|Korku|

83 4 11
                                    

Çok zararlı bir şeyin güzel olduğunu düşünmek zararlıdır. Bir kez daha söylüyorum kesinlikle öyle. Akıntıya kapılıp gitmek aptallık olurdu.

O akşam onca ışığa rağmen deniz gökyüzünden daha karanlıktı. Ama Durum hiç iç açıcı görünmüyordu.

Neden bilmiyorum ama bugün yine cesaretli olduğum günlerden birisiydi.Umarım yanlış bir adım atmıyorumdur.Sonuçları pek iyi olmuyor çünkü.

Beni deniz kenarına getirmişti. Buralarda bir yerde işi varmış onun için geldik. Bir hayli yürümüştük.Çok yorgundum. Acaba bugün evden çıkmasaydım ne olurdu? O çocuğu göremezdim. O adam onlara işkence etmeye devam ederdi ve... Unut gitsin.

Ve şimdi karanlıkların adamının peşinden gidiyordum. Vaay, karanlıkların adamı. Hiç fena değil.Bunları düşündükçe sırıtmaya başladım. Hatta bir ara Sarp bana dönünce sesli sesli gülmeye başladım.Kahkaha boyutunda olmasa da dikkat çekici bir hareketti.

"Kes şunu!Sinirimi bozuyorsun." dediğinde dik dik ona bakmaya başladım.Sonra kollarımı birleştirip yürümeye devam ettim.

"Ne sinirini bozuyor?" dedim yine gülerek. Aklıma yine karanlıkların adamı geldi.

"İki saattir saçma sapan bir şeyler düşünüp kahkaha atıp duruyorsun.Nesin sen? Şaklaban falan mı?" dedi küçümseyerek ve önüne döndü.

"Bana bak!" deyince yavaşça bana döndü.Yüzüne bakmaya çalışıyordum ama beceremedim. Kabul biraz tırstım.

"Şeyy vazgeçtim.Bakmasan da olur." önüne döndü.

"Saçmalamayı ne zaman keseceksin!" dedi sesli bir şekilde nefes vererek.

Ama yine de devam edecektim.

"Asıl saçmalayan sensin.Şu konuştuğun şeylere bak.Bir bardak suyla fırtına yaratıyorsun resmen." dedim kısık bir sesle. Ne de olsa tırsmıştım.

"Alakası yok." dedi omuzlarını kaldırarak.

"Var." dedim ona yetişerek.

"Ne işin var bilmiyorum ama artık anlat.Sorun ne?" bana döndü.

"Geldik." dedi düz bir sesle.Neresiydi burası? Kaç yıldır burada yaşıyordum ve burayı ilk defa görüyordum. Sessizce ilerliyorduk. Sessizliği bozan tek şey yanımızdan geçen ırmağın sesiydi. İlerledikçe soracağım soru katsayısı giderek artıyordu. Ama yine laf yememek için sıkıyordum dişimi.

"Aptal olmak için extra bir çaba gösteriyorsun." dedi kafasını sallayıp benimle alay ederek.

"Neyden bahsediyorsun sen? " dediğimde gülme sırası ona gelmişti. Kaşımın birini kaldırmış onu dinliyordum.

"Bu kadar aptallık senin için bile fazla. Buraya kadar, benimle geldin. Başına geleceklerin farkında bile değilsin. "

"Hah.Korkmuyorum ki." dedim kafamı dikerek. Öyle mi dercesine bir bakış attı.

"Korkmam mı gerekiyor?" dedim iki adım gerileyerek.Sonra o yoluna devam edince ben de arkasından ilerledim.Korkmalı mıydım? Oysa onca irkiticiliğine rağmen çok güvenli duruyordu Sarp. Zararsız,masum... Bunları düşündüğümü bilse kesin benimle alay ederdi.

İlerledikçe korkmaya ve pişman olmaya başlamıştım.Etrafımda hiç kimse yoktu. Olayı öğrendikten sonra nasıl kaçabilirim diye planlar yapıyordum. Kız olmak böyle birşey. 2 dakika sonrasını düşünmek zorundasın.

"Hayırdır. Dalmış gibisin. Çalıştığın kafelerde de böyleydin. Kovulduğun mu demeliyim." Konuşurken bari bana dönmesi gerekmez mi? Çok sinir bozucu oluyordu.

SAMAN ALEVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin