Takvimdeki Not

77 6 4
                                    

"Saatlerdir oturdugum koltuktan kalkip televizyonu kapatip bir an once islerimin basina donmeliyim" Ama kendimde ayağı kalkıp iş yapacak gücü bulamadığımdan bacaklarımı uzatıp tembellik yaparak bir yandan da hayatımda suana kadar neler yaptığımı sorgulamak daha kolayıma geliyor.
Dort yil -hazirlikla beraber bes- son derece iskenceyle gecen ve sonunda biten universitemin ardindan hayata atilmamin bugun 2. Senesini kutluyorum. Yalniz basima. Ve tabikide tamamlanmayi bekleyen ve masamın ustunden adeta bana dil cıkaran otuz sayfa raporlarımla. Ne büyük kutlama ama! Eger biraz daha televizyon karsisinda pineklersem patronumun eksik hazirlanmis raporlarima bakip suratima tukurukler sacarak konusmasini ve isten atilmamla ilgili tehditkar sozlerini duymak zorunda kalacağıma da bilerek parmaklarımda kalan cips kırıntılarını yalıyorum. "Kızarsa kızsın ya bende insanım sonuçta yorulabilirim".
Universitedeyken hep bir gun kendi sirketimin olacagini ve sabahlari herkesten sonra krem rengi topuklu ayakkabilarimla beyaz incili gomlegim ve bordo etegimle yeni fon cektirdigim acik kumral saclarimi ruzgarda savurarak iceri girecegimi hayal ederdim. "Gunaydin Aylin Hanim." "Bu sabah da kahvenizi bol sutlu getirdim Aylin Hanim" Calisanlarimin hayali sesleri "Aylin! Uyan" diye bagiran cirtlak sesli -tatli- hocalarim tarafindan bolunurdu. Aslinda keske derslerde hayallere dalmayip dersi dinleseymisim diyorum. En azından hergun sabah somurtarak kalkip ayaklarimi surukleyerek sirf patron annemin kuzeninin tanidigi diye ise alindigim bir yerde calismak zorunda kalmazdim.
Koltugumdan kalkip- buyuk bir caba sonunda- ustumde kalan cips kirintilarini silkeledim. Duvarda asili takvime baktim ve bugunku yapragi da kopardim esneyerek. Sonra gelen yapragin ustundeki kirmizi tukenmez kalemden kalpler dikkatimi cekti. Birde not yazmisim:"Orkun geliyorr!"...

***********

Ayy inanamiyorum. Allahim zaman ne kadar cabuk gecmis. Oysa benim canim sevgilimi Amerika'ya daha dun ugurlamisim gibi hissediyorum. Ay o gunu dusundukce bile icime daralmalar geliyor!
Evet. Orkun. Ilk askim ve sonsuza kadar da onu sevecegim. Onu universitenin kutuphanesinde gordugum gunu hatirliyorum da. Parlayan siyah saclari hafif bronz teni ela gozleri. Onu ilk gordugum anda icim yaz gunesiyle karsilasmis dondurma gibi ermisti. Heyecandan bagirarak "yanin bossa oturabilir miyim" demistim. Bir anda herkes bana bakip cik ciklamisti. Aman. Napiyim. Bu kadar yakisiklilarla hep filmlerde olur saniyordum. Ama o gercekti. Benim kizarmis yuzume tum sevecenligiyle bakip sessizce "gel hadi" diyerek sandelyeyi uzerine hafifce vurmustu.
O gunden sonra gec saatlere kadar mesajlasmalar, bulusmalar ve daha bir suru flort asamalarindan da tam not alarak gectikten sonra cikmaya basladik. Universiteden mezun olduktan sonra ben hemen ise basladim ama o yuksegini yapmak icin Amerika'ya gitmeye karar vermisti. Tabi o zamanlar ettigimiz kavgalarin -tahmin edersiniz ki- haddi hesabi yok. Nasil izmir de birakip elin Amerikalarina gider! O gidene kadar her gece aglayarak uyuyordum o da uyumaz beni teselli etmeye calisirdi. Sabahlari kalkinca suratim asik homurdanarak kahvaltiyi hazirliyordum. Suratimin asikliginaragmen daginik saclariyla ve karin kaslarini ortaya cikaran beyaz t-shirtuyle beni mutfagin kapisindan gulumseyerek izlerdi.Ben kahveleri hazirlarken arkamdan sarilip saclarimi koklayarak operdi. Sabahlari da bi ayri yakisikliydi sebek. Ama hic taviz vermiyordum. Beni birakip gitmemeliydi. Hele havaalaninda yaptigim yaygara. O nasil bir aglamakti. Orkun "sevgilim sakin ol zaman cok hizli gecicek goreceksin" diyordu surekli. Ama yok benim cesmeler acilmisti bir kere. Iki gun gozlerim sis gezmistim. Ay ne rezillikti hic hatirlamak istemiyorum.
Ama simdi dusunuyorum da cocugu bos yere o kadar uzmusum tabi kendimi de. Zaten topu topu 1 sene ayri kaldik. En baslarda cok zordu ama sonra alismaya basladik. O zamanlar skype a bagli yasiyorduk. Arada saat farki oldugu icin ben her gece 4 te kalkip bilgisayarin basina geciyordum usenmeden. Sabah da yorgun yorgun ise gidiyordum. Valla yine olsa yine yaparim. Sonucta benim biricik sevgilim o. Benim herseyim.
Vee simdi donuyor..

Mutlu Sona InanmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin