6

211 33 33
                                    

birini umutlandırmak ve umudunu boşa çıkarmak ona hissettirebileceğiniz en kötü duygulardan biri olabilir. hayal kırıklığı tarif edilemez, sadece yaşanıp anlanabilecek bir histir.

sahneye çıktığımda arkadaşlarımı, özellikle Chan hyung'u çünkü bana en çok güvenen ve destekleyen oydu, hayal kırıklığına uğratmak istemedim. elimden gelenin en iyisini yaptım. sanırım.

şimdi ise boşluk hissediyordum. şarkıyı bitirmiştim. nefes nefeseydim ve gözlerim hala kapalıydı. tüm enstürümanların sesi kesildiğinde alkışlama ve çığlık sesleriyle ancak açabilmiştim gözlerimi.

sonra indik sahneden. bacaklarımın titremesi geçmişti, birazcık uyuşukluk hissediyordum sadece.

"özür dilerim." yine ağzımdan çıkan ilk şeydi. kaşları çatıldı üçününde. sahne arkasındaki o koltuğa attım kendimi. kendimi zorladıktan sonraki o baş ağrısını hissediyordum.

"seungmin, sen neden, neden özür diliyorsun gayet" changbin hyung azarlar tonda konuşmaya başlamıştı. ellerimle kafamı ovdum biraz, sözünü kestim. "gayet iyi değildim işte. daha iyisini yapmalıydım, sizi umutlandırdım. şarkıyı söylemeye o kadar odaklandım ki gitarı doğru düzgün çalamadım bile. bir sürü hata yaptım, özür dilerim."

derin nefesler alıyordum, yine. beynim yapamayacağıma o kadar inandırmıştı ki kendini, sürekli hata arıyordum kendimde.

"seungmin alkışları duymadın mı? sen hiç bir hata yapmadın, gayet iyiydin. herkes çok beğendi, seni, bizi. başardık, çok iyiydik, çok iyiydin." chanbin hyung dizlerinin üstüne oturup dizlerimin üstündeki ellerimin üzerine koymuştu ellerini. daha iyi hissettirmeye çalışıyordu bana. ellerini tuttum sıkıca, minik bir tebessüm ettim.

"Seungmin, sesin gerçekten çok güzelmiş! artık fanınızım. çok iyiydiniz!!"  İçeri heyecanla ve bağırarak giren Felix ile hepimiz ona dönmüştük. hepsi sarılıp tebrik etti bizi.

"harikaydın, gerçekten. az önce dediklerini duydum biraz, sakın bir daha öyle düşünme. hiç hata yapmadın, yapmayacağına emindim. harika bir iş çıkardın." hyunjin yanıma gelip sessizce konuştuğunda dediklerinin gerçekliğini sorguladım. saçlarımı karıştırıp gülümsediğinde dediklerinde gerçekten samimi olduğunu anladım. bende ona gülümsedim.

'son dakika alınan bir kararla festivalin en iyi 3 performansını açıklamaya karar verdik! kazananlar kupa ve bir miktar para ödülüne sahip olacaklar. tüm katılımcıları sahne arkasına bekliyoruz. sonuçlar birazdan açıklanacaktır!!"

duyduklarım beni heyecanlandırmamıştı ama diğerleri heyecanlı duruyorlardı. nedensiz ilk üçe girebileceğimizi düşünmüyordum. boşuna kendimi heyecanlandırıp sonra üzülmek istememiştim.

beklemeye devam ederken sunucunun sesini duyduğumuzda hepimiz sessizce dinlemeye başlamıştık. İlk olarak üçüncü açıklanmıştı. bizim gibi bir gruptu sevinmişler koşarak çıkmışlardı. ikinciyi açıklamadan direkt birinciyi açıklamaya geçtiklerinde Hyunjin'in grubunu, isimleri vardı ama unutmuştum, söylemişlerdi. hepimiz onlar adına sevinmiştik.

sonra birden Chan hyungun ismini duydum. sonra benimkini, Changbin hyun'un ve jisung'unkini. neler olduğunu anlamamıştım ki jisung ağzı şaşkınlıktan açık ama gülümser bir şekilde bana bakıyordu. sonra titreyerek çıkıp indiğim sahneye yine ayak bastım.

tebrik edip kupayı elime, Chan hyung özellikle uzatmıştı, verdiklerinde ne hissedeceğimi bilememiştim. sevinmiştim, garip hissediyordum. bir kaç dakika sonra da indik sahneden.

kaçıncı kez geldiğimi bilmediğim sahne arkasında bunu kutlamamız gerektiği konuşuluyordu. ama ondan önce yapmak istediğim bir şey vardı. changbin hyung herkesin evine gidip biraz dinlenmesini, akşam tekrar konuşup bir yere gidip kutlayabileceğimizi söylemişti. herkes kabul etmişti tabi.

eve gitmek için ayaklandık. Chan hyung'un arabasına binip bağladım kemerimi, kupayı hâlâ elimde sıkıca tutuyordum. şimdi söyleyebilirdim.

"hyung, eve gitmeden önce... annemin yanına uğrayabilir miyiz?"

★

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
somebody to love, hyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin