Uyanış

86 3 1
                                    


Gözlerimi yavaşça açmaya çalıştığımda sanki üzerinde şiddetli bir baskı varmış gibi hissettim.Ben açmaya çalıştıkça o tam tersine kapanıyor ve kapkaranlık bir görüntü zihnimi karman çorman ediyordu.Tüm gücümü kullanarak gözlerimi aralamaya çalıştığımda ise insan sulietleri ve bembeyaz bir oda gördüm.Ne yazık ki vücudumda ki görme organımın yeterince çalışmıyor oluşu, sulietleri derinlemesine incelememden beni alıkoyuyordu.Daha fazla görme isteğiyle dolup taşarken gözümde istemsizce biriken yaşlar henüz görebildiğim görüntüyü de alıp götürmüştü.Gözümdeki yaşların varlığının, kolumdaki derinlemesine kesiğe ve benim de o kesiğin üstünde doğrulmaya çalışmama borçlu olduğunu anladım.

"Bu yıl mavi pek yok ha?"

İşittiğimin hevesli genç bir erkek sesine ait olduğunu duyduğum anda anlamıştım.Sesi pek uzaktan gelmiyor olsa da ona dokunamayacak kadar uzakta olmalıydım.

"Ne yazık ki şu ana kadar bir tane bile mavi çıkmadı.Üstelik onbin kapasiteli Z döngü odası kaydı bu kızla beraber kapanıyor."

Bu ses de olsa olsa orta yaşlı bir kadına ait olmalıydı.Bu kadının sesi erkeğe göre daha yakınımdaymış gibi hissettiriyordu.Sesiyle dokunabilecekmiş gibiydi.

"Ah, hadi ya." erkeğin sessizce küfür ettiğini duydum. "Bej buna çok kızacak.Onbin çocuğun hepsini ölüme dahi terk edebilir"

"Ölüme terk etmek Bej'in hoşlanmadığı bir yokoluş şekli.İnsanların kendi kendilerine ölerek boşa harcanmalarındansa, hepsini yeni deneyleri sonucu ölmelerini olağan buluyor." kadının sesindeki duygusuzluk içimi ürpertmişti.Kimlerden bahsettiklerine dair en ufak bir fikrim olmasa dahi birilerinin başka insanlar tarafından öldürülmesi akıl almaz bir şeydi.

"Turkuaz olduğum için her gün şükrediyorum.Aksi taktirde şimdiye kadar çoktan ölmüştüm" çocuğun sesinde zavallı bir tını vardı ve bu öylesine hissediliyordu ki toparlanıp ona sıkıca sarılmak istemiştim.

"Fazla sevinme.Mavilerin çoğalması halinde fazlalıkların öldürülmesi gerekecek ve bu saf maviler yerine turkuazlar olacak.Yakında hakimiyetin siyahlarda olacağını duydum."

"Siyah mı?" çocuk içten bir kahkaha patlattı. "Siyahlar daha düne kadar renk değildi.Şimdi nasıl olur da başa gelirler? Kırmızıların zamanı yeni tükendi zaten.Mavilerde birkaç yüzyıl daha başta kalırlar.Açıkçası siyahların hakimiyeti altına girmektense mavilerin hakimiyeti altına girmeyi yeğlerim"

Kadın bıkkınlıkla soludu. "Mavilerin bu kadar ender bulunuyor olması onların neslinin sonu demek.Birde siyahlara bak her yerdeler.Eğer siyahlar bir isyan çıkarırsa maviler ve kırmızılar birleşse dahi yenemezler."

"Yeşiller boşuna mı duruyor? Onların sayısıda epey bir var."

"Yeşillerin mavilerin tarafında yer alacağından şüpheliyim"

"Saçmalık" diyerek karşılık verdi çocuk.

Kadının hafif dokunuşunu alnımda hissettim. " Hadi bakalım gözlerini aç Latun da hangi renksin bir görelim"

Deniyordum fakat göz kapaklarım sanki sıkıca yapıştırılmıştı.

"Latunun gözleri için su dökelim mi? Açmasını kolaylaştırır"

Latun diye bahsettikleri ben miydim?

"Hayır hayır ben tedavi esnasında gözlere su dökülmesine karşıyım.Bu gözün asıl rengini kırıyor.Birçok turuncu bu özelliği bilmeden kendisine doktorum diyor."

"Bu şekilde açamıyormuş gibi görünüyor ama.Birkaç gündür kapalı zaten, bizi çok uğraştırdı.İçinden ne çıkacak çok merak ediyorum.Umarım emeğimize değer."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 22, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MAVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin