biz geldik ama bu sefer DÜZYAZIYLA🥺🫵🏻siz istediniz ben yazdım yorumlarınızı okuyamazsam çok ÜZÜLÜRÜM
&
Öğlen vakti Taehyung'un kapısı alacaklı gibi çalındığında saat, on iki buçuktu.
Havluyu masanın üstüne bırakıp kapıya yöneldiğinde yüzünde gülücükler açıyordu çünkü biliyordu ki bu saate gelebilecek tek kişi sevgilisiydi.
Kapının yanındaki aynadan üstüne çekidüzen verdiğinde kapıyı yavaşça açtı. Jungkook elinde poşetlerle birlikte kendisine bakıyordu. Yüzünde aptal bir gülüş vardı ve sahiden çok tatlı görünüyordu. "Hoş geldin." deyip kenara geçtiğinde Jungkook sakin adımlarla içeri geçti. Taehyung'un kapıyı kapatmasını bekleyip yanağına hızlıca, acelesi varmışcasına bir öpücük kondurdu. "Hoş buldum bebeğim."
"Bu elindekiler ne böyle?" Jungkook hiçbir poşeti Taehyung'a vermeden mutfağa yöneldiğinde, masanın üstünü aldıklarıyla donatmaya başladı. "Geçen gün doğru düzgün yemek yemediğini söylemiştin. Ben de beraber güzelce kahvaltı edelim istedim ve uyanır uyanmaz fırına koştum." Jungkook biraz abartmış görünse de, hevesini kıracak bir şey söylemek istemedi. Çok heyecanlı ve mutlu görünüyordu.
Taehyung başını Jungkook'un omzuna yasladı ve kollarını ince beline sardı. Hareketleri düzensizleşen Jungkook, kafasını usulca Taehyung'un saçlarına yasladı. "Teşekkür ederim. Çok mutlu oldum." Fırında olan tatlı - tuzlu her çeşit şeyden almış gibi görünüyordu. Sahiden çok fazla şey vardı. "Hmm," dedi Jungkook, hemen yanı başında olan Taehyung'un saçlarını kokladığında. "Birileri yeni duş almış sanırım." Jungkook Taehyung'a doğru dönerek kollarını beline sardığında, Taehyung'un kolları boynuna dolandı. "Mis gibi kokuyorsun."
"Gözlerin kızarmış, uyuyamadın mı?" bir eli küçüğünün yanağına çıktığında baş parmağıyla nazikçe yumuşak tenini okşadı. "Uyudum. Sadece duşta gözüme şampuan kaçmıştı."
"Yalan söylüyorsun."
"Söylemiyorum!"
"Uyuyamadıysan belki beraber şekerleme yaparız diyecektim. Neyse, başka sefere artık. Uykunu almışsındır nasıl olsa." bilmiş bir tavırla konuştuğunda, yüzünde yalandan oluşan bir hüzün vardı. Taehyung'un bu teklife dayanamayıp döküleceğini adı kadar iyi biliyordu çünkü. "Aslında, açık olmak gerekirse, uyuyamadım! Çocuk olmadığımı kanıtlamaya çalışıyordum sadece." Jungkook, Taehyung'un beline sarılı kollarıyla bedenini sertçe kendine çektiğinde, ona sımsıcak bir kucaklama verdi. "Biliyorum bebeğim, bu yüzden" Taehyung'un elini tutup karşısındaki sandalyeye oturttu. "Kahvaltımızı edelim ve hemen birlikte uyuyalım."
&
Kahvaltı sonrası Jungkook tüm bulaşıkları yıkama görevini üstlendiğinde, Taehyung salondaki koltuğa yayılmış becerikli erkek arkadaşını izliyordu. 2 ay öncesinde, Jungkook'un kendisinden hoşlanacağını, beraber uyuma teklifi edeceğini ve sabah kendisi için kalkıp fırına koşacağını söylemiş olsa götüyle gülerdi çünkü Jungkook'un ilk hali ve tavırları böyle bir olayın asla yaşanmayacağına inandırmıştı onu.
Mutlu hissediyordu. Onu düşünüp kalkar kalkmaz fırına gittiği için, daha neli pasta sevdiğini bilmediğinden iki üç çeşit pasta aldığı için, tüm mutfağı toparlamak için gönüllü olduğu için, uyuyamadığını hemen anlayıp beraber uyumayı teklif ettiği için... birçok şey için mutlu ve huzurlu hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
uzak yol ℘ taekook
Fanfictionwhen your hand's in mine, it's like I'm whole again, isn't that a sign? [texting / düzyazı]