one

326 34 14
                                    

bomba bomba nokta com

jimin:
pişt

jeongguk:
Efm

jimin:
Naptın.
Gördün mü bir daha aşkını 🙊

jeongguk:
Görmedim maalesef

jimin:
dikkatli baksaydın ya

hoseok:
JEONGGUUK
Ne zaman döneceksin koreye...
Özledim seni🥺

jeongguk:
Sevdiceğim ne zaman dönerse o zaman döneceğim 😽

hoseok:
pff tamam
sensiz olmuyor buralar
joon ile nereye kadar gidilir ki

adam fazla mantıklı konuşuyor anlamıyorum bazen

jimin:
yalan söylüyor
gayet mutlu
hatta beni dışlıyorlar

jeongguk:
Her nyse
bana ne
Ne zaman dönerim inan bilmiyorum Hoseok
Sizin sıkıcı sohbetinize de daha fazla dayanamam üzgünüm

hoseok:
bizim sohbetimizin neyi sıkıcı
hey

jimin:
bok gibi herifsin hoseok ben bile sıkıldım sohbetinden amk
gidiyorum

hoseok:
ne dedik amına koyayım ya
(Görüldü×2)

...

Jungkook's,

Hafiften yağmaya başlayan yağmurla birlikte oturduğum yataktan kalkmış, pencerenin yanına ilerlemiştim. Yavaştan batmaya başlayan güneşin yaydığı turuncu ve kırmızı karışımı ışık, yağan yağmurla birlikte çok güzel duruyordu. İç çekip başımı geriye çevirmiş ve artık sıkıldığım otel odasında göz gezdirmiştim. En azından küçük bir mutfağım vardı tabii. Kim Taehyung için katlanıyordum, onun için çöplükte bile yaşayabilirdim.

Acıktığımı hissederken mutfakta bir şey olmadığını bildiğimden dolayı dolaba doğru ilerlemiş, altıma bol ve kahverengi bir pantolon giymiştim. Üstümdeki beyaz tişörtü çıkarmadan lavaboya adımlayıp saçlarımı düzelterek ellerimi yıkamıştım. Daha fazla bir şey yapmadan yatağımın üstündeki telefonu elime alarak odadan çıkmış, otelin en alt katına inmiştim. Kafenin oradaki boş masalardan birisine oturmuş elime menüyü almıştım.

"Hey, Jeongguk!"

En sevdiğim sesten kendi ismimi duymamla gülümseyip başımı kaldırdım. Elinde tuttuğu siyah fotoğraf makinesi, içine giydiği beyaz tişörtü, altındaki krem rengi kumaş pantolonu ve üstüne giydiği aynı renkteki ceketiyle olağanüstü duruyordu. Saçları siyahtı ve dalgalıydı hafiften.

"Merhaba, Taehyung!"

Gülümseyip yanıma adımlamıştı, "Oturabilir miyim?"

"Tabii ki, otur lütfen."

Karşımdaki sandalyeye oturup fotoğraf makinesini masanın üstüne bıraktı.

"Nasılsın Jeongguk?'

"İyiyim, teşekkür ederim. Sen nasılsın?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 23 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

photographer, tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin