"Amary! bu üst saçlarınla harika uyumlu olur bunu alsana" şuan bir arkadaş grubuy ile'kıyafet' denilen kumaş parçalarının alışverişini yapıyorum daha birkaç saat önce evimdeyken 12SAAT
28 SAAT ÖNCE
Annem başka bir kelime etmedi, mağranın çıkışını işaret etti . Kayıp prensi bulmam gerekiyordu başka şansım yoktu. Hem bu çocuğun yüzeyde olduğu ne malum, var annemim bir bildiği ama ağzımı açtırtmadı. Yüzeye doğru gidiyordum fakat her hangi bir kara parçası değidi, elimde yosun kağıdının üstüne çizilmiş bir harita vardı, yola çıkmadan babamdan öğrenmiştim. Rilam krallığının kraliçesi bizim krallığımızla savaş çıkacağından korktuğu için tek varisini yer yüzüne saklamış , sonrasında kadın başka çocuklar doğurduğu için kral pek önemsememiş fakat kraliçe oğlunu bulmak istiyormuş bunun içinde annemle iletişime geçmiş. Kısacası milletin bok yemesini ben temizliyorum. Rilam kraliçesi bana bir parça yosun üzerine işlenmiş bir harita verdi, bizim kabilemiz okyanusun henüz insanlar tarafından keşvedilmeyen kısmında yaşıyordu yani yolum uzundu.
12 SAAT SONRA
Artık kaçıncı saatimdeyim bilmiyorum tek bildiğim çok yorulduğum ve yaklaşmak üzere olduğum , kuruğumun kemiklerine kadar ağrıdığını hissediyorum karaya çıkınca bacak ağrım çok olacak, Tanrım sen yardım et.
Gözlerimi açtığımda tavan lambasının ışığı gözüme giriyordu gözlerimi geri kapattım. Bu ışık.. bu ışığı biliyorum insan evlerinde kullanılıyor. PARDON?! Hızlıca gözlerimi açtım, büyük ve pürüzsüz bir kasenin içinde uzanıyordum panikle kenarlarına tutunup kendimi kaldırdım fakat iki çift el beni durdurdu, insan eli.. O elleri görünce dahada çırpınmaya başladım gözlerim aşağı kaydı kuyruğum ordaydı. Bu sefer çığlık atmaya başladım, o iki çift elin sahibinin dışında gözümün kenarıyla üç insan daha gördüm dördü kulaklarını kapattı, biri dışında, o hala beni sakinleştirmeye çalışıyordu " Dur be kızım! Kimse zarar vermeyecek sana" Bir yandan kollarımı tutuyordu diğer yandan ağzımı kapatmaya çalışıyordu ayağıylada çırpınan kuyruğumu bastırıyordu. Azıcıkda olsa ikna olmuştum bana birşey yapmayacaklarına sakinleştim, gözlerimi kapattım pullarım içeri çekildi göğüslerim açığa çıktı, kuyruğum yok oldu bacaklarım su dolu büyük kasenin içinde belirdi
(Amary gibi silastların göğüs böylesinde deniz yıldızı vesaire yerine pullar var daha kolay hayal etmeniz içim ornek)
Beni tutan çocuk büyük bir şaşkınlıkla gözlerini kapattı, bulunduğumuz odadan dışarı çıktı ve diğer iki oğlanıda peşinde sürükledi . Kızlarla baş başa kalmıştık sarışın olan yavaşça bana yanklaştı ve kasenin yanına çöktü "Merhaba, benim adım Ela cevap vermeni beklemiyorum sadece neler olduğunu anlatacağım sadece beni anlıyorsan kafanı sallarmısın?" yavaşça salladım " Seni deniz kenarında bulduk , baygındın insanların görmemesi gereken birşeydin bizde seni eve getirdik ve ölmemen için küvete koyduk" hafifçe kıkırdadım, susuz ölmezimki 5 saat dayanma kapasitem vardı neyse en azından düşünmüşlerdi "Amary" dedim kızlar garip garip baktılar, boğazımı temizledim " Adım.. Amary"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SILAST
FantasySılast ve İnsan, Çekişme içinde iki krallık Aşkları ne kadar olabilirse okadar imkansız. Annesinin emri üzerine düşman krallığın kayıp prensini aramak için su üstüne çıkan Amary karaya çıktığında onu kuyruğuyla görmemesi gereken birileri ile karş...