one

5.8K 387 461
                                    

Minho dans kulübünden çıktığında hava kararmıştı. Eteğini biraz daha yukarıya çekti ve çantasından çıkardığı sigarasını dudaklarına götürdü. Elini rüzgara karşı siper ederek çakmağı yaktı. Sonra çakmağı cebine koydu.

Paraya ihtiyacı vardı. Hem de hemen ve çok fazla miktarda ihtiyacı vardı. Kirayı yine geciktirmişti ve ihtiyar kocakarı bu kez kesin tekmeyi basacaktı götüne. İşte Minho o zaman ne yapacağını bilmiyordu.

Soğuk ve karanlık evine geldiğinde kendini kanepeye attı. Birkaç gündür doğru düzgün yemek yemiyordu ve vücudu halsizdi. Acaba onlyfans hesabı mı açsaydı ya da bir sugar daddy mi bulsaydı? Gerçi para için elli yaş üstü azgın ihtiyarlara götünü vermek de pek iç açıcı değildi ama mecburdu. Geçen gece zor kurtulmuştu zaten.

Telefonuna bir bildirim geldiğinde elini attı ve telefonunu aldı. Tinderda biriyle eşleşmişti. Vay canına ama şu an Minho ilişki istemiyordu. Yine de bir şans vermeyi denedi.

Bang Christopher Chan denen adamla eşleşmişti. Herif gerçekten çok yakışıklıydı ve Minho diğer sosyal medya hesaplarından da stalklamıştı onu. Yani profili sahte değildi. Tabii hatırı sayılır bir kitlesi vardı orası ayrı.

Sonra mesaj kutusuna bir bildirim düştü. Chan mesaj atmıştı.

Sen geçen gece karşılaştığım güzellik olmalısın.

Geçen gece mi? Ne?

Hangi geceden bahsettiğini anlamıyorum.

Arabamın önüne atladığın geceden bahsediyorum. Yağmur yağıyordu.

Ha?

Ne?

Olamaz!

Bu, o adam mıydı yani?

Seninle buluşmak istiyorum.

Ben... bilmiyorum.

Paraya ihtiyacın var öyle değil mi?

Bunu nereden biliyordu?

Seni ilgilendirmez.

Yerinde olsaydım bu kadar fevri davranmazdım.

Tarihi ve yeri ayarla.

Benden daha sabırsızsın bu güzel :)

Chan buluşma zamanını ve yerini mesaj olarak yazdığında Minho dudaklarını dişleyerek okudu. Chan'ın yazdığı yerin nerede olduğunu bilmediği için internete yazdı ve...

Aman Tanrı'm!

Metropolun en lüks ve zengin yerlerinden biriydi burası. Buraya gitmek bile Minho'yu fazlasıyla zorlayacaktı ancak bu yola sapmıştı bir kere.

Geri dönmek de istemiyordu.

***

Pahalı ve lüks restoranın önüne geldiğinde yutkundu. Chan denen adamın kendisini kandırmamasını umdu yoksa buradan kurtulamazdı.

''Hoş geldiniz, rezervasyonunuz var mıydı?''

Görevli personel sorduğunda ne diyeceğini bilemedi.

''Bang Christopher Chan ile görüşecektim.'' Bir şeyler mırıldandı.

''Masanız şurada, buyurun.''

Minho titreyen bacaklarını bu kez oraya yönlendirdi. Herhangi bir rezillik çıkarmadan sandalyesine oturduğunda rahat bir nefes aldı ve telefonunu çıkardı.

baby one more time | banginhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin