One Shot

39 7 5
                                    

İşte gözlerimin önünde onunla buluşmak için kıyafet arıyordu. O aptal kızda ne buluyordu bu kadar anlamıyordum, yetmezmiş gibi birde onunla buluşmak için bana kıyafet seçtirtiyordu.

- Hyung sence mavi nasıl olur bana?

- Bana hyung demeyi ne zaman bırakacaksın, sana her şey yakışıyor. Mavinin en güzel rengi her zaman sende çok güzel duruyor.

-Hyung sen çok çapkınsın, bu sözlerinle hala sana yürümeyen nasıl kız olur aklım şaşıyor. Kız olsaydım vallahi seninle çıkardım hiç süphesiz.

Kız olman illa şart değil anlasana Minho, bu iltifatlar sadece sana senin için dökülüyor dudaklarımdan, kalbim senin için çırpınıyor deli gibi ama sen daha beni kaç kere parçalamaya devam edeceksin?

- Git işine ben kız mız istemiyorum.

Minho bir an duruksayıp gözlerimin içine bakmıştı, kalbim her bana bakışında bile heyecanlanırken onun o güzel gözlerine doyasıya bakmak istiyordum.

- Ne demek kız istemiyorum erkek bulalım o zaman sana ne dersin?

Artık dayanamıyordum içimde bastırdığım duygular yavaş yavaş dışarı çıkıyordu, birer küçük göz yaşı damlası olarak.

- Hiç bir şey anlamadın değil mi bunca zamandır?

Minho gözümden düzen göz yaşlarını görünce anlamsız bir şekilde yanıma gelip elleriyle yanağımdan akan göz yaşlarımı sildi.

- Hyung iyi misin, neden ağlıyorsun?

- İyi değilim artık bu kadarı bana çok fazla geliyor, kalbim her defasında parçalanmaktan gülmek için sebep aramaktan çok bunaldı sadece sevdiği kişi ile birlikte olmak istiyor. Onu başka birisiyle her defasında randevulara çıkarken görmek istemiyor.

- Bu da ne demek hyung?

Anlamsız bir şekilde hala gözlerime bakıyordu. Artık içimdeki duyguya engel olamadan dudaklarına bir öpücük kondurdum. Ayrıldığımda ise şok olmuş bir şekilde suratıma bakıyordu. Aynı bir balık gibiydi yüzü. Çok sevimli görünüyordu. Ben bu düşüncelere dalmışken onun öfkeli bir tokadının suratımdaki yarattığı sızıya karşılık kendime gelebildim.

- Sen ne yapıyorsun hyung bu doğru değil?

-Neden doğru olmasın, neyi yanlış bunun?

- Sen ne yaptığının farkında mısın hyung, ben seni sadece arkadaşım olarak seviyorum abim gibisin.

Al işte, en çok duymaktan korktuğum o cümleyi söyledi.

- Minho ben senden sadece bir yıl büyüğüm ve arkdaşın olarak kalmak istemiyorum, çünkü artık bu durum benim kalbimi çok acıtıyor. Her defasında korkumdan dolayı kalkıp söyleyemedim sana. Sırf bana " Sen sadece benim arkadaşımsın " dememden korkmuştum ve öylede oldu.

- Çünkü sadece arkadaş olabiliriz Hyung, ben senin gibi erkeklere karşı ilgi dıymuyorum.

-  Minho ben erkeklere ilgi dıymuyorum tek ilgi duyduğum sensin.

- Duyma! Bana ilgi duyma çünkü ben seni sevmihırum sadece arkadaşımsın ama bundan sonrada arkadaşımsın olarak kalmıyacaksın, çık evimden.

Söyledikleri yüzüme birer tokat gibi çarpmıştı. Canımı ondan başka kimse bu kadar yakmamıştı. İşte sonımda arkdaşlığındanda, evindende  kovulmuştum.

Dışarı çıktığımda kendimi nasıl yürüdüğümü bile görmeden yolun ortasında göz yaşlarımı silerek sadece ağlıyordum. İstemiyordum artık bu hayatı. İnsanlar neden hep bu şekilde ön yargılıydı bu tür şeylere, sevdiğim adam bile karşıydı.

...

Hyung niye böyle bir şey yaptın, neden ben?
Neden beni sevdin bunca zamandır, ben nasıl olduda anlayamadım bunu. Söylediklerim fazlasıyla onur ve duygu kırıcıydı.

- Hyunga bir özür borcum var, bu şekilde bir karşılık almamalıydı, tanrım ne yaptım ben duygularını bu şekilde birden kırmamalıydım. Fazla uzaklaşmış olamaz onu hemen bulmalıyım.

...

Artık gözlerimin karardığını hissediyorum, kendimi çok bitkin ve kırgın hissediyorum. Etrafta tanımadığım seslerin bağrışlarını duyuyordum, neydi bu çığlıklar ve bu yaklaşan yüksek ses de neyin nesiydi?

İşte kendimi o sesin altında çaresiz ve hareketsiz hissediyordum. İşte onun sesiydi galiba son dıyduğum ses " Hyung özür dilerim, lütfen kalk iyi olucaksın. Hyung ggg! "

...

Hyung işte artık yoktu, içimdeki bu boşluk, bu pişmanlık her geçen gün artıyordu. Bana sevgisini açmasıda benim yüzümdendi, ölmeside...
Taşıyamıyordum bu ağırlığı, onun ölmesi benim hiç b3klediğim bir şey değildi. Nereden bilebilirdim. O sadece benim yüzümden gülmek için sebepler arıyordu ama ben onun gülümsemesi yerine sonsuza kadar ağlayarak uyumasına göz yumdum.

-  Çok pişmanım Hyung affet beni, seni seviyorum...

Gülmek İçin Son Sebep ArayışlarımdıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin