Kulüp, neon yeşili ışıklarla aydınlanıyordu.
Öyle bir renkti ki mide bulandırıcı değil aksine eğlenceli bir hava veriyordu.
Büyük mekanın içinde yeşil tengin farklı tonları gezinirken barda içenlerin, masalarda otururken işi pişirenlerin ve dans pistindeki dans eden bedenlerin üzerine gölge düşürüyordu.
Çapraz şekilde dizilmiş gökkuşağı renkli fayanslarla kaplı zemin insanların ayakkabılarının ve açık gökyüzündeki yıldızların altında parıldıyordu.
Bar kısmında egzotik şişeler içindeki alkollerle dolu koca bir duvar vardı ve hemen önünde altı barmen becerikli elleriyle müthiş bir şekilde içecekleri servis ediyorlardı.
San müzikle tehlikeli bir şekilde dans ederken başını geriye yatırdı.
Gözlerini yorgunluktan kapatmıştı ama diğer insanlar bu hareketi oldukça seksi buluyor olabilirdi. Kollarını aşağıda tutarken kalçasını şehvetli bir şekilde hareket ettiriyordu; kötü bir disko müziği olsa bile dans etmenin verdiği hazzı özlemişti.
Bünyesindeki alkol (iki shot pálinka, içkiye alışkın olmayan bünyesi için muhtemelen çok da iyi bir tercih değildi) bedenini hem uyuşturuyor hem de enerjiyle dolduruyordu.
Uyuşturuyordu, çünkü geçen her bir saniyede her bir hareketiyle gerçeklikle olan bağı kopuyor, her şeyin eğlenceli, sorunsuz ve sahte olduğu bir hayal dünyasına doğru süzülüyordu.
Enerji veriyordu, çünkü umursamıyordu.
O yüzden o an canı ne istiyorsa onu yapıyordu: dudaklarını ısırıyor, göğsünü ön plana çıkarıyor, ellerini terli saçlarına daldırıyor ve vücudunu kıvırıyordu.
Aslında dans pistinin kenarında Mingi ve Yunho'yla birlikte dans ediyordu ama ikisi birbirlerine yakınlaştıkça kendisi daha içlere girmeye karar vermişti. Şimdi Seonghwa, Hongjoong ve Yeosang'la birlikte hepsinin tam ortasında müziğin ritmine kapılarak umursamazca dans ediyordu.
Wooyoung ise hala barda, sadece su içerek yüzündeki düz ifadeyle oturuyordu.
Halk içinde ya da bu tarz kalabalık ortamlarda sarhoş olamaz ya da birkaç bardak dahi içki içemezdi. O ve diğerleri daha öncesinde en az iki kişinin her zaman ayık olacağı konusunda anlaşmışlardı.
Direkt olarak San'a bakamıyordu çünkü baktığı an fark ediliyordu ama gözlerini üzerinden uzaklaştıramıyordu da.
Gözlerini sert bir ifadeyle kulübün içinde gezdirdi. Bazı insanlar onları kestiğini düşünme hatasına düşerken dikkatini çekebilmek için daha seksi bir şekilde dans ediyorlardı. İçinden sessizce kahkaha atarken direkt yanlarına gidip onlarla takıldığı günleri hem özlediğini fark etti hem de gözünde canlanan hatıralarla yüzünü buruşturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I QUIT | Woosan (Türkçe Çeviri)
FanfictionSan işinden istifa ettiğinde bunu beklemiyordu. Yeni bir iş teklifini beklemiyordu. İş sayesinde dünyayı gezebileceğini beklemiyordu. Ve kesinlikle çabuk sinirlenen CEO'ya, Jung Wooyoung'a aşık olmayı beklemiyordu. "Tanrım, seni çok fena öpmek i...