Uyandığımda ensemde korkunç bir ağrı vardı.O an kendimi yatağa zımbalamak istedim.Ama iş beklemezdi.Ensemdeki korkunç ağrının dünkü hayalet olayından dolayı olduğunu biliyordum.Yataktan ağır hareketlerle kalkarak motelin banyosuna doğru harekete geçtim.Gözlerim hala yatakta olan Jo'ya değdi.Ve aklıma hiçbir zaman doğru dürüst bir evde yaşamadığımız geldi.Ben buna alışmıştım artık 22 yaşında bir yetişkindim peki ya Jo? O daha 16 yaşındaydı ve annem onu doğururken ölmüştü.Babam zaten aile mesleği olduğu için avcılıkla uğraşıyordu ve geçen sene bir şeytan olayında ölmüştü. Bunu hatırlamak boğazımda bir yumru oluşturdu ve yutkunmak zorunda hissettim.Gözlerimden yaşlar inerken babama ne kadar bağlı olduğum aklıma geldi.Babamın ölümü taze sayılırdı.O öldükten sonra bu duruma alışmamız uzun sürmüştü. Jo'nun sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.
"Allison,iyi misin?"
Afallamış bir şekilde ona baktım elimin tersiyle gözümdeki yaşları sildim.
"İ-iyiyim"
Hala şaşkın gözlerle bana bakarken hemen banyoya girdim.Ağzımda ekşimsi bir tad vardı.Elimle musluğu açtım ve yüzümü yıkadım.Soğuk su iyi gelmişti. Havluyla yüzümü kuruttuktan sonra Jo'nun yanına döndüm. Elinde bir tane gazete vardı. Geldiğimi görünce bana döndü ve "İş var" dedi.
Mekanik bir hareketle elindeki gazeteyi aldım ve incelemeye başladım.
Ohio'da bir kadın iş yerinde ki herkesin testereyle kafasını kesip öldürmüştü.
Olaydan sonra da hiçbir şey hatırlamadığını,bilincinde olmadığını söylemiş.Bu gerçekten bir işti. Jo'ya "İlk önce kahvaltı yapmaya gidelim oradan gideriz" dedim.Başını onaylarcasına salladı ve dışarı çıktık.Motelin önündeki 67 model Impala'ya bindik ve bir cafe de durduk.Karnım gerçekten acıkmıştı. Cafeye girdik ve en köşede ki masaya geçtik.Garsona sipariş verip Jo'ya döndüm.
"Sence şeytan mı?"
"Bilmiyorum.Kızgın bir ruhta olabilir."
"O iş yerini araştırmalıyız."
"Haklısın" dedi.Ağır hareketlerle laptopunu çıkardı ve araştırmaya başladı.
Şirkette geçen yıl Eric Momsen adında biri ölmüştü.Adamın ölümünü araştırmaya başladım bir yanım bu adamın bu işle alakasını olduğunu söylüyordu.Ama yanılmıştım adam dosyaları almak için çıktığı sandalyeden düşerek ölmüştü.Eric Momsen'ın ölümünden hemen önce Chris Norton adında biri ölmüştü ve ölüm nedeni iş arkadaşlarının ona yaptığı korkunç bir şaka yüzünden kalp krizi geçirmesiydi.Şirket çalışanlarından Hannah Murray tüm fikrin Eric Momsen'dan çıktığını böyle bir şeyin asla olmasını istemeyeceğini söylemişti.O an beynimde şimşekler çaktı ve gazete haberinde ki kadının adının Hannah Murray olduğu aklıma geldi.Evet,İlk önce Chris'i sonra da ölümüne sebep olan herkesi öldürmüştü.Bu kesinlikle bir hayaletti.
Kahvaltıyı yaptığımız gibi yola koyulduk. Kolay bir iş olacaktı zaten kemikleri yakıp dönecektik ama geç kalmıştık bir sürü kişi zaten ölmüştü.
Ohio'ya varmıştık.Uzun bir yolculuk olduğu için yorgun hissediyorduk.Jo'ya dönüp "İlk önce bir motel bulup dinlenelim. Ardından şirkete bakarız" dedim. Kafasını onaylarcasına salladı. Ve bir motele doğru ilerledik. Yaklaşık 1 saat kadar dinlendikten sonra saat 13.25 geçiyordu. Takım elbiselerimizi giyip sahte FBI kimliklerimizi aldık ve şirkete doğru yola koyulduk. Yaklaşık 20 dakika sonra şirkete gelmiştik. Arabayı park ettikten sonra şirkete girdik. Oradaki polis memuruna "Merhaba. Ben FBI'dan ajan Collins ve buda ortağım ajan Cyrus" dedim ve sahte kimliklerimizi gösterdik. Adam "Ortağınız biraz küçük değil mi?" Diye sırıtıp Jo'ya döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Miss.Hunter
FantasyNormal kızlar vampir,zombi,cadı vb. olmak ister. Ama ben normal değilim çünkü ben onları avlıyorum. Ben avcıyım. Ben Allison ve kardeşim Jo ile birlikte hayatımı avcılığa adadım. Eğer bu işte ölürsem bundan gurur duyarım.