Ve ben, seni dünya gözü ile gördüğüme inanıyorum. Zira YHT de gördüğüm o kişi sen olmalısın. Paçaları yırtık kot pantolon vardı, üzerinde beyaz dar kesim, kolları biraz katlanmış spor bir gömlek... Sağ kulağında iki adet siyah minik halka küpe ve beyaz polo marka spor ayakkabı...
Ben cam kenarında oturuyorum ve yanım boş. Yan tarafımda kalan 2 koltuktan birinde yaşlı bir amca oturuyor. Sonra, elinde küçük, kırmızı spor bir çantayla O geldi. Çantasını üst taraftaki bölmeye bıraktı ve yaşlı amcadan müsaade isteyerek yerine geçti, cam kenarına. Rengini hatırlayamadığım büyük kulaklıkları taktı ve neredeyse yol boyunca hiç etrafına dahi bakmadı. Yaşlı amca arada bir soru sorunca kulaklığı çıkarıp olabildiğince mimiksiz, kısa cevaplar vererek tekrar kulaklığını taktı. Amca bir defasında "Konyalı mısın?" dedi. "hayır" dedi "İzmirliyim". Kafam gittikçe karışıyordu. Fiziksel olarak bu kadar benzetmesinin dışında memleketi de seninkiyle aynıydı. Ama senin Konya'ya giden YHT de ne işin olabilirdi ki..!
Nihayet yolculuk bitti ve aynı durakta inmek için ayağa kalktık. Hemen arkasından gittim çünkü birinin sana nasıl bu kadar benzediğini çözmem gerekiyordu. Kapıda trenin durmasını bekledik ve tren durdu, kapı açıldı. Nazik bir şekilde bir eli ile kapıyı göstererek "buyrun" dedi. "lütfen" dedim, "eşyanız var siz buyrun" ve gülümsedi... Durdu dünya sanki. Tek eksik parça da tamamlandı. Gamzeler...
Trenden indik, gözüm O'nda. Dedim ya çözmeye çalışıyorum. Babam beni almaya gelmiş, arabaya doğru yönelirken tekrar dönüp baktım bir sigara yaktı.. Ama sen sigara kullanmıyordun. O kadar inanmak istiyorum ki sen olduğuna "belki başlamıştır" tekrar diye düşündüm. Aramızdaki kilometreleri ve altı hudut kapısını umursamadan umut dolu gözlerle bakıyordum ki babam aracı hareket ettirdi ve yavaş yavaş uzaklaştım oradan...
Aradan aylar geçti fakat aşamadığım bir durum haline geldi bu. "acaba O'muydu diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum. Sonra dedim ki ben çok dua ettim "lütfen bir defa göreyim "diye. Tanrı imkansızlıklar karşısında böyle bir lütufta bulundu sanırım..
Sahi sen olsan sarılırdın değil mi bir kez dahi olsa...
