊𝚏𝚞𝚜𝚑𝚒
FanfictionOnu seviyorum, gözlerimin önünde başkasını sevişinide seviyorum. "Bir mektup nasıl aynı anda hem intahar hemde aşk mektubu olabilirdi ki?"