seunmo
gec kalirsaniz beklemesi icin hocaya yalvarmam uyuyunhyunnj
tamam beyim💗💛💛💗💓🧡💗🧡🧡hadi sg
ay ig--
"Kanka ölü toprağı mı attılar üstüne?" Diyen Hyunjin'in sesiyle kafamı sıramdan kaldırarak ters bir bakış attım. Hiçbir şey olmasa da dün onu gördükten sonra gece gözüme uyku girmemişti. Uzun zaman görmediğimde hafızamdan silineceğini sanmıştım fakat tam tersi olmuştu.
"Kanka sal çocuğu da uyusun gözlerine bak."
"Kanka mı kırıyorsun beni hani biz fbydik?"
"Özür aşkom."
Seungmin ve Hyunjin'in konuşması sırasında kapıdan içeri elinde kaşıkla Changbin girdi.
"Kantinden buldum kaşık sonunda ya." Getirdiği tavuklu pilavı yiyebilmek için kantinden aldığı kaşığı masasına koydu ve bir yandan Seungmin'in telefondan göstermeye çalıştığı şeye göz atarak yemeğini çıkarıp afiyetle yemeğe başladı.
"Bu sınıfın kızları neden böyle hepsi bi gerizekalı."
"Ne oldu da sinirlendin yine?"
"Biri mi ne nakil geliyormuş çocuğu öve öve bitiremediler. Yok neymiş saçları griymiş efendim yapılıymış zekiymiş de bilmem ne." Diyerek devam etti Hyunjin.
"Umarım bizim sınıfadır gözümüz biraz yakışıklı görsün."
Ağzı doluyken, "Ulan pezevenk biz neyine yetmedik?" Diye darladı Seungmin'i Changbin.
"Hani bakayım?" Diyerek kafamı kaldırdım fakat etrafta bizimkilerden başka kimse yoktu. Zil çaldı, yavaş yavaş sınıf doluştu. İlk ders Jisoo hocaylaydı. Neyse ki sevdiğim hocalardan biriydi fakat oğlu da bizim sınıftaydı. Yakışıklı ama garip bir tipe benziyordu ve hiç konuşmamıştık. O çocuk ve yanında iki arkadaşı, duvar kenarının en arka dörtlüsünde oturuyorlardı.
Hocanın oğlu ve arkadaşları sınıfa girip yerlerine yerleşti, yanıma yerleşen Hyunjin kafasını masaya gömmeden o tarafa göz gezdirdi. Gözüne kestirdiği biri olduğunu biliyorduk fakat o gruptan değil diye düşünüp, kendisinin açıklamasını istiyorduk.
Hoca kırmızı saçlarını savurarak elinde kitaplarıyla kapıdan içeri girdi bizi selamlayarak masasına oturdu. Rutin olarak yaptığı yoklama işini halletti ve defteri kapattı.
"Arkadaşlar biliyorsunuz hem edebiyat aynı zamanda sınıf öğretmeninizim." Masadan kalkıp tahtanın önüne yürüdü.
"Sınıftan bazı arkadaşlarınızın tanıdığı bir öğrencimiz okuluma nakil aldırmış duymuşsunuzdur. Sınıfımızdaki boşluktan dolayı kendisi bizim sınıfımıza gelecek."
Lafını bitirdiğinde kapı tıklandı, yavaşça açıldı. Fakat ben görmedim çünkü uyuma pozisyonundaydım.
Kapı ardına kadar açılıp geri kapandığında, Hyunjin'in ağızından çıkan kısık sesli küfürü duydum. Kafamı kaldırma gereği duymadım fakat hocanın kendisini sınıfa yani bize tanıtmasını istediğinde gelen kişi konuşmaya başladı.
"Selam Jaehyun ben."
Kendini tanıtma faslı başladı. Jisoo hoca birkaç soru sordu ve geçmedi gereken yeri gösterdi.
Kafamı kaldırdığımda tanımadığım yüzle karşılaştım. Bi an olsun Minho olduğunu düşünmüştüm fakat saçmalığı kenara bırakarak kafamı geri kollarıma gömdüm.
Hyunjin anın şokunu anlatamamış yerinde kıpraşıp duruyordu. Neden olduğunu anlamış gibiydim çünkü genelde bu tiplerden hoşlanırdı.
Daha fazla düşüncenin içine dalmada uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fall street | #minsung
Fanfiction+ hâlâ sana asik oldugumu dusunduren nedir? - eskisi gibi bakiyor gozlerin cunku.