Ayaklarını sürterek koridorda ilerlemeye devam etti. Bitkin, isteksiz, istediği başka bir şey olduğundan değil ya, yine de istemiyor yapması gerekenleri.
'Yapacak daha iyi bir işim de yok.'
Hey, merhaba, merhaba, ne yapıyorsun, derse geçiyordum şimdi, çok gecikmişsin, girme bence, -omuz silker- olsun, o hoca biraz kıldır ha, biliyorum, -bu sefer de karşı taraf omuz silker-
Kapı tıklaması.
Kaygısız adımlarla amfide ilerler, o yerine geçene kadar hoca bir şey demez. Alınma ama, senin üzerinden konuşmuyorum, genel, yarım saat gecikecekseniz bir daha benim dersime gelmeyin. Beş-on dakika olsa hadi neyse, ama bir daha kimse pat diye dersin ortasında sınıfa dalmasın. Benim de bütün dikkatim dağıldı. Sana söylemedim bunu, alınma, genel konuşuyorum.
Duymadı tabii hiçbirini. Çoktandır zihninde çalıp duran müziğe dalmış.
ES*
***
Es: susmak anlamına gelen müzik terimi
Ewd dersteyken karaladım ama keşke sıçarken yazsaydım
