16

45 10 42
                                    

"Kendim olmak istemiyorum, bu beni çok rahatsız ediyor. Kendim olmak istemiyorum, sadece başka biri olmak istiyorum."

Praskovya

Altımda gülen Fedrick'le başımı kaldırıp Styles'a baktım. Sinirli bir şekilde ne yapacağını düşünüyordu. Lafa girdi...

"Vesna'yı bırak."

Yine piç gülüşüyle konuştu.

"Yo, yoo. O kadar kolay değil, Styles. Bakıyorum da birileri onları düşürdüğüm oyunu anlamışlar, biraz geç olsa da."

Belimdeki silahı elimle ittirip, Fedrickin üstünden arkaya atladım. Fedrick ayaklanıp silahını bana doğrulttuğunda ben de aynı şekilde silahımı ona doğrultmuştum.

Gülümsedim.

"Ne kadar aptal olmasan da, yavaşsın Fedrick. Yaşlanıyorsun. Monoton emekli hayatına aksiyon katmaya mı çalışıyorsun yoksa?"

Fedrick'in çenesindeki damarın attığını görebiliyordum. Alınmış mıydı yoksa, ha? Fedrick'in arkasındaki Styles'a baktım. Dediğim şeye gülmüştü. Fedrick kendine yedirememiş bir şekilde konuştu.

"Yaşlıyım ama mutluyum, Praskovya. En azından annem ve babam hâlâ sağ. Onları öldürmeye çalışanları görünce aileme yardım etmek yerine korkup kaçmadım. Yahudi piçi olurum diye mi korktun?"

Dediği şeylerle nefesim kesilmiş gibi hissettim. Damarıma basmıştı ve bunu çok iyi biliyordu. Hiçbir şeyi umursamadan Fedrick'in üstüne ateş ettim. Onun, benim üstüme yağdırdığı kurşunlardan kaçmaya çalışırken hızlıca Styles'ın beni çekiştirmesiyle kapıdan çıktık.

Beni çekip merdivenlerden koşturunca otoparka gidip tekrardan arabaya yöneldik. O sırada tek bir laf bile etmiyordu.

Arabayı sinirlice sürmeye başladı ve bizi hiç bilmediğim bir yere getirdi. Ah, öldürecek miydi acaba?

Arabadan indi ve benim de kapımı açtı, boş boş yüzüne bakmaya devam ettim. Elimi tuttu ve konuştu.

"Hadi, gel."

Arabadan indim ve karşımdaki göle doğru baktım. Hiç bir zaman böyle bir yer olduğunu bilmiyordum. Beni kolumdan ilerletti ve gölün kenarına oturduk. Konuştu.

"Bazen biraz kendimize süre vermemiz gerekiyor."

Oturduğum yerden göle doğru baktım. Derin bir nefes aldım ve kafamı arkaya doğru yatırdım. Styles'ın üstümde olan bakışlarını hissedebiliyordum. Bir şeyler söylememi bekliyordu.

"Şu zamana kadar her şeyi yanlış anladım, Harry."

Styles kafasını bana çevirdi ve kalkmış kaşlarıyla beni dinlemeye başladı.

"Düşmanımı sen sandım. Oyuna geldim ve seni kendime düşman ettim. Asıl etrafımdakileri görmedim. Fedrick, Erica... Bana ihanet edebilecekleri düşünmedim. Güvendim belki de? Öteleyicilerin ilk kuralı bunu engellerken ben kendi kuralımı çiğnedim."

Styles'ın, Erica'nın ismini duyunca mimiklerinin sertleştiğini hissettim.

"Hataların var, Vesna. Hâlâ bana katılmadığın konular var. Fikirlerin ve görüşlerin özgün olması gerektiğini biliyorum ama bu şekilde değil."

Kafamı kaldırıp Styles'a baktım.

"Ne yapabilirsin ki, Styles?"

Derin bir nefes aldı ve göle doğru kafasını çevirdi.

"Fedrick'ten geçmişini duydum. Kendi araştırmamla da uyumlu oluyor. Bende kaldığın gecenin sabahı masanın üstüne dikkat etmedin. Orada senin biyografin ve geçmişin vardı, ayrıntısına kadar."

Gözlerimin dolmasını engelleyemedim. Sessizce burnumu çekip yaşları geri göndermeye çalışsam da yanlışlıkla ses çıkarmıştım. Styles sesi duyup bana doğru kafasını çevirdi. Benim duygusuz bir canavar olduğumu düşünüyor olabilirdi.

Elini yüzüme doğru uzattı ve işaret parmağıyla gözümden akmak üzere olan yaşı sildi. Başımı öne eğdim.

"Öngördüğün fikir ve düşüncelerin yanlış olduğunu düşünmüyor olman gayet normal. Bir ay önceki Harry Styles olsam bunları düşünmezdim evet, ama artık seni ondan daha iyi tanıyorum. Neler yaşadığını biliyorum ve üstüne konuşarak seni tetiklemek istemiyorum."

Ona bakmak istemiyordum, pişman hissediyorum çünkü. Kafamı çevirdim ve göle doğru baktım.

"Duygularımız, fikirlerimizin önüne geçmemelidir. Daha çok küçüksün, Praskovya."

Derin bir nefes aldı ve o da göle döndü.

"22 yaşındaki genç bir kızsın sen. Bazen inanılmaz geliyor, tüm ülke senin arkanda ve bu senin yaşındaki bir kız için çok güzel bir başarı. Tüm ülke de senin gibi geçmişte olan şeyler yüzünden herkese tepkili. Ortalığı yıkıp yakmak için bir kıvılcım bekliyorlar."

Sikeyim, söylediği her sözde haklıydı.

"İnsanların fikri çok zor değişir, Vesna. iki sene önce üniversitesiden mezun olmuşsun. Hayata çok çabuk atılmışsın. Annenin payı bunda çok büyük."

Gözlerine baktım.

"Sen de benden çok farklı değilsin, Harry."

Gülümsedi,

"Evet, ama 3 yılda çok şey değişebilir."

Öylece sessiz bir şekilde oturmaya devam ettik.

"Yapacağım."

Styles sessizce konuşunca ona doğru döndüm.

"Neyi yapacaksın?"

Yüzünü kaldırdı ve bana baktı.

"Düşüncelerini değiştireceğim. Hayat felsefeni baştan yaratacağım."

_________

bu seferlik kisa bi bolum cunku hastayim

Governmently Show | Harry StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin