"GÜNAYDINN! Sunghoon uyan, güneş doğuyor ve HARİKA gözüküyor."
Sessizlik.
"SUNGHOON!"
"Ya Wonyoung.. Saat 05.30 bırak uyuyayım azıcık."
"Ama güneşin doğuşunu kaçırmanı istemem."
Sunghoon'un uykusu ister istemez gürültülü kız yüzünden kaçmıştı.
Yatağın üstüne atılan ceketleri aldı ve küçük balkona çıktı.
Sunghoon'un ilk başta tek gördüğü şey binalardı ama kafasını yana çevirince gerçekten uyanmaya değer bir manzara gördü.
Wonyoung'a ceketi verdi ve kendisininkini de hemen sırtına geçirdi.
"Biliyor musun küçüklükten beri buna çok özendim. Yurt dışında güneşin batışını, doğuşunu falan izlemek."
"Nasıl sabahın bu saatinde bile bu kadar mutlu olabiliyorsun?"
"Sinir bozucu muyum?" dedi ve güldü Wonyoung.
"Hayır, yani.. Artık değil, senin mutlu olman beni sinir etmez."
Wonyoung ne diyeceğini bilemedi yine, manzaraya bakmaya devam etti.
"Keşke en başından konuşsaydık." dedi Wonyoung.
Ses çıkmadı.
Sırayla Wonyoung ve Sunghoon olarak konuşmaya başladılar.
"Bu arada taslakları yolladım şirkete."
"Geri döndüler mi?"
"Hayır, daha 2 saat önce falan gönderdim."
"Uyudun mu?"
"Arada kalkıp iş yapıp yatıyorum."
"Verimsiz iş yani."
"E-mail yollarken nasıl bir verim verebilirim ya?"
"Tamam tamam demedik bir şey."
"Üf keyfimi kaçırdın izlemeyeceğim gün doğumu falan."
"Ya oha abartma.."
"Şaka şaka, kafama silah dayamaları lazım buradan kalkmam için."
"Ben duşa gireceğim, yat birazdan."
Wonyoung başını tamam anlamında salladı.
Sürekli taslakların hangilerinin onaylanacağını düşünüyordu.
Saat erken olduğu için arkadasları ile de konuşamıyordu.
Hava soğumaya başlayınca ve manzara bozulduktan sonra Sunghoon'un dediğine uyup yerine yattı.
—
Geç uyandığınızda bazen içinizde bir tembellik hissi oluşur ya, Wonyoung da saat öğlen ikide uyanınca aynı tepkiyi verdi.
Telefonundaki e-mail bildirimini görünce de eli ayağı titredi.
Açtı ve sekiz tanesinden sadece üç tanesi kabul edilmişti.
O üç tanesi de Sunghoon'unkilerdi.
Öyle bir sinirlendi ve üzüldü ki, kaç saat uyumayıp çizdiği taslaklar reddedildi ve sadece üç tane taslak çizen Sunghoon'unkiler mi kabul edildi?
Hayır, olamazdı.
Wonyoung'un gözleri doldu, yatağında kendi kendine ağlamaya başladı.
